Yerel seçimler yaklaşıyor. Mart 2014’te yapılacak. TV’de ve basında, bu konuda programlar yapılıyor, adaylar açıklanıyor. İktidara yakın yandaş araştırma kuruluşları gene AKP’ye gaz veriyorlar ve AKP’nin oyunun %55’lerde olduğunu söylüyorlar.
Türk siyasi hayatında, AKP’ye rakip olacak bir Muhalefet partisi, bugün ortada olmadığından, AKP’nin çoğu yerde belediye başkanlıklarını kazanacağı kabul edilmelidir. Ancak öyle yerler var ki, sokaklarına altın döşeseniz, AKP’nin alması mümkün değildir. Bunların başında İzmir ve çevresi geliyor. Benim de mensubu olmaktan onur duyduğum İzmir ve İzmirli değişiktir. Babam Orman Yüksek Mühendisi Cevat Ziya Maruflu, İstanbul’dan İzmir Orman Teşkilatının başına tayin olunca, bizde ailece İstanbul Kızıltoprak’tan İzmir’e taşındık. Buna, en fazla, gerçek bir İzmirli olan Atatürk döneminin öğretmeni, Cumhuriyet Okulu hocalarından Annem Neriman Hocanım memnun olmuştu. Karşıyaka Fidanlığında lojmanda oturduk. İzmir’in herşeyi olan ve İzmir’in her derdine koşan kardeşim Sancar Maruflu orada doğdu. İzmir yerel makamları Karşıyaka’da bir köprüye babamın adını (Cevat Ziya Maruflu Köprüsü) verdi ve Sancar’ın doğduğu sokakta “Sancar Maruflu sokağı” olarak isimlendirildi. İzmir ve İzmir adetlerini bende özümsedim ve sevdim. Beni Karşıyaka lisesine verdiler, iyi bir öğrenci olarak Karşıyaka Lisesinden mezun oldum. Bu arada lise takımında ve KSK genç takımında futbol oynadım. Karşıyaka lisesi mezunu olarak, Mülkiyenin fevkalade zor imtihanını kazanarak, hayatımın en büyük şeref ve payesi olan Mülkiyeli oldum.
İzmir’i bilmeyen anlamaz. Örneğin, İzmir’de simite gevrek, mısıra darı, çekirdeğe çiğdem, domatese domat derler. Kumru İzmir’e mahsus bir sandviçtir ama anlamayan onu kuş sanır. Asfalya deyince elektrik sigortası kastedilir. Benim oğlumun adı Efe’dir ve İzmir’den mülhemdir. İzmir’i çekemeyenler, çağdaşlığını ve medeniyetini kıskananlar gavur İzmir derler. Oysa, İzmirli, buna hiç aldırmaz. Çünkü, İzmir Türkiye’nin uygarlığa en yakın kentidir. Camiler, kiliseler, sinagoglar yanyanadır. Örneğin, en güzel sebze ve meyvelerin satıldığı sokağın adı “Havra” sokağıdır. Şimdilerde pek kalmadı ama, sıcak yaz gecelerinde evlerin önünde oturmak, kahve içmek, yazlık sinemalara gitmek İzmir adetidir. Herkes İzmir’de birbirine saygılı ve asıl önemlisi hoşgörülüdür.
