İRAN'IN YENİ CUMHURBAŞKANINI BEKLEYEN ZORLUKLAR
Hicran KAZANCI
Ayetullah Humeyni önderliğindeki İran İslam Devrimi'nin iktidara gelmesinden yaklaşık 25 yıl sonra yapılan İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, gerek bölgesel gerekse küresel önem taşıdığı görülüyor. Özellikle, uzun yıllar boyunca Humeyni'nin üst düzey yönetiminde görev yapan eski siyasetçilerinden biri olan ve ılımlı kanadı temsil eden Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin rakibi olan muhafazakar Mahmud Ahmedinecad karşısında beklentilerin tam tersine açık bir farkla kaybetmesi, ABD'nin İran'a karşı uyguladığı sıkıştırma politikası sonucu olarak İranlıların ulusal güveliklerinin tehdit edildiği algılanmasına kapıldığı ve bunun ülke genelinde muhafazakarların zemin kazanmalarına yol açtığı şeklinde değerlendiriliyor. Ayrıca, İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın "İran'ın muhafazakar değil ılımlı bir politika izleyeceğini ve reformların devam edeceğini" ifade etmesi, İran'ın uygulayacağı politika hakkında birçok analizci ve yazarın yorumlarının tam tersini gösteriyor. Fakat, İran yönetim şekline bakıldığında, cumhurbaşkanının tek başına ülkeyi yönetme hakkına sahip olmadığı görülüyor. Bir başka deyişle, cumhurbaşkanı ülkeyi yöneten Dini Lider ve Anayasayı Koruma Konseyi gibi önemli öğelerden sadece birisini teşkil ediyor.
Yorumlar