Anlaşılan o ki KKTC’deki siyasilerimizin başka işi gücü kalmamış... Ya da memleketi cennete çevirmişler sanıyorlar ki, birbirleriyle atışmak ile zaman harcıyorlar! Şimdi de bir özür dileme kavgasının başladığını görüyoruz... UBP başkanı, Başbakan’a “diplomasi cahili” demiş... Ömer Bey buna sinirlenmiş, haliyle partinin başkanı olduğu için özür dilenmesini istemiş... Bu kez de UBP’liler gardlarını almışlar ve geçmişte “goncoloz” ve “barra” kelimelerini kullandığı için, Başbakan’ın özür dilemesi gerektiğini savunuyorlar! Belli ki bu gündemsizlikten dolayı daha uzun bir süre böyle gidecek... Eskilerin deyimiyle “hamamdaki koca karılar” gibi, incir çekirdeğini doldurmayan tartışmalarla kamuoyunun gözü önünde zaten siyasetten ve siyasetçiden illallah eden vatandaşı bu sıcaklarda iyice bunaltıp kriz geçirtecekler! Yukarıda yazdığımız gibi aslında gündem sıkıntısı yok memlekette! Şu anda Çevre Bakanından başka kimsenin taktığı yok gibi görülüyor ama bizi bekleyen en büyük sorun bu yaz yaşanacak olan susuzluk olacak gibi görülüyor... Malum, kışın kurak geçti ve yağmura hasret kaldık... Su kaynakları beslenmedi, göletler kurumak üzere! Haliyle bu yaz eğer önlem alınmazsa -ki artık önlem alınsa bile çok geç gibi görülüyor- haftada iki kez sular akarken önümüzde ki günlerde bu önce bire, sonra da belki daha da kısıtlanacak! Su, temizlik olduğuna göre, bunun hemen akabinde hiç kuşku yok ki hastalıklar belirecek ve sağlık sorunları yaşamaya başlayacağız! Sağlık demişken, sağlıkta da yeni yapılan iki hastane başka bir yenilik iyiye gitme yok gibi görülüyor! Doktorlar şikâyetçi, hemşireler şikâyetçi, hastalar şikâyetçi! Bir de kamuoyuna yansımayan çok ciddi konular var ki hayati önem taşıyor ve bu konuya önümüzdeki günlerde geniş bir şekilde yer vereceğiz... Eğitim ise ona keza! ÖSS sınavları yaklaşıyor, çocuklarımızın geçmiş yıllardaki başarısızlıklarını nasıl başarıya çeviririz çalışması yok, tarih kitaplarının değiştirilmesi ile ortaya çıkan kriz bitmek bilmiyor.. Hatta taraflar bu konuda mahkemelik bile olmuşlar! Oysa yasak olmasına rağmen hala özel dersler veriliyor ve parası olmayan, okuma hakkına da, ders geçme ve ÖSS’yi kazanma şansına da çok uzak! Gençliğin yozlaşmasını gören, dile getiren ve bunun için bilimsel araştırma yapmayı aklından geçiren yok! Uyuşturucu ile mücadele konusunda son başlatılan çalışmalar dışında elle tutulur tek bir çivi bile çakılmıyor! Gençler de ortalığı boş bulunca, elerinde bira şişeleri caddelerde turlar atarak, bunun adına da gençlik diyerek zaman öldürüyorlar! Trafikteki keşmekeşi kimsenin gördüğü yok... Ancak hep birden şikâyet ediyoruz ve bu çilenin çekilmez olduğunu söylüyoruz! Yeni yollar yapalım, araç sayısını kısıtlayalım, bu çileye bir son verelim diyen ve bunu için bir çalışma yapan yok! Malumunuz önümüz yaz mevsimi... İnsanlar haliyle denize saldıracaklar… Ve göreceksiniz ki her yıl tekrarlanan plaj ücretleri bir kez daha gündeme gelecek! Vatandaş, kıyılar bizimdir diyecek, tesisler yatırımı biz yaptık diyecekler ve dolayısıyla aynı tatsızlıklar yaşanacak! Sivil toplum örgütlerinin başkalarının yörüngesine girmesi ise, ilerisi için büyük tehlikelerin geleceği mesajını veriyor... Sanki çok fakirmişiz gibi, bir takım paralar dönüyor, yardımlar yapılıyor ve tabi ki ardından yine karşılıklı suçlamalar ve kaoslar! Kıbrıs sorununu yazmaya bile değer görmüyoruz artık! Tüm sorunların çözümü Kıbrıs sorununa endeksli diyenleri de artık kaale bile almıyoruz... Daha aklımıza gelmeyen birçok sorun var memlekette... Siz “hamamdaki koca karılar ” gibi kavgaya devam edin... İş işten geçtikten sonra çok saç-baş yolacaksınız ama kaybedilenin bir daha geri dönmeyeceği gerçeğiyle yüzleşince, bu hamam kavgaları için çok pişman olacaksınız! Hayyam’dan... Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bil yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin viranelikte, Yerin akdoğan gibi sultanın emrindeyken. Günün Fıkrası Kurufasülye ve gül.. Cenevre Tarım Konferansı'nda katılımcıların her biri yaptıkları çalışmaları ve sonuçta gerçekleştirdikleri verim artışını anlatıyormuş. Sıra Temel'e gelince, -Kuru fasülyeye gül aşiladuk, demiş. -Peki, bunu niye yaptınız? -Yellenince gül kokayi. [email protected]