K.T.Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar, bir süreden beridir çeşitli uyarılarda bulunarak, dikkate alınmamaları halinde, sivil itaatsizlik de dahil, ülke genelinde eylemlere başlayacaklarını söylüyor… Devlete ait vergilerin verilmemesi de dahil olan eylemlerde bulunacaklarını söyleyen Tunar, aslında ekonomideki sorunların, kamunun hantallaşmasının nedeni olduğunun, yapılan gereksiz istihdamlarla devletin üstünde ki yükün arttığının da altını çizip, bu konuda yetkililere önemli mesajlar veriyor… Eylemler yapılır ya da yapılmaz, kendi bilecekleri iş, ama kamuda ki şişkinliğin, ülke ekonomisine olumsuz etkilerde bulunduğu sanırız herkesin ortak düşüncesidir. Bir süreden beridir zam yağmuru altında bulunan KKTC’de özel sektör yapılan her zamla birlikte biraz da çökerken, devlet memurunun hayat pahalılığı artışını nasıl ödeyeceğim paniğine girmekte ve sonuçta çareyi yine zam yapmakta bulmaktadır. Oysa kurulan CTP-ÖRP hükümetinin tamamıyla bir reform hükümeti olacağını hiç birimiz unutmuş değiliz… Şu anda böyle bir gelişme yok ama, biraz daha böyle giderse ülkede sosyal patlamaların yaşanacağını söylemek için müneccim olmamam gerek! Devlet baba, kamu çalışanını ödemek ayrıca hayat pahalılığından dolayı artışları da ilaveten ödemek için şimdilik tek seçenek olan zamlar konusunda bonkör bir hareket tarzı izlerken, özel ve kamu kesimi arasında ki fark da gün geçtikçe açılmakta ve aranın kapanması da imkansız hale gelmektedir… Bunları söylerken kamu çalışanlarının gelirinde gözümüz olduğunu kimse zannetmezin! Ha keşke ülke şartları çok daha iyi olsa ve kamu çalışanları ile birlikte diğer kesimlerde çalışan insanlarımız da çok daha fazla kazansalar! Ama şimdilik, bu sistemle bunun gerçek olmasını beklemek biraz saflık olur gibi geliyor bize! Kamu çalışanları, kamuda bir reform yapılsa ve verimlilik şimdikinden çok daha fazla artsa yine söyleyeceğimiz bir şey olamaz… Ama yine görüldüğü üzere bırakın verimliği, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü sistemsizlikten dolayı günlerce dairelere gitmemekte, hatta bu suistimal devlet yetkilileri tarafından fark edilmemektedir bile! Bir internet işi için, özel bir şirkete gidiyorsunuz ve yetkili ile tanışıyorsunuz… Kısa bir tanışma sürecinden sonra, bu yetkili size kartını veriyor ve bu kişinin ilgili şirketin bilmem ne müdürü olduğunu öğreniyorsunuz! Aradan kısa bir süre sonra da sizi hayretlere düşüren asıl skandalı öğreniyorsunuz… Çünkü bir işinizi halletmek için gittiğiniz bu şirkette ki müdür yetkisinde ki kişinin, asıl mesleğinin devlet dairesinde memur olduğunu öğreniyorsunuz ve yine küçük bir araştırma ile daireye aydan aya sadece maaş çekini almak için gittiğini öğrenip kahroluyorsunuz! Evinizin su tesisatlarında bir sorun oluyor ve bu kez de su tesisatı yapan bir esnaf arıyorsunuz… Yine kısa bir tanışma sürecinden sonra da bu kişinin de Su İşleri Dairesi’nde çalıştığını, sadece imzadan imzaya gittiğini, ama zamanının büyük bir bölümünü dükkanında geçirdiğini, evlere iş yerlere servise gittiğini öğreniyorsunuz… Bu arada telefonunuza ve elektronik postasına çeşitli mesajlar düşüyor; Bir çoğu vatandaşın ihbar mesajlarından