İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kırmak niyetinde olan insani yardım kuruluşlarının Gazze’ye yardım konvoyu İsrail’in karasuları dışında bile olsa gemilere düzenlediği operasyonla karşı karşıya kaldı ve gündemi yıllarca meşgul edecek kadar da önemli. İsrail kendi güvenliği açısından yıllardır tüm Dünyanın gözleri önünde bu tür operasyonlara kendi topraklarında hatta kendi toprakları dışında da devam ediyor. Gücünü nerden aldığı belli. Stratejik ortağı ve en güçlü müttefiki A.B.D’den . Büyük Ortadoğu projesi hikayesi günümüzde yürürlükteyken , A.B.D’den İsrail’e ciddi bir tepki gelmeyecektir. Gelse de bile lafta kalır. İcraatı olmaz.. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ‘’bu Türkiye’nin 11 Eylül’üdür’’. değerlendirmesi de laftan öte bir şey değildir. Askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde de aynı sözler edilmişti. En yakın stratejik ortağımız dediğimiz Amerika’ya yaptığımız değerlendirme, şikayetler bir karşılık bulmadı, olayın sorumluları hiçbir şekilde mahkemeye çekilmedi, cezalandırılmadı. Gazze’ye giden Türk gemilerine yapılan operasyonda farklı bir şey değil. Türkiye’nin yaptığı kendi açısından ilkesel olarak bugün doğru olabilir, konjonktürel olarak doğru olmadığı ise herkesin bilgisinde. İlkesel olarak ta Irak’ta binlerce çoluk çocuk ölürken gözyaşları dökülmedi, ABD ve İngiliz askerlerinin sokaktaki insanlara yaptıkları video sitelerinde paylaşımdayken neden ilkesel olarak bir söz edilmedi? İnsan hakları havarisi rolünü oynayacak idiysek neden o günlerde bir kelam edilmedi? Filistin üzerinden, akan kan üzerinden politika yapılmaz, yapılmamalı denirken, dün dündür bugün bugündür mü deniliyor da akan kan üzerinden Ortadoğu dengelerini değiştirmeye talip oluyoruz? Ortada çok ciddi bir durum var. ABD askerlerimizin başına çuval geçirdiğinde bağırdık çağırdık arkası gelmedi, getirilemedi. Şimdi İsrail yapıyor, arkası gelmeyecek, getirilemeyecek. Türkiye Dünya’da tokadı yiyip de, sadece lafla peynir gemisini götürmeye çalışan, özür bekleyen, kendi icraatıyla yaptırım uygulamayan bir ülke konumuna düşecek. Bu Türkiye’nin hak ettiği bir durum değil, ancak neden o pozisyona düşürülüyor, işte o üzüntü verici bir durum. Gazze’ ye giden gemilere uygulanan operasyonu Ortadoğu’da değişen sermaye ve güç odakları denkleminde almak istediği veya Türkiye’nin alması gereken pozisyonu İsrail ve Amerika’nın görüp önlemini alması olarak değerlendiririm. Gemilerin Gazze’ye insani yardım götürüyor olması tamamen kamuflajdır. Burada Türkiye’nin Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya coğrafyasında kendi lehine sağlamak istediği dengeyi İsrail ve Amerika’nın görüp kontrolsuz güç haline gelme potansiyeli yüksek olan Türkiye’yi ve durdurma çabası vardır. ‘’One minute’’ çıkışıyla Dünya kamuoyunun gündemine oturan Türkiye 3 gün sonra İsrail ile ortak askeri tatbikat yaptı. Burada zaten inandırıcılığımızı kaybettik. İsrail ‘’one minute’’ olayında Türkiye’nin kamuoyu yaratmasına rağmen tedbirler konusunda eksik kaldığını gördü ve bunu iyi kullanabileceğini bilen bir ülkedir. Bunu da Büyükelçimize uyguladığı alçak sandalye uygulamasıyla da gözler önüne serdi. Biz ne yaptık büyükelçimizi çektik, özür bekledik, yaptırım uygulayamadık. Benzer olay, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri alt komisyonu Ermeni Yasa tasarısını bir oyla kabul ettiğinde de büyükelçimizi bir süreliğine çekmiştik, netice ne oldu? Elçimizi bir süre Ankara’da bekletip tekrar geri gönderdik. Yaptırım, ambargo, ikili ilişkileri tekrar gözden geçirme ortaya koyamıyorsanız, mesele ne kadar