Suç ve Şehir
Dr. A. Nilay EVCİL
Büyük şehirlerin en önemli sorunlarından biri de emniyettir. Şehirler alanca büyüdükçe kontrol ve denetim zorlaşmakta, değişik gelir grupları arasındaki farklar açıldıkça sosyal dengesizlik artmaktadır. Bu durumda eğitimsiz ve işsiz nüfus suç işlemeye daha yatkın konuma gelmektedir. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre gelişmiş kentlerimizdeki suç oranı az gelişmiş kentlerimize göre daha fazladır. Gelişmişlikle ters orantılı gibi gözüken suç oranı aslında çalışan nüfus ile ilişkilidir. İşsiz insanların oranı ne kadar düşükse suç oranı da o kadar düşüktür.
Suç oranıyla ilgili başka faktörlerden de bahsetmek mümkündür. Örneğin eğitim ve hukuksal düzen de konuyla ilgili önemli faktörlerdendir. İşi olmayan, sosyal güvencesi olmayan, cahil insanların suç işleme olasılıkları daha yüksektir. Oysa eğitim düzeyi arttıkça bu oran düşmektedir. Hukuksal düzen de caydırıcı olabildiği sürece suç oranını düşürmektedir. Ancak cezası caydırıcı olmayan örneğin hırsızlık gibi suçlar artış göstermektedir.
Tarihte bir zamanlar kentlerin oluşumuna karşı çıkanlar kentlerin suç ve günah dolu olduklarını iddia etmişlerdir. Oysa teknik gelişmeler, sosyal ilişkiler ve ekonomik düzen bugün insana en uygun yerleşmeyi kentlerde sunabilmektedir. Adeta birbiriyle çelişir gibi gözüken kentsel yaşam ve suç gerekli önlemler alındığında birlikte yaşayabilirler. Bu önlemlerin başında hukuksal caydırıcılık gelmelidir. İşlenen suçlar genellikle kadınları, yaşlıları ve yalnız yaşayanları hedef almaktadır. Toplumun diğer kesimlerine göre daha korumasız gözüken bu grubun güvenliğinde, şehrin yeterince aydınlatılması, güvenlik güçlerinin sayıca artarak kent mekanına yayılması, süratle müdahale edebilmek için polisin kenti bilgisayarlarla kontrol edebilmesi, kentte her noktaya kolayca erişilebilmesi gereklidir. Öte yandan meslek edindirme kursları ve toplumun eğitimine öncelik verilmelidir. Suçluların yakalanarak gereken cezayı almaları da toplumda kentsel düzene olan güveni arttıracaktır.
Aslında, İstanbul diğer dünya metropolleriyle karşılaştırıldığında güvenli sayılabilecek konumdadır. Bunda biraz da toplumsal yapının etkili olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir bilimsel çalışmada kanıtlanmış mıdır bilmiyorum ama geleneksel Türk toplumunun, örf ve adetlerinin, çevreyle olan ilişkilerinin, aile yapısının suça engel olduğu düşüncesindeyim. Son yıllarda tinerci gençlerin suç işlemelerindeki artış, ekonomik sebeplerle birlikte, kente göç eden, ama asla kentli olamayan, kendine kentte bir yer edinemeyen, işsiz, parçalanmış ve aile düzenini yitirmiş olmakla yakından ilgilidir.
Gelişmek, ilerlemek uğruna her yönüyle batılı toplumların kopyası olmak en büyük hatamız olacaktır. Oysa kentsel yaşamın ekonomik ve teknik gelişmelerini örnek alan sosyal ve kültürel yapımızla sentezlenen Türk kenti ideal bir yaşama mekanıdır.
Yrd. Doç. Dr. A. Nilay Evcil
[email protected]
Yorumlar