Koronayla birlikte futbolumuzun bir derdi daha oldu. Bilinmezlik. Tüm ezberler bozuldu lig başlarsa şayet kalan 8 haftada ne olacağını kimse bilmiyor. Hiçbir kulüp önünü göremezken TFF Süper Lig'in Haziran ortasında başlayacağını duyurdu. Fakat nasıl bir yol izleneceği konusunda net veriler yok. Ayrıca yeni sezon için kulüpler ne yapacak belli değil. İki aydır sahalardan uzak kaldığımız bu dönemde Türkiye Futbol Federasyonu ne gibi hazırlıklar yaptı? Açıkcası ben merak ediyorum. 

26. haftada oynanan Antalyaspor - Sivasspor maçından sonra oynanacak ilk maçla beraber yeni bir sürece gireceğiz ve her şey de olduğu gibi futbolda bundan payına düşeni alacak. Virüs nedeniyle alıştığımız, bildiğimiz tüm düzen değişecek dersek abartmış olmayız. Koronadan sonra kamplar, antrenmanlar, deplasman seyahatleri, transferler hepsi önceki yıllardan çok farklı olacak. Hatta belki de transferde en önemli kriter para değil de sağlık güvenliği olacak. Oyuncular gidecekleri ülkede bu durumu göz ardı etmeyecektir. 

Düdük çaldığı andan itibaren Almanya'nın öncülük edeceği bir pandemi futbolu izleyeceğiz. Malum Bundesliga'da Ruhr Derbisiyle lig başladı. Nitekim Bundesliga'nın uyguladığı yöntemler ve aldığı önlemler bu konuda yol gösterici olacak. Peki korona sonrası futbolda bizi neler bekliyor?

İkili mücadelelerde yakın temasın ve faullerin, haliyle kartların az olacağı bir oyun düşünüyorum. Oyuncular ve teknik heyet yakın temastan daha çok taktiklerin ön planda olduğu stratejiler geliştirecektir. Akıl oyunlarını sahada görebilmeliyiz. Var sistemi her ülkenin kendi federasyonuna bırakıldı. Uygulanacak mı? Bir başka durum ise gol olduğunda futbol coşkusunun nasıl yaşanacağı? Yeni ve bireysel tarzların ortaya çıkacağı kesin. Bu durum seyircisiz maçları biraz daha eğlenceli kılabilir. Çünkü seyircisiz maçların önümüzdeki sezonda bile devam etme durumu söz konusu.

Pandemi nedeniyle oyuncu değiştirme hakkı yıl sonuna (31 Aralık 2020) kadar beşe çıkarıldı. Takımlar üç değişiklik hakkını maç içinde diğer ikisini de devre arasında kullanabilecek. Bu geçici bir uygulama fakat kalıcığı söz konusu olabilir. Sonuçta futbol fiziksel olarak ağır bir oyun ve özellikle ülkemizde yaş ortalaması oldukça yüksek takımlar var. Hala genç, altyapıdan oyunculara tam anlamıyla yönelebilmiş değiliz. Belki bu süreç getirdiği olumsuzlukların yanı sıra olumlu değişiklikler yapmak adına da fırsat yaratmış olur. 

Herkese evde kal derken futbolcuyu sahaya sürüyorsanız, oyuncunun mental olarak rahat olmasını sağlamak zorundasınız. Bu nedenle maçlar başladığında sık sık test yapılmalı. Özellikle deplasman maçlarında yani işin içine seyahatin girdiği durumlarda sosyal mesafeye, otellerde temizliğe ve hijyene çok dikkat edilmeli. Lig başladıktan sonra oyuncuların sağlık kontrollerini gerçekleştirecek ve denetimde tutacak salgınla ilgili federasyona bağlı uzman bir ekip bildiğimiz kadarıyla yok. Mutlaka pandemiyle ilgili bir sağlık kurulu oluşturulmalı. Bu kurul işler yolunda gitmezse kriz anlarında müdahele edebilmeli ve karar verebilmeli. Özetle tam bir sıkı denetim nasıl oluşturulacak? Sağlık güvenliği nasıl sağlanacak? Tüm bunlar nasıl ayarlanacak? Bu sorulara yanıt bulunmadan maçların başlaması ne kadar doğru? Bu sorumluluğu üstlenmek kolay değil. 

Futbol bir oyundan çok daha fazlası, büyük bir ekonomiyi içinde barındırıyor. Futbol endüstrisinin en sağlam olduğu ülkeler bile bu durumda tam olarak ne yapacağını bilmezken Süper Lig için verilen karar ne kadar doğru bunu hep birlikte göreceğiz. 

Öte yandan dünyanın önde gelen 5 büyük liginde kulüpler oyuncularla kontrat indirimleri yapıyor. Bunun bizim ligimizde de uygulanması şart. Aksi takdirde kulüplerin bu süreçte mali sıkıntıları aşması imkansız.