DAÜ harçlarına tepki!
Levent ÖZADAM
Lokomotif sektör olarak bilinen turizmi geçmiş yıllarda geçerek ilk sıraya yerleşen üniversite sektörü de SOS sinyalleri vermeye başladı…
Bu konuda Başbakan Soyer, geçtiğimiz hafta içinde tüm üniversite yetkililerini toplayarak bir durum değerlendirmesi yaparken, DAÜ’de arttırılan harçlar veli ve öğrencilerin tepkisini almaya devam ediyor.
Bu konuda görüşlerini yayınlamamızı isteyen DAÜ Öğrenci yönetim Kurulu Başkanı Yasin Haboğlu, geri adım atılmaması halinde sert eylemlere gidecekleri mesajı verdi.
Haboğlu’nun uyarı yazısı şöyle;
…
“Doğu Akdeniz Üniversitesi harçları bilindiği üzere yüzde 30 yakın bir artışla öğrencilerin büyük bir tepkisini çekti.25 Nisan 2008 tarihinde CL Meydanını dolduran binlerce öğrenci rektörlüğe yürümüştü.
Haklı olarak tepkilerini dile getiren öğrenciler kendilerine yakışan bir şekilde eylemlerine son verdiler.
O günlerde Rektörlük seçimi yapıldı.Ve burda oy kullanma hakkına sahip 11 öğrenci konseyi temsilcisi tepki oyu vererek Prof.Dr Ufuk Taneri’yi destekledi.Vakıf beklemediği bir sonucu almıştı.
Yeni yönetim kuruldu.Yeni bayan rektörümüz öğrencilerine söz verdiği üzere dolar kurunu 1.35 ve % 6 artışla üniversite senatosuna gitti.Oy çokluğu ile kabul edilen bu harçlar vakıfa sunulmak üzere rektörümüz tarafından gönderildi.
Uzun bir süre vakıf bir bilgilendirme yapmadı..Sessizliğini öğrencilerin olmadığı bir temmuz günü bozdu.
Katılmış olduğum bu toplantıda,vakıf bana üniversitemizin 12 milyon dolar zarara uğrayacağını dile getirdi.
Daha sonra rektör ve yönetiminin de katıldığı toplantı sendikacıların eğer bu indirilmiş harçlar geçerse sokağa çıkarız tehdit’i üzerine başladı.
Bir saatten fazla bulunduğum bu toplantıda vakıf; tüzüğe göre harçları belirleyen kurumun kendileri olduğunu rektörlüğün yada senatonun yetkisi dahilinde olmadığını söylediler.
Rektör hanımın ve yönetiminin sessiz kaldığı bu toplantıda sanırım en çok konuşan ben oldum.25 nisan gününden bir sonuç çıkartılmamasından dolayı üzüldüğümü ve bundan sonra olacakların odak noktasının vakıf olacağını bildirdim.
Aylardır sesimizi duyurmak için uyarılarda bulunduğumuz hiçbir kurum bizi duymadı.
Ne bir Elçilik ne de Türkiye Hükümeti bizlere bu madur noktada ellerini uzatmadılar.Çözüm için yardım etmediler.Ve sorun yine DAÜ’ye mal oldu ve olacak.
Bizler bu yola üniversitemizi sahiplenerek çıkmıştık.
Biziz dedik bu üniversitenin gerçek sahipleri.Yönetimin ortağıyız dedik.
Artık söz hakkı öğrencinin dedik.Fakat bugün aldığımız sonuç birçok öğrencimizin üniversitesini dondurmasına yada kaydını sildirmesine sebep olacaktır.Kim bunun hesabını verebilecek?
Bir ailenin bütçesini bu kadar fahiş bir rakamla sarsmanın hesabını kim verebilecek?
Üzücü bir ekim ayı bizleri bekliyor.Umarım Üniversitemizin yara almasını bekleyen düşmanları için bir fırsat yaratmış olmayız.Yine bir önceki eylemde olduğu gibi her şey DAÜ öğrencisine yakışan bir şekilde olur.Tek çekindiğim nokta artık sabrın taştığı ve benimde artık öğrencilerin önüne geçemeyeceğim.
Son olarak ;
“Üzerimize gelemezsininiz!
Ne KKTC ne TC Hükümeti buna izin verir!’’ diyen Vakfa da iki çift sözüm olacaktır;
Emin olun bizler üniversitemizi sizlerden daha çok düşünüyor, sahipleniyor ve daha çok seviyoruz.
Bu mühür bizim.
Bu diploma bizim. Sizlerin değil!
Gün gelecek sonuç çıkartamadığınız olaylar üniversitemize zarar verecek.
İşte o gün,o kimsenin yüzlerini bilmediği saygın insanlar tarafından tekrar çağırılacağım.Ama bu sefer tek başıma değil 15 bin öğrencimle orda olacağım.Saygılarımla... “
Öğrenci Yönetim Kurulu Başkan
Yasin HABOĞLU
Günün Fıkrası
Kahve telvesi…
Adamın biri basurundan dert yanarken
yanındaki arkadaşı;
-Benim babamda da vardı fakat kahve telvesini sürünce bir daha o derdi olmadı demiş
bunun üzerine bizimki
Gitmediğim doktor kalmadı ama yinede
çözüm bulamadılar deyince
-Bence sende dene demiş diğeri
Günlerden bir gün adam denemeye karar vermiş ve bol telveli bir kahve yapmış
ve kahvenin telvesini güzelce sürmüş fakat yinede geçmemiş hatta acayip derecede yanma olmuş ve doğru doktorun yolunu tutmuş
Doktor;
- Eğilin bir bakayım demiş
Bizimki eğilmiş ve sormuş neyim var doktor demiş
Bunun üzerine doktor;
- İki vakte kadar önünde uzun bir yol görünüyor kısmetin açık olacak ve daha sonra yeni bir işe
Yorumlar