Bu söz Cumhurbaşkanımız Sn. Süleyman Demirel’e aittir.7 Haziran 2015 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinden sonra, ortaya çıkan duruma uymaktadır.
Arkadaşlarım, eş, dost, özellikle benim ANAVATAN’lı dava arkadaşlarım, seçimlerden sonra arayarak görüş ve yorumlarımı soruyorlar. Öncelikle şunu ifade edeyim, HDP’nin aldığı %13 oranındaki 5,7 milyon oy kimseyi, özellikle HDP yöneticilerini aldatmasın. Tanıdığım ve HDP ile ilgilisi olmayan yüzlerce kişi, sırf Sn. Erdoğan ve AKP’ye ders vermek, şımarıklığı, sultanlığı, sarayı hizaya getirmek için, HDP’ye oy vermiştir. Biliniyordur ki, eğer HDP %10 seçim barajını geçemezse, Diyarbakır başta olmak üzere, birçok şehirde 60’ın üzerinde Milletvekili, (80 olmuştur) AKP’ye gidecek, AKP ezici ve Anayasayı değiştirecek ve Başkanlık seçimini getirecek bir çoğunluğa ulaşacaktı. Bu bilinçle seçmen HDP’ye yüklenmiş, hatta kantarın topuzunu da biraz kaçırmıştır. Hiç kimse HDP’nin 80 Milletvekili çıkaracağını beklemiyordu. Yoksa, ne HDP Türkiye partisidir, ne de Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunmaktadır. Yaptıkları mitinglerde bir yer hariç, Türk Bayrağı yoktu. HDP’ye emanet oylar verilmiş olup, yapılacak ilk seçimde, bu oyların geri alınacağı olasılığı yüksektir.
Bu seçimlerde MHP tutarlı, düzgün, vatanperver politikalar ve çok iyi aday kadroları ile dikkat çekmiş, oylarını arttırmıştır. CHP eski seçimlere göre daha tutarlı, vurucu, akılda kalan, ekonomik ağırlıklı söylemlerle halkın karşısına çıkmışsa da, beklenen başarıyı gösterememiştir. CHP’nin %25 oy oranı, hedefi İktidar olması gereken Ana Muhalefet Partisi için fevkalade yetersizdir. Hele, ağırlıklı olarak Güney Doğu, Doğu ve Karadeniz Bölgelerinde CHP’nin aldığı oy oranları fevkalade düşüktür. Parti yöneticileri bu durumu hassasiyetle irdelemedirler.
Herkes AKP bitti, gitti diyor. Evet! Halkın Sn. Erdoğan’ın politikalarına, tutum ve davranışlarına, hırsızlık ve yolsuzluk iddialarına son dönemde bozulmaya başlayan ekonomiye duyduğu tepki, AKP’yi geriletmiştir. Ancak, AKP’nin hala %40’larda olduğu gerçektir. Bu oran demokrasilerde her siyasi partinin ulaşmak istediği hedeftir. CHP bile kendisi için %35’i başarı sayıyordu! Ne yazık ki, bunun 10 puan gerisinde kalmıştır. HDP’ye giden oyların bir kısmının CHP’den kaçan oylar olduğu doğrudur. Ancak, bu oran %3’den de fazla değildir.
HDP’yi ve özellikle MHP’yi asıl patlatan bizim Merkez Sağ, ANAP ve DYP oylarıdır. Yıllardan beri söyler dururum, ANAVATAN Partisinin büyük bir hata sonucu kapatılmasından sonra, ortaya çıkan Demokrat Parti tutmamıştır. Tutmadığı da, bu seçimde aldığı oydan görülmektedir. İşte bu noktada, ortada kalan ANAP ve DYP kadroları ve seçmenleri destek verecek parti bulamayınca, ya sandığa gitmemişler veya şimdiye kadar olduğu gibi AKP’ye kerhen oy vermişlerdir. Bazı seçmenlerde, bu seçimlerde oylarını geri çekmişlerdir. Ne yazık ki, İktidar alternatifi olması gereken CHP bu gerçeği görememiş ve ortada kalan ANAVATAN ve Doğru Yol oylarını almak becerisini gösterememiştir.
7 Haziran seçimleri Türk Demokrasi tarihinde zor bir durum ortaya çıkarmıştır. Bu tablodan istikrarlı, güvenli ve sağlıklı bir Hükümetin çıkması oldukça zordur. Çıksa bile uzun ömürlü olmayacaktır. Tarafsız olması ve kriz durumlarında devreye girmesi gereken Cumhurbaşkanlığı makamı, bu seçimlerde açıkça taraf tutmuş ve AKP adına kampanyayı Sn. Erdoğan ve Sn. Davutoğlu Eş Başkanlığı yürütmüştür. Böyle bir Cumhurbaşkanı, kendisine uzak gördüğü CHP, MHP, HDP ile nasıl bir uzlaşı arayacaktır. Gerçi Demokratik rejimlerde seçim kampanyalarında, hatta yüksek dozda sözler söylenir, bütün amaç seçimleri kazanmak içindir. Ama seçimlerden sonra küskünlüğün yeri yoktur. Gene Sn. Süleyman Demirel’in bir lafını hatırlatacağım; “Barışmayı bilmeyen, hiç kavga etmesin”. Hadiseler neyin olması için, nelerin olmayacağını gösterecektir. Çözüm, bir yıl içinde yapılacak bir erken seçimdir. Krizi yine demokratik düzen ve sağ duyulu Türk seçmeni sandıkta çözecektir. Buna bütün kalbimle inanıyorum.
Son olarak, şunu ifade etmek isterim, 7 Haziran 2015 seçimleri bütün söylenenlerin aksine, modern ve çağdaş, demokratik rejimlere uygun biçimde, büyük aksaklıklar olmadan yapılmıştır. Uluslararası gözlemciler AGİT ve Avrupa Konseyi seçimlerin adil, şeffaf ve problemsiz  yapıldığını teyit etmektedirler. Bundan en büyük rol Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sn. Sami Güven ile mesai arkadaşları, tüm Vali ve Kaymakamlarımız, Güvenlik Güçlerimizdir. Demokratik rejim adına kendilerine teşekkür etmek gerekir.