Çocukluk yıllarımızda arkadaşlarımız ve komşularımız Musevi, Rum, Lavanten idiler. Hiç ayrımız, gayrımız olmadan, birlikte oynar vakit geçirirdik ve onları Türk Milletinden ve Türkiye’den asla ayrı görmedik. Çok ilginçtir, onlarda da, büyük Atatürk sevgisini, her zaman gözlemlemiştim. Atatürk, Kubilay, Hasan Tahsin İzmir’in vazgeçilmezleridir. Atatürk annesini İzmirlilere emanet etmiş, Zübeyde Hanım ebedi mekanında rahat ve huzur içinde uyumaktadır. İzmir’in asil, dünya güzeli, modern ve kendine güvenen kızları, her zaman ön plandadır. Giyimleri muhteşemdir. Tüm güzellik yarışmalarında, birinciler hatta ikinciler ve üçüncüler İzmir’den çıkar. İzmir’in kızlarına saygılı olmayan öküzlere, o kızlar, hadlerini bildirirler. Mamafih şimdi Alsancak’ta adı öküz olan bir kafe var. Her yıl Menemen’de Kubilay’ın mezarında toplanılır, genellikle bu toplantıyı Kardeşim Sancar Maruflu organize eder. Gerici ve yobazlar tarafından şehit edilen Kubilay anılırken, laik Atatürk Cumhuriyetine bağlı kalınacağına ant içilir. Bu nedenle, İzmir’e şu projeyi yaptım, bu yatırımı yaptım, yok metro getirdim, bunlar vız gelir. Sen Atatürk’e, Atatürk İlke ve İnkılaplarına ne derecede, hangi samimiyetle bağlısın? Öyle sözde değil, özde Atatürkçü müsün? İzmirli buna bakar!
Ha, bakınız! CHP’lilere söyleyeyim, İzmir’i iyi anlamazsan, çantada keklik görürsen, İzmirliden şamarı yersin… İzmir Adnan Menderes’in, yani Demokrat Partinin, Süleyman Demirel’in Adalet Partisinin, Turgut Özal’ın ANAVATAN Partisinin kalesi olmuştur. Onlara oy vermiştir. Çünkü, bu liderler İzmir’i iyi anlamışlardır. İzmirli olan Rahmetli Ayla Dikmen’in şarkısında söylediği gibi “ben söylerken anlamadın, anlamadın deyiverir İzmir”.
Geçen yerel seçimlerde, İzmir ve İzmir ilçelerinin blok halinde, AKP’ye oy vermemesini, AKP’den çok CHP iyi anlayıp, buna göre davranmalıdır. Zira, bilmelidir ki AKP’nin lideri ne pahasına olursa olsun İzmir’i alın demiştir.
Gelelim İstanbul’a… Mustafa Sarıgül CHP için kuvvetli bir şanstır. AKP adayı karşısında seçimi kazanabilecek bir rakiptir. Ancak, BDP, MHP rakip çıkarırsa ve CHP’den oy alırsa, kazanması zordur. Sarıgül aleyhine belli medya, basın organlarında yıpratıcı yayınlar başlamıştır. Sn. Baykal’ın önceki yıllarda Sarıgül aleyhine yaptığı iddialar, dosya iddiaları yayınlanmaktadır. Siyasette bunlar olur ve doğaldır. Önceden birbirlerini yerden yere vuranlar, bir araya gelince menfaatleri uyuşunca, herşey süt liman olur. AKP içinde, daha önce AKP’yi yerden yere vuranlar, şimdi Genel Başkan Yardımcısı değiller mi? Şurası muhakkaktır ki, Sarıgül kazanamazsa bile, CHP’nin oylarını arttıracaktır. Bunun tersine CHP için Antalya kritiktir. Hocanın fazla başarılı olmadığı üniversitedeki başarısını gösteremediği ifade edilmektedir. CHP Antalya için Murat Paşa Başkanını düşünebilir. Hayati karar verilecek yerlerden birisi de Adana’dır. Adana’da Sn. Aytaç Durak bir potansiyeldir. Adana’da Aytaç Durak’a büyük destek vardır. Aytaç’ı yanına alan, onu aday gösteren kazanmaya da adaydır. Aslen ANAPLI olan ve daha sonra tüm partilerin adayı olarak seçilen Aytaç, nereye girdiyse o partiye belediye başkanlığını getirmiştir. Eğer CHP Adana’da kazanmak istiyorsa, Aytaç Durak faktörünü göz ardı etmemelidir.  Netice itibariyle Mart 2014’de yapılacak seçimler bir çok sürprizi beraberinde getirecektir…