İki bölüm halinde   sunacağım yazımın ilk bölümünü  Putin’in   özgeçmişine ayırmam gerekiyor. Zira bir yerlerden beslenen  bazı  enteller ile , siyasal görüşlerini  gizli tutan gazetecilerin Putin hakkında yalan/yanlış  beyanlarını çürütmektir, hedefim. 

İkinci bölümde ise,  harp sanatına Fransız olan kimi fikir adamlarının ve medya mensubu kalemşorların kırk yıllık asker edasıyla  televizyon ekranlarından yaptıkları gerçek dışı yorumlarına açıklık  getirmeye ve  Rusya- Ukrayna  savaşından ne anlamamız gerektiği konusunda  bir asker emeklisi olarak   naçizane  fikirlerimi  aktarmaya çalışacağım. 

                 *     *     *

Rusya’nın geçmişine  hakim,   ve geleceğine de  sahip çıkan önemli bir  devlet adamıdır, Vladimir  Putin” diyerek söze başlamak istiyorum.  

1975-1991 yılları arası 15 yıl süreyle   Federal Güvenlik Komitesi’nde (KGB)  büyük başarılara imza atmış ve  albaylık rütbesine kadar  ulaşmış bir askerdir.  

Neden Putin ve Rusya’sını   bu kadar  övgüyle   ön plana getirdiğimi  merak ediyorsunuzdur, biliyorum!. 

Bu sorunun cevabını ikinci bölümde daha teferruatlı şekilde açıklayacağım.  Ancak konu Putin’in kişiliği olunca  aşağıdaki satırlar Putin’i daha yakından tanımamıza olanak sağlayacaktır. 

Kariyerine kısaca   göz attığımızda, Askeri, Siyasi, Ekonomik ve daha da önemlisi Uluslararası Hukuk alanlarında   hem akademik  ve  hem de yüksek lisans  (uzmanlık) eğitimleri   aldığı görülür.  

Oldukça donanımlı  ve deneyimli bir  asker ve devlet adamı olarak  devasa coğrafyasında yaklaşan tehlikenin de farkındadır. Başta Almanca olmak üzere İngilizce ve Türkçe  dillerine  hakimdir. Ve bu sürede  sessiz sedasız 23 yıldır ülkesini kalkındırmak adına  gösterdiği çabalarla   Milli Güç Unsurları’nı (MGU)  harbe hazır hale getirmeyi başarmıştır.

İleride ülkesinin barış içersinde, özgür  ve bağımsız  yaşamasının yegane şartının, kaybedilmiş   stratejik öneme sahip toprakların  kazanılmasından geçtiğinin  de bilincindedir. 

Kurduğum cümlelerden  ‘savaş çığırtkanlığı’ yaptığım anlamı çıkarılmasın! 

5000 yıllık tarihin %95’inin  savaşlarla geçtiği  göz önüne alınırsa burada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘savaş’ hakkında  dile getirdiği bir sözünü hatırlatmak yerinde olacaktır.  

 “Toprakları istila edilen bir ulusun  yaşamı  tehlikeye girmedikçe harp  bir cinayettir” Mustafa Kemal Atatürk. 

Putin hakkında düşüncelerime devamla: 

1975’den 1991 yılına kadar  ülkesinin istihbarat birimi olan  KGB’ de  1991’den sonra ise  kurulan  Rusya Federasyonu’nun   istihbarat birimi olan  Federal Güvenlik Servisinde  (FGS)  başarılı görevlerde bulunarak  böylesine  büyük  coğrafyayı  yönetebilecek iddialı  bir devlet adamı  profili çizmektedir. 

Başarılı  lider olmak, bilgi, tecrübe, cesaret ve  ustalık gerektiriyor.  

Daha da önemlisi vatansever olmayı  ön plana çıkarıyor!.. Şimdilerde bu  ilke,  Rus tarihinde  ‘lidere güven’  duymanın  ne kadar önemsendiğini gösteriyor. 

Dünyada başarılı bir lider olmak o kadar kolay elde edilecek  rütbe   değildir.

Böylesine değerleri korumak adına kısa zaman önce Rusya'da görevi biten devlet başkanlarına ‘ömür boyu dokunulmazlık’ sağlayan yasa yürürlüğe girdi! 

 Bu yasayı içine sindiremeyen  satın alınmış bazı  medya çığırtkanları okyanus ötesinden aldıkları talimatlar doğrultusunda  yalan yanlış, yakışıksız mesajlar vererek taze beyinleri,  kirli bilgilerle ablukaya almaya başlamışlardır. !

 “Dokunulmazlığı amma da abartmışlar” diyenlere,   tasarıda  çok önemsediğim ‘vatanseverlik’  kavramının artık Rusya’nın Kırmızı Çizgisi olduğunu   hatırlatmak isterim. 

“O nedenle tasarıya, “Dokunulmazlık; Sadece  Ve Sadece Vatana İhanet  Suçu İşlendiğinde   Kaldırılabilecektir,” ibaresi eklenmiştir. 

Bu yasayı anlamsız ve abartılı   bulan küresel batının hizmetkarları Putin’i küçük düşürmek için kolları sıvadılar bile.  Putin’e yöneltilen   yıpratıcı düşünceyi, Okyanus ötesinden  ve   Kuzey Kıbrıs’ın konforlu  mekanlarından YouTube  bağlantısıyla  yayın yapan Amerikan yanlılarının  yakıştırmalarından anlamak mümkündür. 

 Maksat nedir derseniz? 

Olayları değerlendirmeye çalışan tertemiz beyinlere  gerçekleri yansıtmayan kirli bilgileri enjekte ederek hedef saptırmak  demek hiç de   yanlış olmaz. 

1991’de çöken SSCB’den bu yana 31 yıldır tehlikenin farkında olmuş, ne yapabileceğini planlamış ve hayata geçirmeye kararlı  olan liderdir PUTİN aynı zamanda! Bu gerekçeyle  uzun zamandır  küresel batıyı, -  akıl almaz hamleleri nedeniyle-  sabırla uyarmış ve uyarmaya devam etmektedir!.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE….    

BİRİNCİ BÖLÜM SONU..