Başbakan Soyer ile KTBK Komutanı Kıvrıkoğlu arasında yaşanan gerginlik belli çevrelerce ısrarla gündemde düşürülmemek için büyük çaba sarf ediliyor! Biz yetmezmiş gibi olaya Türkiye basınının kalemleri de müdahil oldular ve hepsi de Anavatan-Yavruvatan ilişkilerine zarar verdiklerinin farkında bile değiller! Belki de farkındalar ama, misyonları gereği, Türkiye’de başlatılan operasyonların birer parçasılar! Hele bizim içimizde ki bazı siyasi eskiler yangına daha da körükle giderek, amaçları nedir bilmiyoruz ama iç huzurun dibine dinamit sıkıyorlar! Bunlardan bir tanesi önce ki akşam bir televizyon programında iyice haddini aşarak, Kıvrıkoğlu’nun istenmeyen adam ilan edilmesini söyledi ve bununla da kalmayarak adadan gönderilmesini istedi! Farkındaysanız KKTC’de daha önce hiç bu kadar alevlenmeyen olaylar yaşanmaya başladı ve neredeyse artık Rumun bizi çekmek istediği noktaya doğru sürüklendiğimizi de kolaylıkla söyleyebiliriz! Gazete manşetleri bizim birbirimizi yediğimizi yazmaya devam ettikçe, Rumun ekmeğine kendi elimizde yağını da balını da sürmüş olacağız ve Rum da bunu dış politikada tepe-tepe kullanacak! Buna gönlünüz razı oluyorsa devam edin ve kendi kuyunuzu kendiniz kazmayı hızlandırın biraz daha! ... Olayın cereyan ettiği 18 Mart Günü akşamı, biz BRTK stüdyolarında Habertürk’ün Basın Kulübü programındaydık! Konuğumuz da Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat’dı.. Program başladıktan sonra ilk reklam arasında Sayın Talat’a acil bir telefon geldi.. Talat’ın korumaları telefonu stüdyoya getirdiler ve Talat’ın görüşmesini sağladılar... Telefonun diğer ucunda ki isim olayın müdahillerinden Başbakan Ferdi Sabit Soyer’di.. İlk ağızdan durumu Cumhurbaşkanı Talat’a aktardı ve sanırım aracı olmasını istedi! Talat’ın o anda olayı duyduktan sonra çok üzüldüğünü ve yüzünün ekşidiğini gördük ama pek de belli etmemeye çalıştı her zaman ki soğukkanlılığıyla... ... Bunları niye yazdık peki? Devletin tepesinde ki bu gerginliği bitirmek için artık devreye girmesi için... Kimsenin ülke halkının huzurunu ve iç barışı bozmaya hakkı olmadığı için... Son günlerde artık iyice Rum’un çizgisine getirilmek istendiğimiz için! Bakın Anayasamızın 102’nci maddesinde Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri bölümünde ne diyor; 1.Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temil eder. 2.Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Anayasası’na saygıyı, kamu işlerini kesintisiz ve düzenle yürütülmesini ve devletin devamlılığını sağlar. 3.Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisi adına Cumhuriyet Silahlı Kuvvetleri Başkomutanlığını temsil eder. 4. Cumhurbaşkanı, bu Anayasa ve yasalarla kendisine verilen diğer yetkileri kullanır ve görevlerini tarafsız olarak yerine getirir. ... Anayasamızda da belirtildiği gibi, Cumhurbaşkanı’nın ülkenin birlik ve bütünlüğünün sürdürülmesinde büyük görev ve sorumlulukları vardır.. Devletin tepesinde meydana gelen ya da gelebilecek olan, ayrıca suistimal edilmeye de çok meyilli olan konularda aracı olması ve devletin bütünlüğünü sağlaması hem görevi hem de vicdanı sorumluluğundadır! Sayın Cumhurbaşkanından, Rumun istediği noktalara gelmeden, devreye girmesi ve gerginliğin tırmanmasını önlemesini beklemekteyiz! [email protected]