TİMSAHIN GÖZYAŞLARI
İsmail İŞCAN
Ermeni yasa tasarısı Başkan Bush'un telkinlerine ve Cumhuriyetçilerin oylarına rağmen Dışişleri alt komisyonundan geçti.
Yıllardır Amerikan iç politikasının değişmez malzemesi Ermeni yasa tasarısı bu yıl daha da önem kazanarak Temsilciler Meclisinde büyük bir ihtimalle Kasım ayındaki görüşmelerde yerini alacağa benziyor.
Türkiye ile olan ilişkilerin bozulacağını ifade eden Bush yönetimi çuval olayını unutmuşa benziyor. Yapanlar Mars'tan gelenler miydi yoksa dost bildiğimiz NATO müttefikimiz mi? Bilinmiyor mu ki tamir edilmez yaralar açılmıştır çuval olayı ile. Şimdi Bush yönetimi ''göstermelik'' destek mesajları ile Ermeni yasa tasarısını engellemeye çalışıyor.
11 Eylül olayı sonunda ''new World order'' yani ‘’yeni dünya düzeni’’ni uygulamaya geçiren Bush Ortadoğu’daki operasyonlarına Irak’ı işgal ederek başladı, arada Suriye ve İran’a gözdağı da vererek her an onları da işgal edebileceği imajını da yaymaya çalıştı.
Terör konusunda tüm dünyadan destek isteyen ve vermeyenleri zor durumda bırakan Bush yönetimi nedense terör topraklarımızda olunca aynı hassasiyeti göstermiyor. Ancak tüm bunların altında 1 Mart tezkeresiyle Meclis’ten izin verilmemesi yatıyor. ‘’Rüzgâr eken fırtına biçer’’ bize uyguluyor. 1 Mart tezkeresinin yankıları, muhtemelen Kasım ayında, Temsilciler Meclisi’ndeki oylamada ağırlığını daha fazla gösterecek. Cumhuriyetçiler daha fazla fire verirse şaşmamalı. Zira Temsilciler Meclisi’nde Ermeni Yasa Tasarısı yanında 1 Mart tezkeresinin Amerikan Ulusal Çıkarlarına olan menfi durumu da oylanacaktır.
Amerikan medyası ve kamuoyu iki kelimeden oluşan sihirli sözcüklerle yıllardır avutulmaktadır. ‘’ National Interets’’ yani ulusal çıkarlar. Bu sihirli sözcükleri hem medya hem de halk benimsemiş ve iliklerine kadar özümsemiştir. Amerikan Ulusal çıkarlarının başladığı yerde, başka hiçbir ülkenin, topluluğun, hukuk ve adaletin kıymeti harbiyesi olmaz, esamesi okunmaz. Eğer Amerikan ulusal çıkarları söz konusu ise her ülke işgal edilebilir, devlet adamlarına suikast düzenlenebilmesi için yasa çıkarılabilir (örnek Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez).
Bush'tan önce Clinton Ermeni yasa tasarılarını Cumhuriyetçilerin gazabından korumaya çalışmıştı. Bu günse her şey tam tersine. Cumhuriyetçiler geçmesin diye uğraşıyor Demokratlarsa Cumhuriyetçilere gol atma derdinde.
Başkan Bush 2. dönem başkanlığı sırasında hem Amerikan ekonomisine en ağır darbeyi vurdu hem de dünyaya barış getireceğim diye her tarafı kan gölüne döndürdü. Clinton’un bıraktığı bütçe fazlasını daha ikinci yılında tepetaklak ederek tekeri tersine döndürmeyi başardı ve yapacağı operasyonların kaynağını da Irak petrollerine sahip olmaya endeksledi. Şimdi sözüm ona Ermeni Yasa tasarısını Temsilciler Meclisi’nde oylamasını engelleyeceğini söyleyerek ‘’Timsah Gözyaşları’’ döküyor. Dün Türk askerinin başına çuval geçiren Bush yönetimi bu davranışı neye istinaden bizlere reva gördü? Bunun izahını yapabildi mi? Şimdi kalkmış bizi Temsilciler Meclisi’nde savunacak. Kalsın, artık siyasi olarak da bir geleceği olmadığı için Cumhuriyetçi kanadı da etrafında toplaması çok zor. Güvenirliliği, kredisi hem kendi ülkesinde hem de dünya kamuoyunda bitmiş birisinden medet umuyorsak o da bizim hatamız olur. Burada Cumhuriyetçilerden ziyade bir sonraki yönetimi ele geçirecek olan Demokratlar üzerinde lobi çalışmasının yoğunlaştırılması gerekliydi. Bu ne derece dikkatle yapıldı, alt komisyonda belli oldu.
Sınır ötesi operasyonun tarihinin yaklaşması Amerikan medya ve kamuoyunu etkilemiştir. Operasyon tarihi, tezkere konuşmaları ve Ermeni yasa tasarısının oylanma zamanlaması öyle üst üste çakıştı ki, bizi savunacaklar bile olası sınır ötesi operasyonuyla Amerika çıkarlarının zedeleneceğini öne sürerek destek vermekten çekindiler. Zira verecekleri oy bir sonraki seçimde değerlendirilip kaderlerini belirleyecektir. Son günlerde rüzgârın tekrar bizim tarafa doğru esmesine aldanmayalım, her an her şey değişebilir. ABD artık bu durumu kendi lehine kullanmayı da sürdürecektir.
Netice olarak Amerikan Temsilciler Meclisi’nde oylanan veya alt komisyondan geçen Ermeni Yasa tasarıları içinde geçmeye en yakın olanı bugünküdür. Konjenktür, zamanlama, sınır ötesi operasyonu, 1 Mart tezkeresinin intikamı üst üste bindirildiğinde ilk defa Türkiye’nin önünde ciddi restleşme politikasından başka bir seçenek pek fazla gözükmüyor. İktidar bunun farkına vardı ve artık en büyük destekçilerine bile kendi milli menfaatlerimiz söz konusu olduğunda ters düşmeyi göze alabiliyorlar.
İnceldiği yerden koptu ve Meclis sınır ötesi operasyon için Hükümete yetkiyi verdi. Aradan birkaç gün geçmeden de 12 şehit verdiğimiz Hakkâri’deki olay, hem de sınırlarımız içinde meydana geldi. Talabani ateşkes istemiş. Bizimle savaş içinde mi idi ki ateşkes istiyor. Condolezza Rice ise 3 gün istemiş, neyi çözecekse 3 günde, 5 yıldan beridir çözemediğini mi?
Yoksa teröristlerin eline ABD silahlarının nasıl geçtiğini mi açıklayacak?
Cep mesajlarında şu dolaşıyor:
Bir Papaz öldürüldü, Hıristiyan oldular, Bir Hrant öldürüldü Ermeni oldular, 12 şehit verdik Hangisi Türk oldu?
Hem de kaç 12 şehit…
[email protected]
Yorumlar