Dün Kanal T?deki stüdyo konuğumuz K. T. Hataylılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Atlar?dı... Program esnasında izleyenlerden hiç beklemediğimiz kadar büyük bir ilgi gördük ve süreyi uzatmamıza rağmen programa katılmak isteyen herkesi konuşturamadık... Ancak bu program esnasında öğrendik ki, özellikle Türkiye?den gelerek buraya yerleşen başta Hatay kökenli olmak üzere bir çok vatandaşımızın büyük sorunları var ve her nedense bu konuları kimse gündeme getirmeyi, gerçekleri konuşmayı ve insan hakları ihlallerine varan olayları konuşmaya yanaşmıyor! KKTC?de bulunan ister vatandaş olsun isterse çalışma izinli ya da kayıt dışı, en fazla Hatay ve civarından insanımız var... Bir şekilde gelmişler, KKTC topraklarını vatan bilmişler ve ekmek derdine düşmüşler! Aslında doğruları konuşmak gerekirse ?Hataylı? dendiğinde herkes şöyle bir irkiliyor, karşısında ki insana önyargı ile bakıyor! KKTC?de Hataylı olmak gerçekten zor bir iş... Damgayı yemişsiniz bir kere! İstediğiniz kadar okul bitirin, istediğiniz kadar kariyer sahibi olun, istediğiniz kadar bu ülkenin ekonomisine katkı koyun, göğsünüzü gere-gere ?ben Hataylıyım? diyemiyorsunuz! Onların yoğun nüfus yapısı dolayısıyla kimileri KKTC?yi, ?Hatay Cumhuriyeti? olarak gösterip, hem içte hem dışta kötü propaganda yapıyor, kimisi ?şalvarlı? lakabıyla aşağılıyor, kimisi de ?gaco? kelimesini her fırsatta kullanarak, ikinci hatta üçüncü sınıf muamelesine tabi tutuyor! Özellikle de insan haklarından, dünyalı ve Avurupalı olmaktan çok fazla sözedenlerin hedef tahtası haline gelen bu kesim, dolayısıyla içine kapanıyor ve ne yazık ki şartlardan dolayı kendilerini toplumdan dışlayanlara karşı yanlış bir tutum içine giriyorlar! Ne var ki, hemen her seçim öncesinde sadece birer oy olarak görüldükleri için sağcısıyla, solcusuyla tüm siyasiler bu kesime inanılmaz bir ilgi gösteriyorlar ve birkaç günlük olsa da onları ?insan? gibi görmeye başlıyorlar! Onlar, kültür olarak değişik bir yapıda olabilirler, eğitim seviyeleri düşük olabilir, yaşam tarzları kendi gelenek ve adetlerine göre bize değişik gelebilir ama her şeyden öte, iki elli, iki ayaklı iki gözlü, iki kulaklı aynen sizin, bizim gibi insandan başka bir şey değildir! Ayrıca KKTC ekonomisine büyük katkıları vardır ve birçoğumuzun yapamayacağı işlerde çalışarak bu ülke içindeki yerlerini almışlardır! Kendilerine yönelik tüm aşağılayıcı açıklamalar ve görüşler yetmezmiş gibi, vatandaş olanlar diğer vatandaşlarla eş görülmemekte, çalışma izinli olanlara bu izinleri alırken büyük zorluklar çıkarılmakta, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü kendilerine insanlık dışı muamele etmekte, kayıt dışı olanlara ise neredeyse ?terörist?miş gibi davranılmaktadır! Onları bu toplumdan uzaklaştırdıkça, aradaki zaten var olan uçurum daha da büyüyecek, sonuçta da önüne geçilemez sonuçlar ortaya çıkacaktır! Artık birileri mutlaka bu insanları adam gibi karşısına alarak dinlemeli, yaşadıkları sorunları çözme isteğini en azından göstermelidir! Sevseniz de sevmeseniz de bu ülkenin vazgeçilmez parçalarına daha fazla eziyet etmeyiniz! Foto: Bizim gazetede bugün ön sayfada ve 4. sayfada yayınlanan resim girsin lütfen Günün Fıkrası Ağa.. Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış. Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dâhil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner, sonra sorarmış: -"Ula Hasso, ahali bakiy mi?" Hasso cevap verirmiş: -"Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir." Ağa çişiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah Cizrelioglu". Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış: -"Hala bakirler mi?" -"He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler." Her sene ayni tören sürermiş. Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına. Sormuş Hasso'ya: -"Ahali bakir mi?" -"He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır." Ağa "Abdullah" diye adini, arkasından "Cizrelioglu" diye soyadını yazmaya başlamış ki; kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var. Alçak sesle Haso'ya sormuş: -"Bakirler mi?" -"He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?" Ağa çaresiz: -"Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu."diye emretmiş. Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip : -"Ağam" demiş, "Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin. Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının devamını sen yaz."...