KKTC, artık tamamen CTP'nin yönetimine geçti deniliyor...

Kimisi memnun, kimisi de şikayetçi bu durumdan...

Herkes CTP'nin asıp keseceğini, kafasına göre ülkeyi yöneteceğini, partizanlıkla insanları bezdireceğini iddia ediyor...

Belki ufak tefek partizanlıklara göz yumulabilir ama, özellikle devlet yönetiminde ve dış politikada CTP'nin hiç mi hiç hata yapma şansı yok!

Hatta, Sayın Talat'ın işi, Denktaş'tan daha zor diyebiliriz...

Çünkü Denktaş, davayı teslim aldığı günden bugüne kadar bir adım bile geri adım atmadı ve adı 'uzlaşmaz'a çıksa da ilkelerinden ödün vermedi...

Ama Talat, o makama bir çok söz ve vaatle gelmiştir..

Özellikle AB ve dünyalı olma hedefi içindedir ve bu hedefe ulaşmak için önünde çok zorlu ve çetin bir yol bulunmaktadır...

Dış güçlerin Kıbrıs Türkü'ne verdikleri sözlerin yerine getirilmesi için büyük uğraş göstermesi gerekecek olan Talat, izolasyonların ve ambargoların kaldırılması için insan üstü bir mücadele vermek zorunda kalacaktır...

Talat'ın zorlanacağı konuların başında da Papadopulos ve EOKA olacaktır...

Kıbrıs Türkü'ne adada yaşam hakkı tanımayan, EOKA zihniyetinden bir türlü kendini arındıramayan Rum komşularla mücadelede bir yılan kadar soğukkanlı olabilicek midir olamayacak mıdır şimdiden kestirmek mümkün değildir ama, vaat edilen çözüm için geçen her süre aleyhine işleyecek, koltukta çok da fazla rahat oturamayacaktır...

Denktaş nasıl Kıbrıs davasında hep Türkiye ile birlikte hareket etmişse, Talat da Türkiye ile birlikte önemli kararlara imza atacak, ama Denktaş'ın aksine bu kez karşısında dev AB ülkelerini de alacaktır...

Yine de Talat, Rum'u ve Rum liderlerini çok iyi tanıyan ve onları çok iyi okumuş olan Denktaş gibi birisinin olmasından dolayı şanslıdır ve yeri gelince Denktaş'a danışmamak gibi bir lüksü de olmayacaktır...

TC Başbakanı Tayyip Erdoğan dün yaptığı bir konuşmada, "Denktaş ve Talat'la dayanışma içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz" diyerek, Talat'a "Denktaş'ı göz ardı etme" mesajı vermiştir...

Bu mesajı iyi okuyacağını umut etiğimiz Talat'ın Denktaş'ı resmin dışına çıkartmak gibi bir girişimi olacağını zannetmiyoruz...

Zira, büyük iddialarla Saray'a gelen ve Kıbrıs Türkü'nü Avrupa'ya taşıyacağı hedefini belirleyen Talat bu zorlu dönemeçte, sadece kendi partilisinin değil, tüm yurtaşların desteğine ihtiyaç duyacaktır...

Biz başta, TC Cumhurbaşkanı Sezer ile Erdoğan ve TC yetkililerinin mesajları ile, Denktaş-Talat arasında ki artan samimiyetin KKTC'ye iç barışı getireceğine inanıyoruz...

Çünkü ülkemizde ilk yapılması gereken iş, iç huzuru sağlamak ve insanlar arasında ki derin uçurum farklılıklarını ortadan kaldırmak olmalıdır...