17 Şubat’ın devamında 24 Şubat’ta yaşananlar için söylenecek herşey ses kayıtlarında mevcut, ses mühendisleri ve teknisyenleri, teknik olarak bir bir anlatıp “montaj değil” açıklamalası yaptı.
Siyasi belirsizlik dağılana kadar, borsa’da yatırımı olan, döviz borcu olan herkese Allah sabır versin.
--------------------------------------------------------------
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kümes hayvancılığı istatistiklerine göre; 2013 yılında 1 milyar 60 milyon tavuk kesimi yapılmış. Yaklaşık 1 milyon 758 bin ton ağırlığında tavuk kesilmiş.
Yine 2013 yılında 4,5 milyon adet ve 39 bin ton ağırlığında hindi kesilmiş.
Geçmiş dönem ile bu dönemin rakamlarını karşılaştırdığımızda, kümes hayvancılığında bu dönem üretim azalmış.
Geçmiş yıllarda minimum %6 seviyelerinde büyüyen tavuk üreticiliği, bu yıl sadece %2 büyümüş.
Hindi etindeki bu oran daha vahim.
Hindi tüketimi, bir önceki yıla göre %5,6 azalmış.
Hindi etini, tadından mıdır, yoksa noel ile ilişkisinden midir, bilinmez, fazla tüketmiyoruz.
Oysa birçok üretim çiftliği, büyük umutlarla hindi üretimine başlamıştı. Bugün birçoğu kapatmak zorunda kaldı.
Halihazırda üretime devam eden çiftliklerin üretim potansiyelleri müsait, talep olması halinde karşılayabilecek durumdalar.
Ama hindi tüketimi her geçen gün azalıyor.
2012 yılındaki kişi başı tavuk tüketimimiz yıllık 20 kg’dı. 2013 yılında bu rakam 17 kg’a geriledi.
Avrupa’da yıllık kişi başı tavuk tüketiminin 25 kg, Arabistan’da 45 kg, ABD ise 44 kg olduğu açıklandı.
Bu rakamları kıyaslamak için tabii ki kişi başı milli gelirlerimizin de uyumlu olması gerekir.
Protein bakımından zengin ve kırmızı ete nazaran daha ucuz olmasına rağmen, son yıllarda sanayi üretiminde yaşanan gerileme sebebiyle işsiz kalmış kişilerin, et ve tavuk tüketiminde yeterince bulunamaması, geçmişte tavuk zehirlenmelerinin yaşanması, kuş gribi vakaları, üretim çiftliklerinin yeterince temiz olmadığı haberleri ve belgeseller, üretim esnasında tavukların hastalanmaması için antibiyotik kullanıldığının ifade edilmesi, GDO’lu yemler gibi birçok sebepten, tavuk tüketiminin azaldığı görülüyor.
Buna rağmen kümes hayvancılığı sektörü, iç piyasayı hareketlendirip, ihracatımızı artıran bir unsur olmuş.
2012 yılında 556 milyon USD tavuk eti ihracatımız, 2013 yılında %15,6 artmış ve 643 milyon USD’ye kadar yükselmiştir.
Türkiye dünyanın 8’inci büyük tavuk üreticisidir.
Tavuk ve ürünlerini 55 ülkeye ihraç ediyoruz.
Türkiye yumurta üretiminde dünya 10’uncusu, yumurta ihracatında ise dünya 2’ncisidir.
Bugün hepimiz (ya da hatırlayanlarımız) 2 ya da 3 saatte ancak pişen, bahçede gezerek beslenmiş, yakalamak istendiğinde neredeyse yakalanması mümkün olmayan köy tavuğunun hayalini kuruyoruz.
Köy tavuğunu arıyor ve onu talep ediyoruz.
İnsanoğlu son 200 yılda 3’üncü evresini yaşıyor.
Tarım toplumundan sanayi toplumuna, buradan da bilgi toplumuna dönüştük.
Tarım toplumunda insan daha az değerliydi.
Kölelik sisteminin yaşandığı, savaşların sıkça çıktığı ve nüfusun bugünlere kıyasla çok daha az olduğu bir dönemdi.
Haliyle, doğal dünya kaynakları insanoğluna fazlasıyla yetebiliyordu.
Sanayi toplumu olmaya başlanmasıyla para ön plana çıktı. Toprak sahibi olmak cazibesini kaybetmeye başladı.
Yeni güç, toprak değil para idi.
Parayı koruyabilmek ve ona sahip olabilmek için kılıçla savaşmak yerine, pazar ve ekonomi ile savaşmak yeterliydi. Böylece savaşlar çok çok azaldı.
Sanayi ile birlikte teknoloji gelişti. Bilgi toplumuna dönüşmeye başladık.
Bu toplum geliştirdiği ilim ve teknoloji ile insan ömrünü uzattı.
Dünya üzerindeki en büyük değer para olurken, para sahibi insanın da kıymeti artmıştı.
İstanbul fethedildiğinde nüfus sadece 40 bin kişiydi. 1800’lü yıllarda bugünkü yüzölçümümüzden 15 kat büyük olmamıza rağmen, Osmanlı’nın nufüsu sadece 26 milyon kişiydi.
Bugün dünya nüfusu 7,5 milyara yaklaştı. Araştırmacılara göre dünya ve kaynakları en fazla 2,5 milyar insana yetecek seviyededir.
Evet, köy yumurtasını ve tavuğunu ve hatta daha birçok doğal gıdayı istiyoruz. Ama unutmayalım! Para sahibi insan kıymetlendiğinde dünyadaki diğer her şey kıymetini ve doğallığını yitirmek durumunda kaldı.