NE BİLİYORSUN, BELKİ DE BURAYA ÇOK BÜYÜK BİR CAMİ YAPILACAKTIR?!..
Yine, Kısıklı’da, Ziyârethâne’de bulunduğum birgün, Ali Dayı, “ Haydi Abbas! Akşam oldu, yola revan olalım,” dedi. Her zamanki gibi, çakalların nevalesini, kendi nevalemizi, odunumuzu, suyumuzu, bütün hamulemizi sırtladık, Kısıklı’dan, Çamlıca Tepesi’nin zirvesine doğru tırmanmaya başladık.Yükümüzün ağırlığı, Akabe Yokuşu gibi, dik bayırda yürüme zorluğuyla, “ Ali Dayı, “ Keşki, Gecekondu’yu zirveye değiel de, Kısıklı’ya, hayata daha yakın bir yere, meselâ, Yusuf İzzeddin Efendi Köşkü’nün yakınlarında bir yerelere kondursaydın,” dedim. Ali Dayı, anladım, Mustafa, sen çok yoruldun, onun için böyle konuşuyorsun, hele, bir menzile ulaşalım, sana onun sebeb ve hikmetini anlatırım,” dedi.
Gecekondu’ya ulaştık, Şişeli Gaz lambasını yaktık, Sobamızı tutuşturduk, Kuzine soba üzerine çaydanlığımızı koyduk, bir taraftan çay demini alırken,sohbete başladıak. Daha önce de derdim, ya,ben, imbikten damıtırcasına, Teke’den süt sağar gibi, çok ve muz’iç suallar tevcih ediyorum, Ali Dayı, çok dikkatli, kıdım,kıdım, ba’zen de lâtife’lerle cevablar vriyordu.
“ Ali Dayı, anlat bakalım,Gecekondu’yu niçin daha yakın, nisbeten daha muhafazalı bir yerlere değil de, adetâ, bütün İstanbul’a rüzgarların dağıtıldığı bu zirveya kondujrdunuz?!...” Ali Dayı, ‘‘Bak’a, Mustafa! Hazreti Üstaz’ımız, ( k.s.) Efendi Hazret’leri şöyle buyurmuşlardı. “ İstanbul Boğazı,Akdenizden, Karadenize, Karadeniz’den Akdenize geçiş için Milletlerarası bir su yoludur; Buradan bütün dünya Mellet’lerini. Yolcu ve yük gemileri gelir-geçerler. Gemi trafiği, Kara trafiğinin aksine sol’dan seyr’eder. Akdeniz’den- Marmara’dan Karadenize geçen gemiler, gemidekiler sol tarafa baktıklarında, Yedi Tepeli İstanbul’un herbir Tepesinde bir veya birden fazla, Muhteşem Selâtîn Cami’i’ler görürler. Birinci Tepe’de, Ayasofya-yı Kebîr ve Sultanahmed Cami’i’lerini, ikinci Tepe’de Nuruosmaniye, Gazî Atik Ali Paşa Cami’i’lerini, üçüncü Tepe’de Sultan Bayezid ve Süleymaniye, dördüncü Tepe’de, Fatih, beşinci Tepe’de Yavuzselim,altıncı Tepe’de Edirnekapısı,Muihr-umâh Sultan Cami’i’ni, yedinci Tepe’sinde ise, Cerrahpaşa Cami’i’ni, Osmanlı Devlet-i aliyye’mizin dînî eser’lerdeki ihtişamını, hemen birinci Tepe üzerinde bulunan, Sarayburnu’ndaki Topkapı Sarıyı’nda Dev llet-i aliyye’nin hükümranlık ihtişamını, sağ tarafa baktıklarında, Muhteşem, Selimiye Kışlasında, Devlet-i aliyye’nin Askerî gücünü ve ihtişamını, yine, Haydarpaşa tepesinde, Muhteşem, Tıbbıyye-i Şâhâne ve Haydarpaşa Millet Hastahanesinde Devletimizin sıhhat ve Sıhhî Muavenet sahasında ne kadar ileride olduğunu görürler.
Gemiler, Üsküdar sahillerinden geçerken, gemici’ler, Küçük ama, Zeberced’den bir yüzük kaşı kadar güzel, Koca Sinan’ın Muhteşem eserlerinden birisi, Şemsî, Ahmed Paşa Cami’i’ni , Emeti Sultan, Valide-i Ceidid, Mi’maran-ı Cihan Mi’marı, Mi’mar Koca Sinan’ın, Muhteşem, eserlerinden birisi, Mihr-u mah Sultan Cami’i’ni görürler. Bu güzergah’ta Devlet-i aliyye’nin Askerî İhtişamını gösteren, tek bina Kuleli Askerî Lise’sidir,- Şimdilerde,Millî Savunma Üniversite’sine tahsis edilmişbulunan Muhteşem Külliye...
Karadeniz’den, Marmara- Akdeniz’e geçişte, Boğaz’ın, Rumelive Anadolu Yakasına serpiltilmiş, herbiri birer yüzükkaşı kadar güzel, küçük cami ve külliye’ler dışında, Muhteşem bir Cami ve Külliye bulunmamaktadır. Tarihî,Yarımada’da,Yedi Tepeli İstanbul’dabulunan,Muhteşem,Cami’i’ ler, Ayasofya-yı Kebîr,Sultanahmed, Süleymaniye Cami’i’lerine müvâzî, Anadolu Yakası’nda, Meselâ, Boğaz içini, Gümüşten bir mangal gibi, gören, Tarihî Yarımada’yı,Haliç’i Pera’ya,(Beyoğlu tarafı) veMarmara ve Adaları gören, Çamlıca Tepesi’nin zirvesinde, bir cami yapılabilir.
Mustafa! Ne biliyosun? Belki de bir gün, burada, tam da burada, benim Gecekondumu kondurouğum bu yerde, İstanbul’un, hattâ, Türkiye’nin en büyük Cami’î’lerinden birisi yapılacaktır.Aramızdaki bu konuşma mülakat, Çamlıca Tepesi’ne,Büyük Çamlıca Cami’i’nin inşa ettirilmesinden yıllarca önceydi. 1963 yılının yaz aylarında idi.
VEFAT VE TA’ZİYE: Uzun yıllar Tedrisat ve tecdid hizmetlerinde müderris olarak hizmet etmiş, bir müddet, Cihanşümûl, Tecdid hizmeti için Yurt dışında, Fransa’da hizmette bulunmuş, Alanyalı, Mustafa Turan Hoca, 28 Niisan 2024 Pazar günü, geçirdiği kalp krizi neticesinde, füc’eten ebediyyete intikal etmiştir.İki yıl önce, Muhtereme Refikasını da kayb’eden Hoca’mızın oğlu Zeynel Kardeşimize, Kızı’na, yakınlarına, arkadaşlarına ve sevenlerine, en kalbî hisleriumle ta’ziyelerimi sunar, Kendisine Rabbimin vâsî, rahmetini niyaz ederken, Kabri Nurla dolsun, mekanı cennet, makamı âlî olsun...Ruhu için birer fatiha, 11’er ihlas okumanızı istirham ederim.