İşte ülkenin hali!
Levent ÖZADAM
Geçtiğimiz günlerde bir gazetemiz Kuran kurslarına katılan minik kızlarımızı biraz da suçlar gibi ‘işte kızlarımızın hali’ başlığını kullanmış ve bu haber tartışmalara neden olmuştu!
Dün de yine aynı gazetemiz manşetinde çok ilginç bir haber kullanarak, ülkemizde bulunan ve yabancı kadınların pazarlandığı ve bu işi yapanların devlete ödedikleri vergiyi açıkladı ve aslında önemli bir gazetecilik görevini de yerine getirdi!
Ancak, böyle bir haberden sonra, ‘işte ülkemizin hali” şeklinde biraz da sitemli bir yorum yapmak çok yanlış olmasa gerek!
Ülke ekonomisi iflas etmiş, işadamları haciz ve tefeci kıskacına alınmış, ekonominin denetimi paar tacirlerine geçmişken, demek ki ülkede paar kazandıran ve dolayısıyla devlete yüklü vergi ödeyen sektörler yok değil!
Bunların başında elbete ki casınolar geliyor...
Ülkede ki casınosu bulunmayan hemen tüm küçük oteller devletin bir yıl süre vermesi dolayısıyla 2009 yılına kadar nefes alıp, şimdilik hacizden kurtulurken, casınosu olanlar ihya oluyor ve servetlerine servet katıyor!
Yine tüm iş adamları ile esnaf feryat ederken, yanlarında asgari ücretli bile çalıştıramayacak düzeye gelirken, ülkeye dışarıdan getirtilen kadınların pazarlandığı gece kulüpleri imkansızı başarıyor ve toplamda 3 trilyon gibi bir rakamı devletlerine göğüslerini gere gere ödeyip, bunun gururunu yaşıyorlar!
Ayrıca bet ofisleri de ülkede en çok kazananlar ve devlete vergisini ödeyenler listesinin başında yer alıyor!
Ekonomik gücü her geçen gün eriyen vatandaş çareyi artık şans oyunlarında ararken, bundan tabi ki işletem sahipleri kazanıyor ve vatandaşın cebindeki son kuruşlar bu şirketlere, oradan da devletin kasasına vergi olarak gidiyor!
Tam manasıyla ağlamak ve gülmek arasında kalınacak, ama insanımızı hayli düşündüren bir tablodur bu!
Ülkedeki bir çok kesim ve işletme kan ağlarken, devlete vergisini ödemezken ya da edemekten kaçarken, casıno, bet salonu ve gece kulüpleri gibi artık bizden biri olmayı başarmış, ama etik konusu tartışma kaldıran sektörler hızla büyüyor ve üstüne üstlük devlete vergisini de kuruşu kuruşuna ödeyerek bir anlamda can simidi oluyor!
Maalesef ülkemizin içinde bulunduğu resim budur ve eskiden turizm, restorant ve konfeksiyon gibi işler yatırımcıya büyük paralar kazandırırken, şimdi onların hepsi ya iflas etmiş, ya da iflasın eşiğine gelmişken, sosyal yönü çok tartışılır ama yasal da olan işletmeler yatırımcıyı ihya ederken, devleti de ayakta tutar hale gelmiştir!
İster ağlayın, ister gülün, herkesin kendi tercihi olacaktır...
Ülkemizin gerçekleri bunlardan ibarettir!
Günün Fıkrası
Meraklı deve...
Genç deve annesine sormuş:
- Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?
Anne cevap vermiş:
- Çölde kuma batmamak için.
Genç deve tekrar sormuş:
- Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür?
Anne tekrar cevap vermiş:
- Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye.
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
- Bizim niye hörgüçlerimiz var?
Anne deve sabırla yanıtlamış:
- Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız.
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş:
- Peki bizim bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?
Yorumlar