Geçen gün, bir ilan gördüm, İnsani Yardım Örgütü, Filistin halkına yardım topluyor. Hayretler içinde kalıyorum. Paneller, TV'de programlar yapılıyor, varsa yoksa Kıbrıs. Öte yandan, Irak'ta yaşayan Türk kardeşlerimiz, kimsenin aklına gelmiyor. Yahu! Allah Aşkına bir cümle de Irak Türkleri için söyleyiniz. Hatta, bazı yazanlar daha da ileri gidiyor; "Gerçeği gizlemenin faydası yok, Irak seçimlerinin sonucu, Türkiye'yi Türkmen ipoteğinden kurtarması olmuştur" diyorlar! 15 Aralık 2005'te Irak'ta seçim yapıldı. Kürtler 53, Şiiler 128, Sünni Iraklılar 44, Aleviler 25 milletvekilliği kazandılar. Irak'ta, en az 3 milyon nüfusu (hatta daha fazla) olan, has ve halis Türk ırkından gelen, bizler gibi özbeöz Türk olan, Irak Türklerine, sadece 1 Milletvekilliği, lütfettiler. Bu neticeden hicap, utanç duyan yok, tepki de yok. Hatta, Artık Türkmen Politikasını unutup, yeni realiteleri kabul edelim diyorlar. Irak'ta Türkler yaşıyor. Onların kanı ile, biz Türklerin kanı aynı. Türkmen lafı yabancı güçlerin ve bir zamanlar, Irak Hükümetlerini rahatsız etmemek için uydurulmuş bir sözcük. Yani, Türkmen dersek, onlar, ayrı bir Entite-Varlık olurlar. Türkiye ile ilgileri yoktur. Aman yabancılar, Iraklılar rahatsız olmasınlar..... Buna, maalesef, bizim Dışişleri de çanak tuttu ve tutuyor. Sen, yıllarca özbeöz Türk olan, Irak Türkleri kardeşlerimizi ihmal edeceksin, onların katliama uğramalarına, öldürülmelerine, itilip, kakılmalarına seyirci kalacaksın, hiçbir şekilde onlara yardım etmeyeceksin, koruyup, kollamayacaksın, eline kadar gelen, Kuzey Irak'a girip kardeşlerimizle kucaklaşmaya, PKK ve Kürt meselesini bitirmeye imkan verecek olan, 1 Mart Tezkeresini reddedeceksin ve bunun sonucu, Kürt gruplarının güçlenip, söz sahibi olmalarına, Irak Türklerini ezmelerine, mecburen (zira, tezkereyi reddettiğin için) elin kolun bağlı seyirci kalacaksın. Kerkük'ün, Musul'un, nüfus yapısının değiştirilip, Türklerin tehdit altında kalmalarına hiçbir şey yapmayacaksın, ve, "Aman, şu seçimler oldu da, Irak'ta Türk olmadığı ortaya çıktı, biz de kurtulduk" diyeceksin... Biz, 80.000, Türkün yaşadığı, Kıbrıs için yeri göğü inlettik. Adaya müdahale yaptık, şehitler, gaziler verdik. Tamam Kıbrıs da önemli, ancak Kuzey Irak, en az Kıbrıs kadar, stratejik ve Türkiye'nin güvenliği için önemlidir. Kuzey Irak, Musul, Kerkük, Irak Türkleri. Bunlar, Misakı Milli hudutları içinde. Siz bilmez misiniz ki; Büyük önder Atatürk, Lozan'dan dönen İsmet Paşa'ya "İsmet, Musul ve Kerkük'ü de acaba alamaz mıydık" diye sitem ettiğini! Ve, Hatay gibi, Musul, Kerkük meselesini, Gazinin kendi metotları ile halletmek amacında olduğunu. Biz, kırmızı çizgileri terk ederken, Kürtlerin lideri Devlet Başkanı oluyor. Öbürü, kuzeyde devlet ilan etmenin hazırlıklarını yapıyor. Önceden ürkütücü olmasın diye, önce Kürdistan Federe Devletini kuracaklar, sonra bağımsız olacaklar ve devamlı gündeme getirdikleri, bizim güney illerimizde hak iddia edecekler. Bazı yazarlar; "Ankara'nın Kuzey Irak'a bakışı artık çok farklı, Fiili Tanımayı, hukuki ve diplomatik çerçeveye oturtma zamanı geldi (gelmiş). Çünkü Kuzey Irak'ta Kürtler kendi kaderlerini belirleme hakkına sahipmiş" diyorlar. Bunların milliyetçiliğinden, vatan sevgisinden şüphe ediyorum! Böyle basiretsiz, korkak politikalar sonucu, bölgesinin en güçlü ülkesi olan Türkiye'ye yazık ediliyor. Bütün umudunu Türkiye'ye bağlamış olan Irak Türkleri gibi, dış ülkelerde yaşayan Türkler ve 70 milyon Türk halkına yazık oluyor... Türk Ordusu 800.000 kişilik gücü, yüksek ateş ve savaşma kabiliyeti ile NATO'nun ve dünyanın en güçlü ordularından birisi. Benim, yakından tanıdığım, iyi görüştüğüm, halen orduda veya emekli olmuş General/Paşa dostlarım var. Onlarla, bu meseleyi görüşüyorum. "Bize bıraksınlar, Avrupa Birliği, İnsan Hakları, özgürlükler demesinler. Biz Güneydoğu ve PKK meselesini, hilafsız söylüyorum, üç günde bitiririz" diyorlar. Gene, açıklıyorlar; "PKK meselesinin sona gelmesinde, yiğidi öldür hakkını ver, Başbakan Tansu Çiller ve Başbakan Mesut Yılmaz'ın hakkını, desteğini bizi serbest bırakmalarını inkar edemeyiz" diyorlar. Şu hususun altını çiziyorum, Irak'ta en az 3 milyon Türk kardeşimiz yaşıyor. Onlara ilgi göstermiyoruz, yardım etmiyoruz, desteklemiyoruz, korumuyoruz. Kuzey Irak'ta, Kürtler devlet kurmak, bizim güneydoğumuzu içlerine katmak, hatta Mersin civarından Akdeniz'e açılmak istiyorlar. Bu nedenle, özellikle son yıllarda, Güneydoğudan bir çok kişi Mersin'e taşındı, yerleşti. Biz de, "Biz Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız", teranelerini bırakıp, Türk Cumhuriyetini ilan etmeliyiz. Bu Cumhuriyet, Irak'ın bütünlüğü içinde mi, dışında mı yer alacak, o sonraki mesele. Eğer Kürtler, aynı devlet kurmaktan vazgeçerse, biz de düşünürüz. O, zamana kadar benliğine kavuşmuş, korunan, desteklenen, kendi mevcut ordusu ile güçlenen Irak Türk Toplumu meydana çıkmış olur. Aynı şekilde, Irak'a, Kürtlere ve Amerika'ya; "Benim Türk kardeşlerimin kılına dokunulacak olursa, Türkiye'yi topyekun karşınızda bulursunuz" diye, deklerasyonda bulunulmalıdır. Bu yapılana kadar, Irak Hükümeti ile ilişkiler dondurulmalıdır. Tekrar ediyorum. Kuzey Irak Türk Cumhuriyeti hayata geçmelidir. Dış Politika cesaret, atılganlık, dinamizm ve kararlılık ister. Tehdidini ikaya muktedir olmayanlar, görevlerini bırakmalıdırlar.