önemli olsa bile unutulmaya mahkum olur.. Bütün Dünya İsrail’i kınasa bile İsrail yine bir şey yapmayacaktır. Birleşmiş Milletler kararlarına uymayan İsrail’dir. Uluslararası hukuku çiğneyen yine Israil’dir, ancak Dünya bir araya gelse Amerika ikna edilmediği sürece İsrail yaptıklarına devam edecektir. Türkiye’nin Ortadoğu’da etkin rol alması engellenecektir, bunu BOP projesini bizzat ortaya koyanlar çıkarlarımız zedeleniyor diye yapacaktır. BOP’ta Türkiye’ye biçilen gömlek bellidir. Bize kaftan giydirmezler. Türkiye şu anda ‘’one minute’’ ile başlayan süreci yönetememesinden doğan zafiyetlerle karşı karşıyadır. İsrail’e karşı yapılacak herhangi bir Türkiye müdahelesi ABD Temsilciler Meclisinde Ermeni Yasa tasarısının kabulünü sağlar ve Türkiye’nin Tüm Dünyada itibar kaybına sebep olur. Ermeni Yasa Tasarısı Türkiye üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktadır. Türkiye atacağı cesur adımlarda her zaman bir tereddüt yaşayacaktır.’’One minute’’ çıkışının sağladığı en önemli sonuç ta budur. İsrail Birleşmiş Milletler tarafından olayın sorgulanmasını reddederek kendi olayı sorgulayacağını belirtti. Kim ne bekliyor bu sorgulamadan? Yapan devlet, kendi kararını sorgulayacak olan yine devlet? Ben devlet olarak kendim hata yapmışım kendimi cezalandırıyorum demesi mi bekleniyor? Türkiye bölgede güç olmak istiyorsa bu fevri adımlardan ziyade ağırlığını önce kendi üretimi olan silahlanmaya harcamalı. Gönül ister ki kimse silahlanmaya gereğinden fazla yatırım yapmasın, ancak bazı zamanlar olur ki caydırıcılığı arttırmak için bazı manevralar yapılabilir. Bu durumu kolaylıkla vatandaşlarınıza anlatabilir ve desteği de alabilirsiniz, ancak yaptığınız yatırımın kontrolünü başka bir ülkenin teknolojisine bağlarsanız bu yaptığınızın haklı olan tarafını- varsa ki- bile vatandaşınıza anlatamazsınız. Milyonlarca USD verip uçak al, uçağı uçuracak yazılım İsrail malı olsun ve sen sonra İsrail’e ola ki bir operasyonda dersini vermeye çalış. Olacak iş mi bu? Uçağın yerinden kalkamaz. Kendini devlet olarak hep birilerinin bir şeyine bağlarsan netice de pek hoş olmaz. Diplomasi yoluyla bir kere haklılığını AB ve ABD’ye ve bölgedeki güçler olan Rusya, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve diğer ülkeleri de arkasına alacak şekilde organize etmelisin. Arap dünyasının sokaklarında Say›n Baflbakan›m›z Recep Tayyip Erdo€an’›n posterleri dolaştırılıyor olabilir ancak bunu yukarı kademeye taşıyamadığınız sürece netice almak zor olur. Baflbakan›m›z›n posterlerinin sokaklarda dolaşması o ülkenin hiçbir idarecisinin ve dünya güçlerinin hoşuna gitmeyecektir. Türkiye bunu bile bile hangi kazanımı öngörmektedir ki bu yola baş koymuştur? Kaybedeceklerini hesaplayabilmiş midir, yoksa maceraya başladık yolda düzülür kervan felsefesiyle mi hareket etmektedir? Ortada bir plan bir öngörü duyan işiten var mı? Varsa beri gelsin bizde öğrenelim. İspanya’dan sürülen Yahudilere kucak açmakla övündüğümüz günlerden bugünlere çok kısa zamanda ve keskin bir viraj alınarak gelindi. İsrail dinsel motifleri çok kuvvetli olan bir ülke Onlar hala tüm dünyanın kendilerine yeni bir soykırım uygulayacağı paranoyasıyla da yaşıyorlar. Türkiye’nin yaklaşımı Filistinlilere hukuk ve adaleti sağlama yönünde olsa bile İsrail bunu farklı algılayacaktır. Yaklaşımlarınız ‘’one minute’’ tarzında olunca da neyi, nasıl çözebilirsiniz, çözemezsiniz de kendi ülkenizi ve geleceğini daha belirsiz hale getirirsiniz. Olan da budur. Bundan sonra Türkiye -İsrail ve dolaylı olarak Türkiye - ABD ilişkileri de çok farklı mecralarda seyredecek ‘’one minute’’ sayesinde…