Ünlü börekçi Yağma Hasan... 2. Dünya Savaşı yıllarında, ekmeğin karneyle satılması fırıncıları zora sokmuştur. Bu sebeple çok sayıda fırıncı, iş bırakır. Fırınını kapatmak zorunda kalır İş bırakmayan Karaköy'deki börekçi Hasan ise direnmektedir çünki hasanın müşterileri genellikle hamallık yapan gelir düzeyi oldukça düşük olan KÜRT lerdir . Bu nedenle Hasanın ürettiği,sattığı  böreklere KÜRT BÖREĞİ de denmektedir.Hasan prensip olarak bayatlamak üzere olan  börekleri kapının önüne koyar. Sokağa konulan  börekler yağmalanır kapışılır, Kapışılan bu börekler, börekçi Hasan'ın Yağma Hasan olarak anılmasına neden olmuştur…

Unutulmamalıdır ki Hiç kimse hak etmediği bir şeye el sürmemelidir. Alın teriyle sağlanan kazanç kutsaldır. Kısa yoldan zengin olmak isteyen köşe dönücüler hak hukuk tanımazlar. Bunlar emek ve alın teri hırsızlarıdır. Bunlara halkımızca HARAMZADELER de denmektedir.'' Yağma Hasan’ın böreği diye, Hakkın olmayanı sakın yeme. Haram mala el sürenler, Sanma gider ileriye.''Yalan söylemek hangi sebeple olursa olsun çok kötü bir davranıştır. Yalancı olarak bilinen kişiler toplumda çok hoş karşılanmazlar ve herkes bu tarz insanlardan uzaklaştığı için bu kişiler her zaman yalnız kalmaya mahkumdur.

Sebebi ne olursa olsun zor durumda kalındığında bile yalana baş vurmak çok kötü bir davranıştır. Çünkü bu yalanlar çoğu zaman inandırıcı olmaz, inandırıcı olsa bile bir an gelip bu sözün yalan olduğu ortaya çıkabilir. Söylediklerinin yalan olduğu anlaşılan insanlar başkaları karşısında oldukça küçük ve zor bir duruma düşer. Kendilerine olan güven azalır. Böylelikle dostlarını ve yakınlarını kaybeder. İnsanların bize güvenmesini istiyorsak her zaman dürüst olarak yalan söyleme alışkanlığından uzak durmamız gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve söylenen yalanlar elbet bir gün mutlaka  açığa çıkacaktır. 

Yüce dinimizin toplumsal umdesi;“KOMŞUSU AÇ İKEN TOK GEZEN BİZDEN DEĞİLDİR” düsturu gereği son derece sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı hedefleyen bu umde  maalesef günümüzde hem istismar hem de manipüle edilmektedir. Bu durum hem ürkütücü, bir o kadar da düşündürücüdür. 

Günümüzde ise Yalanla birlikte süslenerek zenginleştirilmiş sağı solu desteklenmiş sağlam yalan söyleme metotları ortaya çıkmıştır. bu yalanların temelini ise ALGI  OPERASYONLARI oluşturmaktadır. Olmayan şeyleri olmuş gibi gösterme, kişilere sahte belgelerle suç isnat etme, Ak'a Kara demek için her türlü dalga ve dalavereyi çevirmekte Yalan sistemi içerisinde değerlendirilebilir. 

Güzel Ülkemiz de son yıllarda halkın gözleri önünde oynanan oyunlar sonucu binlerce masum insan sahte belgeler ve suç isnatları ile ceza evlerinde yatmakta ve hayatlarının en güzel yıllarını hücrelerde geçirmek zorunda kalmaktadırlar. Devletin bu uygulamalarla mağdur ettiği kişilere ise sadece bir PARDON bile dememesi ise Yalan dolan tezgah dümen sisteminin nasıl vurdum duymazca çalıştığı hakkında vicdan sahibi insanları derinden yaraladığı gerçeği ortadadır. Ocağı sönen aileler, yıkılan hayaller,umutlar... 

Ülke sorunlarımızın en başında yerini alan yoksulluk, bir başka deyişle; fakir fukaralık, Garip, Gurabalık herkesin önemsediği ve siyasilerin seçim beyannamelerinde ve hükümet programlarında yer verdiği öncelikli konuların başındadır. Gerçek şudur ki : İktidara bu edebiyatla gelenlerde Fakirliği tamamen ortadan kaldırma  projeleri geliştireceğine onlara un makarna şeker vsr  paket yardımlarla ulaşarak pansuman tetbirler üzerinde çalışma yapmaktadırlar.

Bir aile reisi düşünün Alın teriyle kazanılarak elde edilen HELAL KAZANCIMIZIN  huzuru ve sahip olduğumuz babalık vasfıyla bütünleşen büyük bir onura ve gurura sahip iken, başkalarına el açarak, onun bunun yardımıyla ayakta durmaya çalışan bir aile reisi böyle bir onur ve gurura sahip olabilirmi?. Bu konu ile ilgili evladına harçlık veremediği için kafasına sıkan, evine ekmek götüremediği için intihar eden onlarca kötü örnek vardır... 

Ülkemizin kaynaklarının doğru ve rasyonel kullanılması son derece önemlidir., tasarruf etmek en öncelikli hedefimiz olmalıdır. Devletin malı ne denizdir nede yemeyen kerizdir

Ekonomimiz içindeki kara deliklerin acilen kapatılması hiç de hak etmediği halde devletten beslenenlerle çok ciddi mücadeleler yapılarak hortumları kesilmelidir Unutmayalım ki ortada yağmalanacak bişey yoktur . hele hele YAĞMA HASANIN BÖREĞİ  hiç yoktur .