Amerikan işgali altındaki Iraklılar, kötü yaşam şartlarına karşı gittikçe artan tepkilerini açık bir şekilde ifade ediyorlar. Irak?ın birçok şehrinde işgalci gücün yanı sıra Irak yönetimine karşı gösterilerin günlük bir hal aldığı görülüyor. Özellikle Irak?ın güney ve orta kesiminde gereçekleşen yürüyüşler, ülkede sadece günde 2 saat elektirik verilmesi, su, yakıtın bulunmaması ve eski yönetim tarafından karne ile verilen yiyeceklerin, yeni yönetim tarafından kesilmesine karşı tepki olarak dile getirilmektedir. Ayrıca, diktatörlükle tanınan Saddam döneminde, ?petrol karşılığı gıda? programı sayesinde karne aracılığıyla tüm gıda ihtiyaçlarının karşılandığı toplam 25 milyon Iraklıdan, Batı demokrasisinin özgürlük simgesi olan ABD işgali altında karne ile alınan yiyeceklerin kesilmesi sonucu bugün 10 milyonu açlık sınırının altında yaşamaktadır. Bu bağlamda, Irak?ta artan güvenlik boşluğuna paralel olarak gerçekleşen saldırılara karşı koyamayan ABD tarafından eğitilen Irak ordu ve polisi, vatandaşların yanı sıra kamu kurumlarının korunmasını sağlayamıyor. Bu bağlamda, Irak?taki gelişmeleri askeri açıdan kontrol altına alamayan ABD, ileri sürdüğü gibi sayı bakımından az olarak bir örnek ordu niteliği taşıyan Irak ordu ve polisinin oluşturulmasını sağlayamadı. Dolayısıyla, direnişçiler tarafından yapılan saldırılar, ABD?yi zor duruma soktuğu   gibi ABD tankları üzerinde iktidara getirilen Irak hükümetinin meşruiyetini de büyük ölçüde zedeliyor.

 

ABD?nin Irak?tan Çekilme Bulmacası

 

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve Irak?taki işgalci Amerikan gücünün komutanı tarafından yapılan ?önümüzdeki yılın baharında Irak?taki askeri gücümüzün sayısında azalmaya gidilecek? açıklamalarına rağmen, Başkan Bush, ABD?nin Irak?tan çekilme planının olmadığını belirtiyor. Dahası, ?Irak?ta anayasa referandumu ve genel seçimlerin zamanında yapılabilmesi için ülkedeki asker sayımızda arttırmaya gidilebilir? açıklamaları da Pentagon?daki bazı komutanlar tarafından dile getiriliyor. Bahse konu olan çelişkili açıklamalar, ABD?nin Irak?ta karşılaştığı büyük sıkıntıların Amerikan karar vericilerine yansıdığını gösteriyor. Özellikle, son dönemde Irak?taki Amerikan askerlerinin ölü sayısının artmasına yol açan saldırılar, hem ABD içinde hem de ABD dışında Bush idaresine karşı güçlü bir baskı unsuru oluşturuyor. Ayrıca ABD?nin Irak?taki başarısızlığı, bazı bölge güçlerinin Amerikan işgali altında Irak?a yönelik stratejilerini gözden geçirmelerine sebep oluyor. Bu bağlamda, Suriye ile İran?ın Amerikan baskısına karşı açıkça işbirliği yapmaları, İran?ın nükleer çalışmalarına hız vermesi ve bazı Arap ülkelerinin Amerikan askerlerinin Irak?tan çekilmesinden sonra doğacak boşluğu doldurmak için Irak?a asker göndermeleriyle ilgili konular üzerinde tartışmaya başlamaları gibi gelişmelerin gündeme taşındığı görülüyor. Bu bağlamda, dış politikasını Avrupa Birliği?ne endeksleyen ve Irak?taki gelişmeleri seyirci koltuğundan seyreden Türkiye, Amerikan güçlerinin Irak?tan çekilmesini beklemeden  genel olarak Irak, özel olarak Kuzey Irak?taki gelişmlerden doğacak tehlike ve tehditlere karşı stratejisini gözden geçirmek durumundadır. Söz konusu bölge güçlerinin stratejilerindeki değişmelere ilave olarak, Irak?taki bazı siyasi güçlerin, ABD?yle yakın ilişki içerisinde olanları sert dille eleştirmeye başlamaları, Irak?la başlayan Amerikan projesinin Irak?ta sona erdiğini gösteriyor. Bir başka deyişle, Amerikan yapımı demokrasiyi Irak?taki siyasi gruplara ihraç etmeyi gerçekleştiremeyen ABD, bölgedeki yayılmacı politikalarına karşı koymaya çalışan ülkelere, Irak?ı işgal etmesiyle caydırıcı bir mesaj verme hedefine de ulaşamadı.  

 

BM, Batılı Devletler ve Irak?taki gelişmeler

 

ABD?nin işgali ile kaos ülkesi haline gelen Irak?taki gelişmelerin, giderek daha kötüye gittiği görülüyor. 2 Ağustos 1990 tarihinde Saddam rejimi tarafından işgal edilen Kuveyt?i kurtarmak ve yeniden yapılandırmak için 3 Ağustos 1990?dan 1993 yılına kadar olan sürede (Kuveyt?in toprak bütünlüğünün korunmasını içeren karar dahil olmak üzere) yaklaşık 50 karar alan Birleşmiş Milletler,  Irak?ı ABD?nin işgalinden kurtarmak ve ülkenin yeniden yapılandırılmasını sağlamak konusunda da aynı kararlılığı göstermelidir. Ayrıca, 2004 yılının Temmuz ayında Ürdün?de ?Irak?ın yeniden yapılandırılması için gereken yardımların yapılması? adı altında gerçekleşen dördüncü BM toplantısına, başta Batılı devletler olmak üzere katılan 60 ülke tarafından verilen sözlerin uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ABD tarafından işgal edilen Irak?ta söz sahibi konumuna gelen ve bazı dış ülkeler tarafından desteklenen birtakım siyasi grupların, Irak?ı savaş ganimeti gibi aralarında paylaşmasının önüne geçilemeyecektir. Aynı zamanda, güç dağılımının sürekli değişimine yol açan sürpriz siyasi gelişmelere sahne olan Irak, bölgenin yanı sıra dünya ülkelerinin ekonomi ve güvenliğini ciddi biçimde etkileyen bir kargaşa kaynağı durumunu sürdürecektir.