İç politika, dış politika ve Kıbrıs sorununda günlük lüzumsuz kısır çekişmeler ve kapışmalar “aynı tas aynı hamam” misali devam ediyor! Böyle olunca da vatandaşın siyasilere güveni her geçen biraz daha azalıyor ve sonuçta iç huzur ve barış bir türlü sağlanamıyor! Buna bir de dış güdümlü “kaşıma” ve suni krizler de eklenince, gazeteciler hiçbir zaman malzeme sıkıntısı çekmiyorlar! Tabi ki artık eskisi gibi, tarafsız ve sağduyulu medya ve mensubunu bulmak kolay değil... Her kez ucundan bucağından birilerini eteğine yapışmış ve tabi ki amaç da yaşamak ve ayakta kalmak! Sadece siyasette değil basında da bir militanlaşma dönemi yaşanıyor ve basit bir ajans haberi bile tarafların görüşlerine göre iki farklı şekilde manşet çekilebiliyor! Yani, isteyen kendi işine geleni cımbızla alıyor ve ondan başlık çıkarıyor ve basit bir haber bile iki farklı görüşmüş gibi okuyucuya yansıtılıyor! Tabi ki politikanın içli dışlı olduğu basının ağırlık kazandığı ülkemizde böyle şeyleri artık yadırgamıyor ve gündeme bile getirmiyoruz bile! Ama gördüğümüz kadarıyla asıl sorun olan ve mutlak çözümlenmesi gereken konu halkın iradesi konusu! Bundan üç sene önce yapılan referandumda ortaya çıkan irade ile, yaşanan süreç sonrasında ve gelinen aşamada oluşan iradede elbette ki büyük değişimler ve farklılıklar oluşmuştur! 24 Nisan’da yapılan referandumda Birleşik Kıbrıs’a dışarıdan gelen empozelerin sayesinde yüzde 65’lik ‘evet’ oyu çıkmıştır! Her şeye rağmen bu iradeye sahip çıktık ve halkımız böyle istiyor diye, bağrımıza taş bastık ve sustuk! Ama aradan geçen süre zarfında da görüldü ki, Kıbrıs Türkü’nün tüm temiz duyguları ve barış yanlılığı suistimal edildi ve verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi! Son üç yıl içinde ise elimizde sadece geçtiğimiz aylar içinde KADEM’in yaptırdığı anket var.. Hemen herkesin güvendiği bir kuruluş olan KADEM’in anketinde ise, bu kez yüzde 65’lik bir kesimin Birleşik Kıbrıs’a onay vermediği ortaya çıkmıştır! Tabi ki bu anket sonuçları, 24 Nisan’da yapılan referandum gibi resmi bir sonuç değildir! Ama halkın son üç yıl içinde Kıbrıs sorununa bakış açısında da önemli değişimler yaşandığı gün gibi ortadadır.. Maalesef ki, halkın iradesi konusu siyasiler tarafından suistimal edilmekte, iç politika malzemesi yapılmakta ve halk yanlış yönlere çekilmeye çalışılmaktır! Bu nedenle, halkın iradesinin hangi noktada olduğunu saptamak için, pek ala ki yeni bir referandum yapılabilir ve devlet politikaları da buna göre yeniden şekillendirilebilir! Bu fikri geçtiğimiz günlerde CTP’li bir dostumuz ile paylaştık... Sanırız sonuçlardan çok emin olunduğundandır ki, referandum için, muhakkak bir nedenin olması gerektiğini vurguladı... Bu fikri kabul etmek mümkün değildir! Ne yani, halkımızın iradesini öğrenmek için illa ki dışarıdan destekli organizasyonlara mı ihtiyacımız var? Bence artık 24 Nisan iradesi çürümüş ve kokuşmuştur, son kullanma tarihi bitmiştir, halkın gerçek iradesine başvurmak ve yeni devlet politikaları üretmek için kolları sıvamanın zamanı gelmiştir! Yoksa bu tartışmalar ve kısır çekişmeler daha çok uzun bir süre devam edecek ve halkımız birbirini yemeye devam edecektir! Böyle ortamların da kimlere hizmet edeceğini söylemeye bile gerek yoktur! [email protected]