RECEP İVEDİK KÜLTÜRÜ
Selçuk MARUFLU
Basından izliyorum, Recep İvedik diye küfür dolu ilkel bir film yapılmış. Halktan o kadar çok ilgi görmüş ki, hızını alamamış 2. si yapılmış ve 2 milyon kişi izlemiş. Ne yazık ki, sinema salonları insan almıyormuş. Anladığım kadarıyla birincisindeki ilkellikler ve küfürler az gelmiş, şimdi daha fazla kalitesizlikle seyirci rekorları kırılıyormuş. Kültür ve sanat yozlaşmasının adı başka ne olabilir! 5 para etmez sesi, aktörlük, artistlik kabiliyeti olmayan daha doğrusu bomboş insanların kendilerini sanatçı ilan ettiği bir toplumdan daha ne beklenir. Gerçek sanat icra eden, Klasik Batı Müziği, Klasik Türk Müziği, tiyatro, bale ve operaya darbe üzerine darbe indirilirken gerçek sanat icra edilen salonlar bir bir yok edilip, tiyatrolar alışveriş merkezlerine mahkûm edilirken, Devlet Senfoni Orkestrası salonsuz bırakılıp, hem Klasik Batı Müziği sevenler hem de sanatçılar konserlerden mahrum edilirken, yok AROG, yok Kirpi, yok İvedik diye kalitesiz filmler maalesef rekor kırıyor.
Bunları yapanlar toplumu istismar eden, ceplerini doldurmaktan başka sanatla ve sanatçılıkla alakası olmayan insanlardır. Bir film yaparım, hatta ikincisini yaparım insanlar salonları doldurur, bende cebimi doldururum diye düşünüyorlar. Sadece bu filmler mi? Tv'lerde kaliteli, aklı başında, topluma olumlu mesaj veren kaç dizi var? Hayret ediyorum saçma sapan kalitesiz dizilere milyonlar harcanıyor ve ekranlar işgal ediliyor. Aslında Tv'ler toplumu eğiten, olumlu mesaj vermesi gereken çok etkili araçtır. Şu sabah programlarına bakınız. Hiçbir özelliği olmayan, boyuna koca değiştiren, 50 yaşına geldiği halde hamile olduğunu söyleyen, ne sesi ne kabiliyeti olan bir takım insanlar paraya para demiyorlar. Diğer taraftan gerçek sanatçı olan Sn. Gazanfer Özcan, devlete ödeyemediği borçları yüzünden yataklara düşüyor ve perişan şekilde vefat ediyor. Çok yazık. Halk böyle mi eğitilir, böyle mi kültür ve sanat düzeyi arttırılır?
Toplumu istismar eden bu yapımcılar, kendisine sanatçı adını yakıştıran niteliksiz insanlara halkın ilgi göstermeyerek ceza vermesi gerekmez mi?
Bu pazar bir Tv'de "Yaşamdan Dakikalar" isimli bir programa baktım. Aslında bir ölçüde Türkiye ortalamasına göre kültürden nasibini almış insanlar katılıyor. Bir ara ortam okunan şiirle buna eşlik eden müzikle ve ezgili konuşmalarla romantikleşti ve duygusallaştı. Bu ortamda kendisini dünyanın en önemli adamı olarak gören birisi bu tabloyu bozarak "vay be" diye bağırdı! O acayip gülüşüyle ortamı bozdu ve çirkinleştirdi. Bende derhal Tv'yi kapattım.
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu TRT ticari araç gütmeyen, topluma kaliteli, medeni, çağdaş yayınlarla, kültürel ve sanat mesajları veren, sanatı yüceltmeye gayret göstermesi gereken sadece bu amaçla kurulmuş bir kamusal kuruluş değil mi? Ne gezer! Bugünün TRT'si; tıpkı Arap ve gelişmemiş ülke Tv'leri gibi yayın yapıyor. Bu nedenle de temel niteliklerinden ayrıldığı için izlenmiyor. İşte sinemada, tiyatroda ve Tv'lerde yaşanan bu kültür ve sanat yozlaşması nedeniyle evrensel olması gereken kültürel sanat dallarında dünyaca tanınmış, kendini kabul ettirmiş insanlarımız yok denecek kadar az, bu ortamda yetişmiyor ve dünya arenasına çıkmıyor. Bu işleri dirije edecek, kültür ve sanat politikalarını uygulayıp, yönetecek ve yönlendirecek, gereken altyapıyı ve ortamı sağlayacak Kültür Bakanlığı'nın ne yaptığını ben anlamıyorum. Şunu hep söylerim, bana göre en önemli bakanlıklar arasında yer alan ve kültür sahibi insanların bakan olarak atanması gereken Kültür Bakanlığına maalesef bugüne kadar Sn. Prof. Dr. Telat Halman'ın dışında, kültürden ve sanattan anlayan bakan gelmedi. Çok yazık ki, Türkiye'de kültür ve sanat olayı ulaşması gereken seviyede değildir.
Yorumlar