Caminin enkazında cuma namazı kılıyorlar…
Kalanlar bir güneye kaçıyor, bir kuzeye geri…
Gıda temin edebilmek için kuyruklardaki Filistinlilere ateş açılıyor… Amerika’nın gıda yardımları uçaktan atılırken güya yanlışlıkla denize düşüyor, çaresizce insanlar onlara ulaşmaya çalışıyor… Dünyanın gözü önünde kedinin fareyle oynadığı gibi biçare insanlarla oynuyorlar ölüm enselerinde…
Devletler mi?  ‘Arkadaşlık başka ticaret başka’ mantığına sığınarak birbirleriyle rutin alışverişlerdeler. Bir bürokrasi trafiği git gel…bla bla bla… Sözüm ona dünya ayağa kalkıyor, bunun adı soykırım sözlerini eyleme döken de yok, bu katliamı durduran da!
Netanyahu tam gaz… Bebeklerin çocukların insanların halleri dayanılmaz fotoğraf karelerinde…
Son yıllarda ne çok şahit olduk bu savaşlara. İnsanların hırsları bitmiyor. Sürekli saldırı halinde. Aslında bu hepimizin tanık olduğu tarih kitaplarında okutulacak cinsten bir çöküş. Tıpkı bizim de okuduğumuz dramlar gibi. Hatta okurken, nasıl olur diye vicdanımızı zorlayan olaylar. Yugoslavya’da yakın bir zaman da yaşanan soykırım gibi, Ukrayna’nın kaderi gibi…
Sahne utanmadan sıkılmadan yine seyirci kalan dünyanın …
‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ mottosu hayatın tüm hücrelerini fethetmiş. Hayat kısalmış. Orta yaş ihtiyar, gençler duyarsız, güzellikler anlık, vefa siluet halinde yavaş yavaş yok olmuş. Vefasızlık mı feci halde! Hal hallikten çıkmış.
Bu da başka veçhe; Biricik değerlerimiz, çınarlarımız elden ayaktan kesilip  yatağa düşerken, onlara bakmayan bakamayan evlatlar olarak onları,  organize olup dev bir iş potansiyeli oluşturan Türkmenler’e teslim etmişiz. Hiç birimizin böyle rahat zam alamadığı zamanda onlar bir mecra yaratarak, çok iyi   organize halde akrabalarıyla tanıdıklarıyla götürüyorlar. Kim biraz fazla enayi bulursa hemen diğerine haber salıyor. Aralarında uyanıklar da var kadın tavsiye edip dolar komisyonu bile alıyorlar. Fazla para verene anında işi bırakıp kaçabilecek kadar da rahatlar. Memleketlerinde çocuklarına para gönderip, ev yaptırıyorlar.
Onlar tek bir adla çalışıyor; GÜL
Onlar ki sadece Türkmenler değil Afganı Suriyelisi Acemi… kafa çalıştırıp beş numara keplerini giyerken, biz önümüze sürülen zamlar ve zırt pırt gelen seçim konuşmaları ile amnezi dünyasına bir bir itilmekte bitkinleşmek de, bıkmak da ve sadece hırsımızı birbirimizden almaktayız. Beyin yıkayan medyayla, ekranlardaki haberlerle dizilerle  üzerimiz örtülmüş. Olacak şey değil deyip dönüp anında unutan modlardayız.
Bunlar hebe lebe haller!
E hal böyle olunca;
Depremle yıkılan binada beton bağlama unsurundan çıkan metal tencere de, jigolo olma vaadiyle dolandırılanlar da, emekli maaşını ver diyene çıkarıp veren amca da, depremzedelerin ilacıyla yapılan 2.2 milyar liralık vurgun yapanlar da, dünyanın soykırımı da    bizi hiç şaşırtmaz. Nasır tutan kalplerin kendine hayrı olmaz ki!
Vır vır vır… beyinlerimiz ablukada. Bir sağdan bir soldan. Sağlıklı düşünme yeteneğimiz zaten azdı şimdi hepten yok oldu.
Başkaaa… Seçim Seçim Seçim
Bu yaşıma geldim hiçbir seçimin bu kadar kıran kırana savaşına tanık olmadım. Kimsenin kimseye saygısı yok ilkokul çocukları gibiler yaa… Aylar öncesinden başlayan belediye başkanlık seçim hareketleri  temcit pilavı gibi her kanalda konuşulup, birilerinde şunu demek istiyor bunu demek istiyor polemiklerinden de, o sistem değişti bu sisteme geçin den de çok sıkıldık. Susun azıcık ya
kafa bırakmadınız! Biraz sakin olun biri mutlaka sırça köşke geçecek ne bu, hiç mi tevekkül lafını duymadınız ? Dağılınnn !!!
Siyasi… topluluk… parti…tüü kaka…
Sahi gaz bombası hangi amaçla kullanılırdı
Kapatırken sayfamı bu fıkrayı anlatmam gerek.
Kalabalık bir meydanda bir parti lideri konuşuyor, onu izleyenler de coşkulu bir şekilde alkışlıyorlarmış. Geç gelen bir vatandaş, hararetle alkışlayanlara; ‘Ula ne diye böyle alkışlıyorsunuz ki diyor. İçlerinden biri alkışlamaya devam ederken;
‘Dur hele dur daha ne dediği belli değil!
İnşallah biz de yakında anlamaya vakıf oluruz.
Huzur hepinizin paçalarından aksın olur mu…