23 Temmuz'da buluşmak üzere demiştik. Kaldığımız yerden devam. 22 Temmuz 2007'de İşsizlik, yoksulluk ve  sefalet bu milletin kaderi değildi olamazdı dedim. Milletim bunu göz önünde bulundurur dedim. YANILDIM. Simit çay hesabıyla iktidar olundu, dokunulmazlıkları kaldıracaklarına millet önünde söz verdiler. Hepiniz gibi  bende sözlerini tutarlar sandım. Tutmadılar. Milletim bunu göz önünde bulundurur dedim. YANILDIM. 5 yıl önce 140 milyar dolar borcumuz varken 4 yılda 420 milyar dolara çıkan borç elbette benim, senin, çocuklarımızın cebinden çıkacak. Milletim bunun hesabını sandıkta sorar dedim YANILDIM. Tüpraş, Erdemir, Türk Telekom, Telsim, Petkim kısım kısım satıldı. Sözde toplanan fon borçlarımızı kapatmaya kullanılacaktı. Hepsini toplasan bir yıllık dış ticaret açığını karşılamıyordu.  Milletim bunun hesabını sandıkta sorar dedim YANILDIM. Önüne gelene ''al ananı da git'', ''Askerlik yan gelip yatma yeri değildir'', çiftçiye ''toprak doyursun gözünü'', mehmetçiğe ''kelle''  bölücübaşına ''Sayın'' diye hitap edenlere, Hikmetyar'ın dizinin dibinde çökenlere Milletim bunun hesabını sandıkta sorar dedim YANILDIM. Yolsuzlukların önü kesilerek kaynak yaratacağız denilerek gelinen Başbakanlık koltuğuna, çoluk çocuğa iş aş yaratma sevdasına, mısır tüccarlarına mısır + kıyak vergi, likit yumurtaysa likit yumurta, gemicikse gemicik, apartmansa apartmanlar yaratan iktidarın sahiplerinin defterini milletim sandıkta dürüverir diye düşünmüştüm. YANILDIM. Börtü böceğe trilyonlar akıtıp, İstanbul!'a lale devri! yaşatan, kendisinden başkasına gölge olamayan binlerce palmiyeyi  dikip trilyonları yurtdışına akıtan, kendi öz mermeri, graniti varken  Çin'den ucuz diye mal getirip bunu işmiş gibi yansıtan, bir yıl önce döşediği kilit taşları söküp mermer granit döşeyen, susuzluğun köşe başında olduğu bu günlerde bile, TEM otoyolu boyunca binlerce dönüm alana  su tesisatı döşeyip sabah akşam fıskiyeyle çimleri çürütürcesine ıslayan, yaz ortasında doğalgazlı evlere kömür gönderen bu iktidarın belediyelerine Milletim bu sandıkta uyarı gönderir diye ümitlenmiştim. YANILDIM. İhracat rekorları kırıldığı her gün gazetelerde deşifre edilen bu ekonominin %70’inin ithalata dayalı ihracat olduğunu, her satılan 100 liralık malın 70 lirasının ithal ara mallara harcandığını, net ihracatın 30 lira olduğunun, bu aldatmacayla, bu dış ticaret açığıyla duvara 200 km hızla toslayacağımızın  farkında olan milletimin sandıkta bunun hesabını soracağını sandım YANILDIM. Beş ay önce piyasadaki sıcak para miktarı  50 milyar dolarken  çekilen 3 milyar ile o canlı, güvenilir, Standart and Poors  ve Financial Times tarafından övgüler yağdırılan ekonomimizin güvenirliliğinin ne hale geldiği görülmesine rağmen, bugün 80 milyar dolar sıcak para piyasada dolaşırken 5–10 milyar doların hızlı hareketiyle piyasamızın ne hale geleceği bilinirken bile hala buna önlem almayanları milletimizin sandıkta uyaracağını düşünmüştüm. YANILDIM. Ekonomide her şey yolunda da niye hala dünyanın en yüksek faizini sadece biz veriyoruz, 3–5 yılda parasını TL'de tutup dolar bazında değerini ikiye katlayanlar,  %6–7 ile topladığı doları Türkiye’de %20’lerle değerlendiren Yunan Bankerleri cirit atarken, bu faizin hepimizin cebimizden çıkardığı miktarı düşünür ve ona göre oy verir benim milletim demiştim. YANILDIM.   