Sergen Yalçın'ın gelmesiyle birlikte olumlu bir hava oluşan Beşiktaş'ta Çaykur Rizespor maçı öncesi en merak edilen şey; hocanın sahaya nasıl bir 11'le çıkacağıydı. Kadrolar açıklandığında bir sürpriz yok gibi gözüksede en büyük değişiklik Beşiktaş'ın saha içindeki dizilişi ve oyun kurgusuydu. 

4-1-4-1 şeklinde maça başlayan Beşiktaş, Çaykur Rizespor karşısında Diaby-Atiba-Adem Ljajic-N'Koudou hücum varyasyonuyla oynadı. Bu maç özelinde Sergen Yalçın'ın en büyük hamlesi hücum hattının zenginliği, bu bölgede Adem Ljajic'i serbest bırakması ve Atiba'yı daha çok sekiz numara gibi oynatması diyebiliriz. Beşiktaş, maçın ilk 30 dakikasında yüksek dozda ve çok adamla karşı presi (Gegenpressing) başarıyla uyguladı. 

Beşiktaş'ın seri bir şekilde maç kazanması için acilen özgüven kazanması gerekiyodu. Sergen Yalçın, Çaykur Rizespor karşında öncelikle bunu sağlamak adına bir plan yapmıştı. 19 haftadır ne oynadığı belli olmayan bir takım izleyen Beşiktaş taraftarı haklı olarak sahada olumlu şeyler görmek istiyor. Maç sonu çıkıp camianın büyüklüğünden bahsetmek yerine gerçekçi olup skor üretmek lazım. Beşiktaş içinde bu maçı kazanmak çok önemliydi. 

Sezon başından beri hücum varyasyonlarında etkili olamayan ve bir türlü istenileni veremeyen siyah beyazlılar, Çaykur Rizespor karşısında umut veren bir oyun sergiledi. Sergen Yalçın, belli ki Beşiktaş taraftarını bundan sonraki maçlarda ofansif anlayıştaki oyunuyla heyecanlandırmaya devam edecek. 

Bu saatten sonra Beşiktaş'ta kalmak isteyen her oyuncu elinden gelenin çok daha ötesini yapmak zorunda. Çünkü kredisi kolay kolay bitmeyecek bir teknik direktörle çalıştıklarının farkındalar. 

Bu maçtan sonra Karius bir daha hiç gol yemese ve kalede devleşse dahi bu sezondan sonra asla Beşiktaş forması giymemeli. Sezon başından beri kötü performans sergileyen Karius'un Çaykur Rizespor karşısında yediği gol affedilecek gibi değil. Öyle ki Karius, maçın 36. dakikasında yediği bu golle kesin dönüş biletini garantiledi. 

Beşiktaş tam iyi oynuyor derken, Karius'un yaptığı bu hata maçın 2. yarısında rakibin oyuna ortak olmasına neden oldu. Çaykur Rizespor'lu Skoda, Vida ve Karius arasındaki anlaşmazlığı görerek fırsatçılığını konuşturdu ve golünü attı. Beşiktaş adına talihsizlik diyebileceğiz o anın, kötü bir an olmasına Gökhan Gönül attığı müthiş golle izin vermedi. 

Haftalardır Beşiktaş'ın en büyük sorunu skor üretmek, bu maçta atılan iki golün de organizasyon dahilinde olması siyah beyazlılar adına büyük kazanım. Sergen Yalçın maç boyunca oyuncularını hücuma destek vermesi yönünde uyararak, ofansif bir oyun istediğini gösterdi. Beşiktaş'ın beklerine baktığımızda hemen her maçta Caner Erkin'in hücuma daha yatkın bir oyuncu olarak görürüz. Fakat bu maçta Sergen Yalçın, Abdullah Avcı'ının aksine Gökhan Gönül'ü sağ bek olarak daha ofansif oynattı.

Kulübeye baktığımızda elinde kısıtlı bir kadro bulunan Sergen Yalçın'ın elindeki oyuncuları en verimli şekilde kullanmaktan başka çaresi yok. Allah yardımcısı olsun işi çok zor. Fakat Sergen Yalçın, Beşiktaş alt yapısından çıkan en yetenekli ve en zeki oyuncudur. Tabii bu yeteneğin ve zekanın mutlak bir şekilde sahaha yansıması olacaktır.