Hiç anlamam, izlemem…

O on bir kişinin bir yuvarlak meşin peşinde kedi-top misali  gibi koşturmalarını da hiç çözemedim. Lise yıllarımda erkek arkadaşlarımıza hoş görünüp gizliden gizliye  yaranmak için giden kızların peşine bir kerede ben takıldım. Tüm sınıf eski İnönü Stadı’nda maça gittik. Aman yarabbi çıldırmış gibi bağırmalar, tıkınmalar, küfürler, amigolar, gözü dönmüş beden hareketleri…

Peki bizimkiler bu sloganları hangi ara öğrenmiş?

Futbol hastalığı üzerine erkeklere  yazılmış kalıplaşmış ve artık demode olmuş espriler var. Karısı ilgi bekler ama o arkadaşlarıyla maça gider. Yalan söyler toplanır yine maç izlemeye gider.

Derken… bu ikilemin çaresidir belki deyip erkeklerinin yanında olmak adına kadınlar da fanatik olur. Ailece maça giderler. Bit kadar çocukları her tür riske atıp kendi tuttukları takımın formasını giydirip, başına da bantını takarlar. Çocuk artık hazırdır geleceğe. Çok önemlidir futbol… Hele hele erkek çocukları için piyuuu maçlar büyümenin en iyi okuludur. Erkek adamın sokak kültürü olmamışsa küfürü, dibine kadar erkek olmayı orada öğrenir.

Bu hazzın ne boyutu vardır hala bilemem. Spor tabii ama sporu seyretmek ayrı bir iş. Kaliteli bir seyirci sınırlarını bilmek zorunda. Yok öyle hakeme sövmek, sahaya her şeyi fırlatmak… Sağa sola saldırmak da nedir yaa? Kırmızı görmüş boğalara dönüşüvermek de ne? İnsanlar artık tatmin olamadıkları her şeyi futboldan çıkarıyor. Zavallı hakemlerin ise ecdatlarının kemikleri sızlar.

Hele Beşiktaş maçlarında semtte yürümek çok zordur. Rio Karnavalını aratmaz ama her an her şeyin olabilme riski vardır çünkü bira sular gibi akar gider.

90 larda Miami’de kaldığım dönemde bir de oradaki halleri göreyim diye bir futbol maçına gittim. Hem sahadakiler hem de tribünlerdekiler açısından çok daha saygılı ve keyifli idi. Tabii şüphesiz, artık futbol da dünyadaki nasibini aldı. Tribünler çöker, pusuya yatıp futbolcuları döverler… Büyük transferler, bahisler ve paralar… Bir kocaman sektördür futbol.

Neyse… Hazır yeri gelmişken anlatayım;

“Cennetle cehennem arasında iddialı bir futbol maçı düzenlenmek istenmiş. Şeytan alaylısı bir halde gülmüş; ‘Hiç tavsiye etmem oynamayalım. Bizim takım sizi perişan eder’

Melekler itiraz etmiş; ‘Gol kralı Metin bizde. Dünya yıldızı Maradona bizde. Puşkaş bizde… Cennet harika futbolcularla dolu. Ne kadar kötü futbolcu varsa da sizde’

Şeytan umursamaz bir tavırla;

‘Doğrudur. En iyi futbolcular sizde, yine de yüzde yüz biz kazanırız. Çünkü unuttuğunuz çok önemli bir şey var’ demiş şeytan ve şeytanca gülümseyerek;

‘İyi futbolcular sizde ama unutmayın ki tüm hakemler bizde ne haber”

Oyun mu, Oyuncu mu, Hakem mi…

Metafor mu yaptım? Yok canım nereden çıktı?

***

Bugün sandık günü temennim şu ki hak eden alsın! Şunu da biliyorum ki her gelen ana caddeleri bir büyütüp bir küçültüyor. İnşaat ki bitmez bu cefalı şehirde.