Dünyanın hiç bir ülkesinde borsanın % 70'i, bankaların ve sigorta şirketlerinin % 40’ı yabancıların elinde olmamıştır. Olamazda, olmamalı da diye düşünüyordum. Milletim bunun uyarısını sandıkta verdiği oyla gösterir demiştim. YANILDIM. Milyarlar harcanarak memleketin son 40 yılının, biriktirdiği her kuruşun değerlendirildiği GAP Projesinde Yukarı Havza’da fazla ıslamaktan tuzluluk oranının artması, aşağı Harran’da ise aşiretlerin birbirinin suyunu kesmesiyle hala suya kavuşamayan toprakların olduğu bu coğrafya da Ceylanpınar’ı birilerinin menfaatine peşkeş çekmeye çalışan iktidarı kendi atadığı Genel Müdür ve kendi milletvekili Cumhurbaşkanı'na şikâyet etmiş ve bu peşkeş  durdurulmuştu. Birilerinin bunlara sandıkta da dur diyeceğini sanmıştım YANILDIM. GSMH’nın her sene rekorlar kırarak ilerlediğinden bahseden iktidarın her doğan bebeğin milli borcunun 5 yılda 3150 dolardan 5450 dolara çıkmasının izahını yapamayan iktidara bu milletin dur diyeceğini sanmıştım YANILDIM. AB kapısında hiç çekinmeden 1994'te Abdullah Gül'ün deyimiyle söyleyeceğim ''köpek'' muamelesi görmemize rağmen, hiçbir ülkeye şimdiye kadar söylenmemiş, ucu açık, imtiyazlı ortaklık, hazmetme kapasitesi anlamlarını lügatimize katan bu iktidara milletim sandıkta cevabını verir diye düşünmüştüm, YANILDIM. 2002’de bir yılda toplam 6 kişi teröre kurban giderken bugün bu sayı günde bazen 3 bazen 5 bazen 8’lerle ifade ediliyor. Kuruyan terörü hortlatan, üstesinden gelemeyen bu iktidarı milletim sandıkta uyarır diye düşünmüştüm. YANILDIM. Askerinin başına çuval geçirilmiş bir iktidarı milletim sandığa gömer diye düşünmüştüm. YANILDIM. Bugün tek vatan, tek bayrak, tek dil, tek millet diyenler  Türkiye vatandaşlığı, Türkiyecilik, Anayasal vatandaşlık, alt kimlik üst kimlik ucubelerini yaratanlar değil miydi? Tek vatan'dı da ne oluyor Güneydoğu'da Tek bayrak''tı da nerden çıktı diğerleri tek dil'di de kaç dil oldu tek millet'ti de milletin altını üstünü, her boyunu budağını biz mi dillendirdik?   YANILDIM 'la devam edecek daha onlarca cümle sıralanabilirde gelelim kıssadan hisseye Benim gibi yanılanlar, yukarıda yazılanları ve aklınızdan geçen onlarcasını düşünerek  bu iktidara oy vermedi. Benim için önemli olanlar başkaları için önemli değilmiş meğer. Ben bu yanılgılarla   vatanıma kendi düşüncelerim ışığında sahip çıktığımı düşünüyorum. Yanılmayanlar bu vatanın her karış toprağı, değerleri satılmaya , savrulmaya devam ettiğinde, işsizliğin, eğitimin, sağlığın problemlerinin devasalaştığı, üretimden ziyade tüketim ekonomisinin  zararlarını kemiklerinde hissetmeye başladığında  , protestolu senetlerin havalarda uçuştuğu , tavan yapan borsanın tabanını gördüklerinde  ne diyeceklerini merak etmiyorum. Biliyorum bugünden yarını göremeyenler o gün geldiğinde dahi hangi batağın içinde olduklarının farkında olamayacaklar. Zevk-u sefa içinde bu milletin onurunu, şerefini, haysiyetini, değerlerini hiçe sayanlar  gaflete dalalete  gark olmuşlardır. Onları bu uykudan hiç kimsenin uyandırmaya şimdilik gücü yetmez. Ayakları suya değdiğinde hiç merak etmeyin bu vatanı yine hep beraber ekonominin emperyalistlerinden beraber kurtaracağız. Zafer sarhoşluğu gelip geçicidir,  Baki kalacak bizim vatanımız, bizim bayrağımız, bizim dilimiz ve bizim milletimiz olacaktır. [email protected]