Benim çocukluk arkadaşımdı. Robert Kolej mezunu, İzmir'in başarılı iş adamı, İzmir Sanayi Odası Başkanı ve TOBB Başkanlığı görevini başarı ile yaptı. Boylu poslu, çok yakışıklı idi. İzmir'in güzel kızları, Amerikan Kız Koleji onu görmek, okullarına davet etmek için yolunu gözlerlerdi. Benim tahsil hayatım, aldığımız görevler nedeniyle sık görüşemez olmuştuk. Yollarımız 1991, 19.Dönem Milletvekili genel seçimlerinde TBMM'de kesişti. O İzmir'in milletvekili oldu, bende İstanbul Milletvekili olarak yine parlementoda buluştuk. Ersin, bakanlık görevinde ve siyasette Sn. Demirel'i hiç mahçup etmedi. Sn. Demirel kendisini çok severdi. Ersin 19. dönemde Başbakan Sn. Süleyman Demirel tarafından kurulan DYP-SHP hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevine getirildi. Bakanlık görevini bihakkın yerine getirdi, birçok enerji projesine imza attı ve sonuçlandırdı. Bugün Türkiye'de enerji sorunu fazla hissedilmiyorsa, Ersin Faralyalı'nın gerçekleştirdiği projeler sayesindedir. Tabiatıyla Türkiye'nin gelişme trendine uygun yatırımlar daha sonraki hükümetler zamanında yerine getirilemedi... Demirel hükümetinde her yönü ile yüksek temsil yetkisi olan, fevkalade İngilizcesi ile yabancıları kendine hayran bırakan bir Enerji Bakanı idi Ersin Faralyalı. Sayın Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olması ile ortaya çıkan DYP liderliği konusunda kendisini ikna etmek için büyük çaba harcadım. DYP Genel Başkanı olup, hükümet kurabilse idi birçok konu çözüme kavuşacaktı. Devlet adamı niteliklerini taşıyan, makamını dolduran, fiziği güçlü, İngilizcesi harika, batılı, çağdaş, medeniyetçi bir başkana Türkiye kavuşacak ve çok büyük bir ihtimalle liberal merkezde ayrılık bitecek, liberal merkez büyük bir çoğunluk ile iktidara gelecekti. DYP kongresinde parti büyüklerinden aday olmak için bir işaret, bir mesaj bekledi. DYP genel kongresi Sn. Prof. Dr. Tansu Çiller'in kazanımı ile sonuçlanınca esasen Sn. Çiller'le anlaşamadığından köşesine çekildi ve müteakip seçimlerde milletvekili listesine konulmadı. İzmir'e gidişlerimde onunla buluşur, ülke meselelerini ve siyaseti konuşurduk. Menfur hastalık onu kemirmeye başlamıştı. Tedavi görüyor, iyileşeceğini ve tekrar seçim meydanlarında mücadele edeceğini umut ediyordu. Yine kendisi gibi DYP İzmir Milletvekili ve Ulaştırma Bakanı olan, benim de yakın dostum Sn. Mehmet Köstepen'in amansız hastalıktan aramızdan ayrılması, onu çok sarsmıştı. Çocuklarına ve torunlarına yakın olsun diye İstanbul'a getirildi ve hastaneye yattı. Bir gün onu sessizce ziyarete gittim. Doktoru "Biz elimizden gelen herşeyi yaptık, artık yapacağımız bir şey kalmadı. Ömrü Yüce Allah'ın takdiri ilahisine bağlı" dedi. Izdırap duymaması için uyutuluyordu. Sevgili arkadaşımı ebediyen kaybettik. Vatan ve millete büyük hizmetler yapan, Türkiye'nin, Atatürk'ün kurduğu laik, demokratik çizgide ilerlemesi için son nefesine kadar çaba harcayan, düşünen, sevgili Ersin'i hep hatırlayacağız. Türk milletinin başı sağolsun, Allah rahmet etsin.