Türkiye Kömür İşletmeleri, hükümetin desteğiyle 2005 yılında bir karar aldı.
Aslında, Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin tamamı için bu karar alınmıştı.
Kamu işletmelerinin; topluma fayda sağlamak, ülkeyi ileriye taşımak, sonuç olarakta halka refah ve mutluluk getirmek gibi çok önemli temel misyonları bulunmaktadır.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nde sermaye devlete aittir. 
Devlet, kamu teşebbüsleri ile halkı üretim alanında eğitirken üretime katkı sağlar; sıcak parayı, çalışanlara ödenen maaşlar ile tabana yayarken, iç piyasaları canlı tutar; önceliği her zaman “halk”’tır.
Bu nedenle de yüksek kâr amacı gütmez, ama özel sektöre özellikle yurtdışında rekabet edebilmesi için nefes aldırır, iç piyasayı dengeler,özel sektöre insan kaynağı ve üretim altyapısını hazırlar.
Bu sayede özel sektör sadece rekabet alanına, üretimine konsantre olur.
Özelleştirme kararı ile birlikte, Soma maden ocakları da özelleştirildi.
Soma maden oacağı sahibi Alp Gürkan, gazeteci Vahap Munyar’a iki yıl önce bir röportaj verdi. Gazetecileri maden ocağında gezdirdiler. Ve sistemi anlattılar.
Alp Gürkan’ın özelleştirmede ilk taahhüdü, 1 ton kömürün 130-140 USD olan maliyetini, 23,80 USD’ye düşürmekti.
Yaklaşık %80’lik bu azalış, sadece verimlilik olarak adlandırılmamalı.
Soma’da yılda 6 milyon ton kömür çıkmaktadır. 
Yıllık taahhüd edilen tasarruf 1,5 milyar TL ‘dir.
TV haberlerine göre 301 şehit, Soma’da yaşayan halka göre 424 şehit vermemizde bu tasarrufun rolü büyük. 
Bu ne fıtrat ile ne de kader ile açıklanabilir!!!
İnsan hayatı, para karşısında ne kadar çaresiz!
“Kârlılık” şirketlerin olmaz ise olmazı. 
Şirketler “kârlılık” için birçok etik değerden vazgeçebilir. 
Yanlıştır; ama sistem maalesef böyle işliyor… Tam da burada devlet devreye girer.
“Denetim” ve “sorgulama” ise devletimizin olmazsa olmazı.
İşte bunun için devlet özel sektöre hiçbir zaman“bağımlı” olmamalıdır. 
14 maden şehidi veren İzmir Köseler köyünde vatandaşlar ile yapılan görüşmede, “Eski madenlerin olduğu bölümdeki kömürler ısınıyordu” deniliyor.
Demek ki maden önceden belirti göstermiş.
Aklın “para” ideolojisi ile verdiği bu karar, o gün devlet yetkililerine de sıcak gelmiş olmalı ki bu fantastik taahhüde rağmen özelleştirme gerçekleşti.
 “Para” ideolojisi ile verilen her kararda olduğu gibi, burada da “vicdan” gözardı edildi.
Ekonomi ile uğraşanlar, ticaret yapanlar, esnaflar çok iyi bilir ki; aynı toplumda, aynı para biriminde, aynı değerlerin yaşandığı bir ortamda maliyetleri % 80 indirebilmek için sosyal yardımlardan, insan sağlığından, güvenceden de çalmak gerekir.
Sadece “akıl” ile verilen kararlar, her zaman can yakmıştır.
Akıl soğuk’tur, vicdan ise sıcak. 
Dinimiz ise “ılık” yaşamı bize işaret etmiştir.
Bu hafta yaşadığımız bu çok acı, düşündükçe yüreğimizi sızlatan, bağrımızı dağlayan bu kazada vefat eden maden şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Türk milletinin çok büyük yüreği var.
Milyonlar oraya yardım için çırpınıyor. 
Bugün, her mahallede, her köşe başında “ne yapabiliriz?” konuşuluyor.
Her kim bilerek ya da bilmeyerek Türk halkına zarar vermek istese de, kocaman yürekli Türk halkı hepsinin üstesinden gelmeye yeminli.