İşgüzar tapınmacı Kemalistler yüzünden trafiğin durduğunu, bu saçmalığın yasaklanmasını istemiş sosyal medyada biri. Cehalette birinci sıradalar, demiş diğeri, dünyanın en yobaz tipleri bu betona tapanlar, yazmışlar. “Şuurlu bir Müslüman, Atatürk'ü sevmez, sevemez” diyerek milyonlarca insanı dinsiz ilan etmişler.

Duvarlarına resim asanlar, ailesinin mezar taşını ziyarete gidenler de nefret içindeydi. Dinsiz, cahil lafını kaldıramayanlar; kansız, vatan haini diye karşılık vermiş. Hafızalardan silinmeye çalışılan Cumhuriyetin Ata’sına 10 Kasım’da saygı duruşuna. 

Yalan yanlış haberler, iftiralar, hakaretler daha çok infiale yol açarken büyüyor, çoğalıyorlar haksızlıklara karşı bir orman gibi kardeşçesine. Onun kurduğu, sonraları amacını kaybeden partiye mal edilemeyecek bir sel gibi. Onun gövdesine tapan putperest değil ölmez eserlerine ve manasına bağlı bir şuurla saygılarını sundular. Kurduğu Türkiye Cumhuriyetinde yaşamanın, borçlu oldukları özgürlüğün vefası adına. 

Anıtkabir Müzesi'nden bir fotoğraf: Onun savaş meydanındaki “makamı”. Bir tahta sıra üzerinde bir çiçekli minder. Önünde derme çatma bir sehpa, üzerinde serili harita, bir kahve fincanı, bir teneke kupa, yerde boş mermi kovanları, kütüğün üstüne asılmış bir fener. Savaşın en ümitsiz aşamasında defterinde Türkiye Cumhuriyetini nasıl kuracağına dair notlar…

Tarihler şimdiye kadar Atatürk gibi bir lider yetiştirmemiştir. Onun olağanüstü niteliklerine baktığımız zaman ilerde de böylesine bir lider gelmeyecektir. Atatürk yalnızca Türk milletinin değil dünyanın, mazlum milletlerin önderidir. Bu memleket bu muhteşem, cesur insanların sayesinde kurtuldu. Saygıyı fazlasıyla hak ediyorlar.

Çünkü: Bu gün UNESCO'nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal'dir. 27 Kasım 1978 tarihli UNESCO genel kurulu kararı doğrultusunda, Atatürk'ün doğumunun 100.yılı bütün dünyada, "1981 Atatürk Yılı" olarak kutlanır. Bu uygulama dünyada ilk ve tektir. Bütün dünya ülke temsilcileri, kendi tarihlerinin ve dünya tarihinin liderlerini, en önemli devlet ve insanlık önderlerinin içinden Atatürk'ü tarihin ve insanlığın en büyüğü seçtiler.

İsteği üzerine 1930'lu yıllarda İtalya’dan getirilen portakal; Adana başta olmak üzere Mersin, Antalya ve Ege’nin bazı bölgelerinde aşılandı. Yabancılar tarafından yapılan birçok fabrikanın parası narenciye, sebze ile ödendi. Aynı yıllarda çay bitkisi Rize’ye getirtilip ekildi. 1927’de çıkartılan yasa ile “Fındık fidesinin” ihracatının yasaklayıp, Ordu ve Giresun’un fındık yetiştiren il olarak kabul edilmesini sağladı.Türk sanayisinin omurgasını oluşturan bu hayati tesisler sayesinde, hem on binlerce insan iş buldu, hem de Türkiye milyarlarca dolarlık ithalattan kurtuldu, dışarıya bağımlılığı azaltıldı.

1956 senesinde Dr. Hugh Percy Wilkins Ay’daki bir kratere büyük saygı duyduğu Atatürk’ün adını verdi. Vanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın laboratuarlarında ürettiği kırmızı çiçeğe isim ararken Tarsus Kolejinde Atatürk’le tanışan, tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan bir diğer profesörün  Atatürk isminin verilmesini önermesi üzerine. Dünya nebatat dairesince oy birliğiyle kabul edilmiştir. Bir çiçeğe adını veren, başka bir lider yoktur. 

Hatay’ı almak isteyen Mussolini’ye “Biz hazırız, İsterlerse gelip alabilirler.” cümlesinden sonra bir daha ne Mussolini ne İtalyan basını Türkiye’yi işgalden bahsetmemiştir. Her şey bıçak gibi kesilir ve bir daha konu edilmez. Atatürk bir defa daha dünyaya ne büyük bir devlet adamı olduğunu kabul ettirmiştir.