Büyükanıt Paşa’nın KKTC ziyareti ve ayağının tozu ile yaptığı açıklamalar da göstermiştir ki Türkiye’nin Kıbrıs davasına gösterdiği hassasiyet değişmemiş, aksine eskiye nazaran daha da güçlenmiştir! Arşivlere bakacak olursanız Anavatan’dan Türkiye’ye hangi komutan ya da siyaset adamı gelse, ya da burada ki komutanlar yaptıkları açıklamada tek ortak noktadan bahsetmekte, Kıbrıs’ta kalıcı ve adil bir çözüm bulununcaya kadar Türk askerinin adadan çıkmayacağını teyit etmektedirler. KKTC Cumhurbaşkanlığı ve hükümetinin de aynı paralellikte görüşlerde bulunması bunları ifade etmesi de göstermektedir artık taviz vermek bundan böyle hiç de o kadar kolay olmayacaktır! Tabi ki Türk ordusu ile KKTC yönetiminin Kıbrıs davasında bir çizgide olduğunu görmek bir Kıbrıslı Türk olarak bizi olduğu gibi ezici bir çoğunlu memnun etmektedir. Zira özellikle son yıllarda satıldıydık, battıydık söylemleri ile Kıbrıs Türkü bunalımlı bir dönem yaşamış, kafası karıştırılmış ve önünü göremez olmuştur… Bu birliktelik elbette bizi sevindirirken, komşularımızı da üzecek boyuttadır… Hristofyas başta olmak üzere bütün Rum liderler Büyükanıt Paşa adaya daha gelmeden üzüntülerini belirtmişler ve hatta bu ziyaretin çözüm görüşmelerine darbe olacağını iddia etmişlerdir! Elbette ki sevinmelerini beklemiyorduk… Ama bu kadar da üzülmeye gerek yoktur! Çünkü, Kıbrıs Cumhuriyetine bir saldırı olarak gördükleri bu ziyaret aslında 1974’te adanın tümüne barışı getiren Türk askerinin de sembolik bir ziyareti sayılmalıdır… Yunanlı generaller Rum kesimini ziyaret ettiklerinde bizden ‘tıs’ çıkmazken, onların ansızın köpürüp feryat etmelerinin hiçbir anlamı yoktur… Nasıl Yunan ordusu ve generalleri uluslar arası haklardan dolayı Rum kesiminde bulunuyorlarsa aynısı kuzey için de geçerlidir ve bu ziyaretlerden kimsenin gocunmasına gerek yoktur… Üzülmesinler aksine şaşırsınlar… Türkiye’nin en üst düzeyde ki generali, 1974’da Rumların birbirini kesmelerini de sonlandıran Türk Ordusunun şerefli bir askeridir ve her türlü Rum üzüntülülerine rağmen savaştan değil barıştan bahsetmektedir… Aksine üzüleceklerine dev bir çiçek yaptırıp gönderseler en azından kendi iç savaşlarının da önüne geçen Türk askerine karşı minnet borçlarını da ödeyeceklerdi… Ama nerde onlarda o cesaret? Tokel: “Güzelyurt halkı artık umursuz!” UBP Güzelyurt Milletvekili Türkay Tokel, başlayan yeni görüşme süreci ile birlikte vatandaşa umut pompalanmasına rağmen Güzelyurt halkının artık çözümden yana ümidini kaybettiğini ve bu yeni görüşmelerin de umurlarında olmadığını söyledi. Bölge halkının sırf belirsizlik bitsin ve önünü görebilsin diye 30 yıldır oturduğu evini ve arazisini 24 Nisan’da sandığa attığını ama buna rağmen yine de bir çözümün mümkün olmadığını belirten Tokel, geçmişte Rauf Denktaş’ın yaptığı hataların aynısını Talat’ın da yapmaya başladığını ve halkın tam desteğini almadan görüşme masasına oturduğunu ifade etti. Tokel, Talat’a bir çağrıda da bulunarak bu gemi batacaksa da çıkacaksa da halkın desteğini almasının şart olduğunu ve halkını yanına almasını istedi Kalyoncu: “Partizanlık yaptık ama UBP kadar değil!” CTP-BG Genel Sekreteri Ömer Kalyoncu, bu ülkede kim partizanlık yapmadık derse yalan söylemiş olur dedi. Partilerinin de hükümette oldukları 4 yıl içinde bir takım partizanlıklar yaptığını söyleyen Kalyoncu ama bu rakam asla UBP’nin yaptığı partizanlık sayısına ulaşamaz şeklinde konuştu. Geçmiş yıllarda Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından alenen yapılan istihdamlara rağmen, kendilerinin memur alımlarında tek bir partizanlık bile yapmadıklarını çünkü artık Kamu Hizmeti Komisyonu’nun açık ve şeffaf olduğunu ve yaptığı açıklamalarda da bunu kanıtladığını söyledi. Partilerinin sadece işçi alımlarında bir miktar partizanlık yaptığını kaydeden Kalyoncu, ama yine de “UBP 100 yaptıysa biz ancak 30 yapmışızdır’ şeklinde konuştu.