Konya’da sorunlar zinciri!
Levent ÖZADAM
Konya
Dünkü yazımızda başta havaalanı olmak üzere Konya’da yaşanan sıkıntılar ve bekleyen tehlikelere biraz yüzeysel olarak bakarak bir yorum getirmiştik..
Bugün ise yaşanan sıkıntıları daha geniş açılardan öğrenme fırsatı bulduk…
Konya, Türkiye’miz için çok önemli bir kent ve her geçen büyüyen ekonomisi ve yoğunlaşan nüfusu ile de sorunların da büyüyerek artması kaçınılmaz bir hal alıyor…
Bilindiği üzere Konya, geniş ovalarıyla biliniyor ve en önemli geçim kaynaklarının başında da tarım ve hayvancılık geliyor!
Bölgede yıllardır önemli bir kesim tarım ve hayvancılıktan geçimini sağlamış, ancak son yıllarda ki gelişmeler ki bunda AB sevdasının da büyük bir rolü var, tarım ve hayvancılıkta önemli tehlike sinyalleri vermeye başlamış!
Daha 5–10 yıl öncesine kadar tüm dünyaya mısır ve buğday yetiştiren Konya, şimdi bu ürünleri önemli miktarda dışarıdan ithal ediyor ve özellikle de pancara getirilen kota nedeniyle, dışarıdan şeker ithal ederek üretici kesimin bayına büyük bir darbe indirilmiş!
Tarım ve hayvancının devletten kredi alması neredeyse imkânsız hale getirilmiş!
Çünkü devlet artık vereceği kredi için sadece ipotek malı kabul etmiyor…
Bu sektörlerde uğraş veriyorsanız, hem malınızı ipotek göstereceksiniz, hem de sağlam kefillerle bankalara müracaat edeceksiniz!
Size kefil olacak birini bulamazsanız da, kredi almanız mümkün olmayacak. Burada sanki de tarımın küçültülmesi için özel bir uğraş verildiği hissediliyor!
Türkiye’nin çoğu yerinde olduğu gibi Konya’da da kimyasal gübreler bilinçsiz bir şekilde ve denetimsiz olarak kullanılıyor!
Bu da hem sağlık şartlarını tehdit ederken hem de doğanın katledilmesinde büyük bir rol oynuyor!
Konya’da kullanılan kimyasal ilaçların hemen hepsi Avrupa ülkelerinde yıllar önce yasaklanmış ve bunları kullananlara ‘katil’ gözüyle bakılıyor!
Hayvancı kesim de son yıllarda zor günler geçiriyor ve artık sektör değiştirmek için bir arayış içine girmiş!
Özellikle İran’dan kaçak getirilen büyük ve küçükbaş hayvanlar fiyat dengelerini alt üst ederken, beraberinde getirdiği şap hastalığı ile de hayvancılık için çok büyük tehlike oluşturuyor.
Hayvancılıkla uğraşanlar, kaçak hayvan olayında bazı yetkilileri de suçluyor ve hatta bazıları daha da ileri giderek bunda devletin bazı yetkililerinin de parmağı olduğu görüşünü ifade ediyorlar.
Konya’da da son yıllarda yaşanan en büyük sıkıntı susuzluk!
Bunun birinci nedeni sorumsuz kişi veya kuruluşların kaçak kuyulardan su temin etmesi…
Konya’da ki su rezervleri Tuz gölü seviyesini çok altına inmiş ve bu da suyun tuzlanmasına neden olmuş!
Eğer önlem alınmazsa ve kaçak kuyuların önü kesilmezse suda ki tuz oranı her geçen gün artacak ve tarımcılık şimdikinden daha da zor bir hale gelecek!
Tarımda damlama sulama sistemi zihniyeti daha tam yerleşmemiş ve bu konuda zaten devletten de bir destek mesajı yok!
Bu da su kaynaklarının heba edilmesini çabuklaştırıyor!
Konya’ya has ve tüm dünyada da tanınan semazenlik ise artık eski günlerinden çok uzak etik değerlerde yapılıyor!
Semazen gruplarının neredeyse tümü Lions kuruluşlarının tekiline girmiş ve bu kuruluşlar semazenlerin üzerinden büyük paralar kazanmaya başlamışlar!
Yani, maneviyat neredeyse bitmiş ve her şeyde olduğu gibi semazenlikte de maddiyat ön plana çıkmış!
Konya gençliğinin de en büyük sorunu işsizlik!
Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi, eğer eş dost bulamazsanız ya da iktidar partilerinin rozetlerini yakanıza takmazsınız gençlerin istihdam edilmesi neredeyse imkânsız hale gelmiş!
Küçük esnaflık da biten meslek arasına girmeye aday…
Çünkü Konya’da da büyük holdingleşme yaşanıyor ve bu da tabi ki tekel olmayı gerektiriyor.
Küçük esnaf ve sanayici ise birer birer kepenk irdiriyor!
Kazandıkları paradan devlete vergi vermek istemeyen onlarca holding bina üstüne bina inşa ediyor ve tabi ki böylelikle de devlet bu zenginlikten payını tam olarak alamıyor!
Birkaç günlük gezimiz sırasında Konya’da işlerin eskisi gibi iyi gitmediği izlenimini gözlemledik!
Tabi ki bizimkiler kendi görüş ve gözlemlerimiz ama bunlar da zaten tamamen halkın içinden yükselen sesler ve bu sesler her geçen gün biraz daha çağlığa dönüşüyor!
Bize göre, soruların hasıraltı edilmesinin bir başka nedeni de yerel medyanın çok fazla muhalefet yapamaması ve halkın sesi olmaktan çok belirli siyasi görüşlerin ve holdinglerin uydusu haline gelmesi!
Konya yerel medyası biraz cesaret gösterip, üzerinde ki ölü toprağı atsa arkalarında çok büyük bir kamuoyu desteği bulacak…
Bizden uyarması ve önermesi tabi ki…
Yorumlar