Beşiktaş dün gece Başakşehir karşısında çok kritik bir şekilde 2 puan bıraktı. Lige verilen 18 günlük aranın ardından gördük ki Fernando Santos’ta pek bir değişiklik yok. Oysa ki aralar iyileşmek için önemli fırsatlardır. Tabii niyetiniz varsa!

Dün gece Beşiktaş adına maçın 16. dakikasında Omar Colley’in attığı gol dışında sahada olumlu bir şey yoktu. Golden önceki 15 dakikada ve golden sonraki 80 dakikada Santos bizimle birlikte maçı izledi ve oyuna müdahale etmedi. Memnun demek ki!

Maç başlamadan evvel elimize gelen esame listelerine baktığımızda; Santos’un oldukça ofansif bir kadro tercih ettiğini gördük. Orta sahada Rashica-Gedson-Muçi- üçlüsü kanatlarda Ghezzal ve Semih ilerde ise Aboubakar vardı sahada. Hal böyle olunca beklentiye giriyorsunuz. Kağıt üzerinde çok iyi ilk 11 fakat oyuna baktığımızda silik bir anlayış mevcut.

Beşiktaş maça ağır tempoda başladı herhalde deplasman diye böyle düşündü Santos, ardından Colley’in rakip ceza sahası içinde iyi bir savunma oyuncusu fırsatçılığı yaparak bulduğu erken gol, Santos’un takımı daha da geride oynatmasına neden oldu. Hoca takımın avantajını bir anda dezavantaja çevirdi. Valla bravo!

Santos, skoru korumak isterken 90+5 te şoku yaşadı. Ekran başında maçı izleyen herkes son dakikalarda golün geleceğini hissetmiştir. Sıkıntı şu; Santos nasıl hissetmez?

Merak ediyorum sorularım var

Beşiktaş, 96 dakika boyunca rakibi karşısında neden oyunu 1. ve 2. bölgede kabul eder?

Santos, madem 3. bölgeye geçirmeyecek takımı neden ofansif kadroyla çıkıyor?

Santos’un amacı; 1-0’ı erken bulup ya da uzun süre 0-0 da kalıp geriden uzun toplarla ya da kanat ortalarıyla top şişirerek tesadüfen gol bulmak mı?

Beşiktaş, tek topları neden alamıyor?

Beşiktaş ne zamana kadar böyle oynayacak?

Beşiktaş elindeki oldukça efektif kadroyu bu kadar verimsiz nasıl kullanabilir?

Gördüğünüz gibi bu soruların hepsinin muhatabı Santos ve ne kadar çok Santos yazmışım demek ki sorun Santos’ta!

Adeus Adeus Santos!