KKTC içinde Türklük ve asker düşmanlığına artık alıştık da bunların gidip Rum gazetelerinde boy-boy demeçler vermesi artık bardağı iyice taşırmaya başladı! Hadi kendi adlarına konuşsalar yine bir şey demeyeceğiz de yöneticisi oldukları sendika ve Kıbrıs Türk halkı adına açıklamalarda bulunmaları ve Rumların tezi olan Kuzey işgal altındadır saçmalığına destek vermeleri edepsizliğin de daha büyük boyutunda ancak Türk düşmanlığı ile bağdaştırılabilir… Her nedense Rum gazeteci akıl edip de KTÖS Genel Sekreterine mademki Türkiye’nin ne parasını ne memurunu istemiyorsunuz, niçin oradan gelen paralarla yüklü maaşları kabul ediyorsunuz sorusunu yöneltmeyi soramamış bir türlü! Ya da, mademki orada ki rejimden şikâyetçisin, o diktiğin villayı nasıl ve hangi kaynaktan elde ettiğin gelirle yaptın diye de sorabilirlerdi örneğin! Şener ve onun gibiler nedendir bilinmez ama sanırız bir Rum vatandaşı ile hele de karşılarında ki bir Rum gazeteci olunca aslan kesiliveriyorlar ansızın! Herhalde ki Kıbrıslı Türk olup da Türkiye’yi ve askerini kötülemek hele de bunu Rum basınında yapmanın büyük bir getirisi olsa gerek! İşi gücü Rum’un yıllardan beridir sürdürdüğü Kıbrıs politikalarına destek vermek olan KTÖS Genel sekreteri diyor ki adadan asker çekilsin, Maraş da Rumlara geri verilsin! Olur, siz emrettiniz hemen yerine getiriveririz! Sanırız kendisi ya kara cahil ya da kafasını kuma gömmüş bir deve kuşu… Rumların diğer isteklerini bilmiyor mu, bunlardan sonra gerisinin de geleceğini hiç mi görmüyor! Oysa bir öğretmen sendikasının başı ve aydın ve entel geçinen bir eğitimci! Güzelyurt ne olacak, Girne ne olacak? Ya Karpaz’ı da mı Rum’a vermek gerek? Sonra sen nerde oturacaksın? Şimdi villanı diktiğin ve Türk malı olduğun toprağa da yarın Rum’un göz dikeceğini de mi hesap edemiyorsun? Elcil ve onun gibi düşünenlere göre Rum emredecek biz boyun eğeceğiz, hatta donunuzu indirin, deseler olur ağam deyip sözde barış ve çözüm adına onu da indireceğiz! Rum gazeteciler karşısında büyük bir zafiyet gösteren diğer bir kişi de yılların politikacısı Alpay Durduran! Hoş o bir partinin yöneticisi ve partisinin de zaten ilkeleri belli ama eğer bir siyasi parti potansiyeli ne olursa olsun, hatta üç kişiden kurulu olsa da eğer adada Türk’ün değil de Rum’un haklarına hizmet ediyorsa, onun da ya aklından zoru vardır ya da bunu büyük rantlar karşılığında yapıyordur! Hem Elcil’in, hem de Durduran’ın, Türkiye’ye karşı yönelttikleri suçlamaların hepsi de uydurmadır ve bir hayal üründür! Zaten durum böyle olmaza, çoktan savundukları tezler halk tarafından kabul görür ve şimdi ülkeyi onlar idare ediyor olurlardı! Tabi ki Rumlardan nefes alacak durumları kaldıysa! Eğer dedikleri gerçek olsaydı ve idare başkasının elinde olsaydı, o idareye karşı oldukları için onların şimdiki makamlarında işi neydi? Çoktan tarihe gömülürler ve tozlu sayfalarda çürümeye yüz tutmazlar mıydı? Yıllardır kendileri çalıp kendileri oynuyorlar ve hâlâ da şikâyet etmekte geri kalmıyorlar! Bunları iki günlüğüne devletin başına getireceksin ki, işte o zaman görsünler hanyayı Konya’yı! [email protected]