oluşuyor… Kimisi RHA plakalı araçlar ile çoluk çocuk taşıyan üst düzey personeli ihbar ediyor, kimisi polis memurlarının üniforma ile bakkal dükkanı işlettiğini, kimisi de işyerine gitmeyip doktor raporu gönderen bayan personelin eşinin işyerinde sekreterlik yaptığını, hatta kimisi de devlet memuru olduğu halde, günün büyük bir bölümünde iş yerinde değil, kurduğu inşaat şirketinin başında olduğunu şikayet ediyor… Şimdi gelelim başa; K.T.Ticaret Odası Başkanı Salih Tunar, şikayetlerinde bir değil iki kere haklıdır… Birincisi gelmiş geçmiş tüm hükümetler, kamu çalışanlarının işi bir seçmen kitlesi olduğu itibarıyla onlara mümkün olduğu kadar taviz vermişler, özel sektörün sorunların görmeyip, bütçenin büyük bir bölümünü maaşlara bağlamışlar, ayrıca verim alınması için hiçbir ciddi çalışmaya imza atmamışlardır… İkincisi de, bu kesim çalışanlarının önemli bir kesimi kendisine verilen imtiyazlar sayesinde, bunu suistimal etmişler, kendi özel işlerine gösterdikleri zamanı asıl çalıştıkları kamuya tanımamışlar ve sonuçta da kendilerine yapılan sitemlerde, ‘burası devlet dairesidir” diyerek arsızca işin içinden çıkmayı bilmişlerdir ve bilmektedirler… Bu nedenlerden dolayı, şu anki kamu işyerleri yeterli verimi veremedikleri gibi, laçkalık ve laubalilik diz boyunu geçmiş, devletin işleri değil özel işler ön planda tutulmuştur… Bir yanda iş adamları ve esnaf bozulan ekonomiden etkilenip zor günler geçirirken, değir yandan kamu çalışanlarının bu cıvıklığı kabul edilir bir durum değildir… Şu an ki görüntüye göre, özel sektör vergi ve zamlarla, kamu çalışanlarını ödeyen konumdadır ve bu gidişatla özel sektör tam olarak çöktüğünde, kamuyu ödeyecek kimse de bulunamayacaktır! “Beyaz kimlik” infial yarattı! KKTC yetkililerinin bir süreden beridir, bundan böyle artık vatandaşlık verilmeyeceğini, ülkede 15 yılını dolduran yabancı kökenli çalışanlara ‘beyaz kimlik” verileceğini açıklaması, özellikle TC kökenliler arasında infialle karşılanırken, bu konuda şikayetlerini belirten çok sayına kişi TC Lefkoşa Büyükelçiliğini göreve davet ediyor. Bu arada, yine bazı kişiler yıllardan beridir ülkede vatandaş oldukları halde yurt dışı çıkışlarında vatandaşlıktan çıkarıldıklarını öğrendiklerini, hatta bazılarının da vatandaşlıktan çıkarıldığı ve kaçak durumuna düştüğü için milyarlarca liralık borçlu gözüktüğü belirtiliyor. Olayın AB standartları ile de bağdaşmadığını söyleyen mağdur durumuna düşen vatandaşlar, böyle giderse yakında ülkede sosyal patlamaların da görülebileceği uyarısında bulunuyorlar. Günün Fıkrası Duyulmuyor! İmam iki metre ilerisinde duran cami görevlisine sormuş: - Gizli gizli sen mi yiyorsun kurbanlık etleri?... Görevlide derin sessizlik... İyice köpürmüş İmam: - Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?.. - Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim... - Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun... Görevli bıyık altından gülmüş; - İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız... Yer değiştirmişler. Bu defa görevli seslenmiş: - Bayramda toplanan camii derneği bağışlarını kim iç ediyor?.. İmam kendi kendine söylenmiş: - Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor.