SİZ HİÇ LONDRA, PARİS, NEWYORK'TA SULARIN KESİLDİĞİNİ DUYDUNUZ MU!
Selçuk MARUFLU
İyimserlikle tam diyorum, Türkiye az gelişmişlik çemberini kırdı, artık gelişme yolunda medeni, çağdaş bir ülke olmaya doğru gidiyor. Öyle çağdışı olaylarla karşılaşıyorum ki, her şey tepe taklak oluyor. Küresel ısınma, dünyanın her yerinde var. İnsanoğlu yaşamını doğa olayları ile mücadele içinde geçirmiş. Depremler, seller, yağmurlar, heyelanlar, kuraklık hep var olmuş. İnsanoğlu, yaratıcılığını, aklını kullanarak doğa olayları karşısında başarı sağlamış. Bu doğal felaketlerin en bilinmezi depremle mücadelede ise deprem değil, bina öldürür mantığı ile depremde yıkılmayan az katlı, sağlam evler yapmak, inşaat tekniğini geliştirerek başa çıkmış.
Türkiye'de günlerdir Ankara'nın, İzmir'in şu kadar, İstanbul'un şu kadar günlük suyu kaldı diye moral bozucu yayınlar yapılıyor. Su uzmanı bir dostumdan dinledim. ABD'nin Arizona Eyaletinde yağmur hiç yağmaz, son derecede sıcak ve tropikal bir bölge. ABD Hükümeti, bu ve buna benzer eyaletlerde- "Water Managment Projeleri" ile su meselesini çözmüş. Orada su kesintisi, su sıkıntısından bahsetmek imkânsız. Bizim belediye başkanları, göz boyayan, göze hoş gelen işlerle meşgul olup, halkın hayati meseleleri ile hiç ilgilenmiyorlar.
İstanbul'un 70 milletvekili var, onların İstanbul'un sorunları konusunda çözüm ürettiğini hiç duydunuz mu? İktisadi Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen İstanbul'a göç konulu toplantımıza, Başbakan geldi, milletvekilleri, ilçe kaymakamları, yerel yönetim/belediye başkanları gelmediler.
Melik Gökçek, Ankara'da suları kesti. Aslında geçitler, kavşaklar gibi yaptığı yararlı işler yok değil. Ancak su konusunda açık verdi. İş işten geçtikten sonra Kızılırmak'tan su getirmeye çalışıyor.
İstanbul Belediye Başkanı için hiçbir şey söylemeye gerek yok. Melen'den su gelecek, ancak su kısıtlı, soruna tam çözüm değil. Diğer işler gibi bu konuda alınan hiçbir tedbir yok. Biten herhangi bir iş, proje de yok. Zaten İstanbul Sn. Bedrettin Dalan'dan sonra Allah'a emanet. Ne yapıldı ise Dalan zamanında Başkan'a Özal'ın desteği ile yapıldı.
Devlet Planlama Teşkilatı'nda, Milletlerarası Ekonomik ve Teknik İşbirliği Departmanı'nda görev yaparken, 1971 yılında Dünya Bankası (IBRD) DSİ tarafından başlanan bir proje vardı. Ben de DPT'yi temsilen bu projenin "Managing Board"dında görevliydim. Projenin adı "Greater Metropolitan İstanbul Water and Sewage Project" idi. Çok kapsamlı, büyük bu proje çerçevesinde, İstanbul'un nüfus artışı ve büyüme trendine göre tüm kanalizasyon ve atık su sistemi ile asıl önemlisi geleceğe dönük su ihtiyacının karşılanması öngörülüyordu. Projeye göre Sakarya Nehri'nden, Sapanca Gölü'ne su getirilecek (mesafe çok yakın), Sabancı Gölü tabi rezervuar olarak kullanılacak, göle kurulacak purifikasyon/içme suyu, temizleme tesisi ile İstanbul'a bol ve temiz su basılacaktı.
Bu projenin belgeleri aradan çok zaman geçmesine rağmen, DSİ'de bulunur sanıyorum. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Sakarya Nehri, yasal zorunluluk olmasına rağmen Atık Su Arıtma Tesisi yapmayan sanayi nedeniyle kirlendi, elden çıktı, balıkların zehirlenerek öldüğü bir ırmak oldu. Aynı şekilde Sapanca Gölü'nün kirletilmesine göz yumuldu. Orası da pis göl olarak elden çıktı ve bu proje de rafa kalktı. Şimdi Melen Çayı'ndan su getirmeye çalışıyorlar.
Belediyeler neden kendi asli işlerini yapmazlar. Örneğin, İstanbul, Ankara Belediyeleri, futbol takımı kuruyorlar ve bunların süper lige çıkması için milyonlarca dolar savuruyorlar.
Belediyelerin görevi bu harcadıkları paralarla halkların hayati ihtiyaçlarına hizmet etmek, su, ulaşım, elektrik, temizlik vb. önemli işleri çözümlemek değil midir? Neden bizlerin vergilerinden topladıkları ve futbol kulüplerine döktükleri paraları bu önemli projeler için harcamazlar?
Yazımın başında ifade ettiğim gibi aslında Türkiye geri kalmışlık çemberinden, bu az gelişmiş adamlar yüzünden kurtulamıyor.
Yorumlar