- "Ahmak Kosti! Kızların kiminin yalnız paralarını gasbetmekle yetinmişsin. Babaları muharebede telef olmuş bir Türk generali ile iki binbaşının kızlarından bahsediyorsun. Birer birer izale etmişsin. Hele birisi 11 yaşında imiş! Bravo!"

- "700 er, 25 subay, 60 kadın, 30 çocuk... Bunlar ele geçmez bir esir kafilesidir! Sen deli misin be, 'bunları Selanik'e gönderdiğini nasıl yazabiliyorsun? Size mektepte böyle mi terbiye verdik? Eğer sen bu kafileyi ovalarda boğazlayarak kanlı, şanlı ellerinle memleketine avdet etseydin, bütün güzel genç kızlar nazarında bir Herakles kadar şâyân-ı tebcil olacaktın!"

- "Yalnız Türk Milletinin değil; Türk sözünün de tarihten, lugattan, coğrafyadan silinmesi için her fırsattan istifade edeceğine; yeminine nasıl ihanet ettin! Düşündükçe çıldıracağım geliyor!"

90 esiri, yolda bazı bahanelerle boğazlatmışsın! Bunu yapacağına subayları, kumandanları ortadan kaldırsaydın! Bir subayın kaç senede meydana geleceğini bilmez değilsin! Biz 90 değil, 9.000 de değil; 90.000'i kasaturadan geçiriyoruz da, yine âdi bir vak'a halinde naklediyoruz!"

- " Milletin sana Türk kafası patlatmak için verdiği silahlarını kullan. Yunanlığın affetmeyeceği bir hata varsa, o da eline geçmiş iken genç Türk binbaşısını öldürmemektir! Yunan lugatında menfaatten başka nezaket yoktur! (Bilmez misin?)"

- "Bak, (anlatayım da gör) ben senin gibi avanaklık yapmış mıyım?.. İki kardeşim Beyoğlu’ndaki ticarethanemizi satarak Yunan ordusuna gönüllü yazıldıkları zaman, ben onları kendi taburuma yazdırdım. Bizi Midilli'ye yolladılar. Taburumuzun askerlerini, Giritli çetelerden takviye etmiştim. Midilli'yi zapt eder etmez, oradaki Osmanlı Sancağı'nı indirip yaralılara sargı bezi yaptırdım. İlk işim esirleri ortadan kaldırmak oldu."

- "Sıra ahaliye gelince, evleri basmaya başladım! (Liberal) Prens Sabahattin partisinden iki (hain) genç, ahaliyi müdafaaya teşvik eden İttihat ve Terakki azalarını birer birer gösteriyordu! Ekserisine âsi kulpu takarak kurşuna dizdirdim. İttihatçı domuzlardan birisi kaçarken yine o iki gencin yardımıyla tevkif ettirmeye muvaffak oldum."

- "Meğer bu (adam), eski kumandanlardan bir doktor binbaşı imiş! İstanbul'a gittiğim zaman buna bizim amcazadelerin ticarethanelerinde tesadüf etmiştim. Hatta bir gün güzel üç kızını da görmüştüm. 8 ay sonra Midilli'de bütün ailesine tesadüf ettim. Doktoru hapishaneye yolladım. Türk perilerini de himaye bahanesiyle odama yılladım. Zaten evleri ararken tesadüf ettiğim güzelleri, hep boş bir konağa toplamış idim. Şehrin bütün diğer kadınlarını, neferlerle Giritli çetelere bağışladık."

Doktor Yorgi'ye müracaat ettim. Bir mayi verdi. Kızların içtikleri suya döktüm. Ertesi gün birinin cenazesini attırdım! Şimdi iki kız kardeşi deli bir halde bulunuyorlar. Hele birisi hamile!" İmza: Midilli Merkez Kumandanı Aleksandr