ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Irak?ı işgal etmesinin hemen ardından, ülkedeki siyasal denklemin değiştirilmesi projesi de hayata geçirilmeye başlanmıştır. Söz konusu projeyle, yaklaşık 35 yıl boyunca Irak?ı diktatörlükle yöneten Saddam Hüseyin önderliğindeki laik BAAS yönetimin yaptıkları, Irak?ın Sünni kesimine mal edilmiş, Şii ve Kürt grupları yeni Irak yönetiminin başına getirilmiştir. Ancak, ABD ve Avrupa başkentlerinde yapılan hesaplar Irak?ın çarşısına uymamıştır. Devrik Saddam yönetimi, İran İslam Devrimi?nin genel olarak Arap özel olarak da Körfez ülkelerine ihracına engel teşkil eden yaklaşık 1100 km uzunluğundaki İran-Irak sınırını tamamen kontrol altında tutuyordu. Ayrıca, Saddam rejiminin elinde bulundurduğu büyük askeri gücü destekleyen istihbarat teşkilatları da, hem ülke sınırını hem de dış gelişmelere karşı iç güvenliği koruyordu. Fakat, Saddam rejiminin devrilmesi, Irak Devleti?nin ordu ve istihbarat teşkilatlarının lağvedilmesi, İran?ın Irak?taki nüfuz ve etkisinin artmasına yol açtı. Dolayısıyla ABD, Saddam sonrasında Saddam?dan daha bir batı yanlısı ve daha laik bir hükümetin iktidara gelmesini planlarken, Irak?ta İran modeli, batı düşmanı ve şeriata yatkın bir yönetim tablosu ortaya çıktı.

Irak?ı Demokratikleştirme Projesi

ABD tarafından ?Sünni Üçgeni? ve ?Ölüm Üçgeni? gibi terimlerle adlandırılan Sünni bölgelere yönelik orantısız askeri harekat, 2003?ün Mayıs ayından itibaren başlatılmıştır. 2003 yılının Haziran ayında ise, ABD?nin Irak?taki uzantısı olan Paul Bremer tarafından atanan Şii-Kürt ağırlıklı 25 kişiyle Saddam sonrasının ilk yönetimi ?Geçici Konsey? adı altında oluşturulmuştur. Böylece Sünnilere karşı girişilen askeri harekatı, siyasi harekat izlemiştir. ?Sağırlar diyaloğu? yapmakla ünlenen Geçici Konsey?in yapmış olduğu toplantılar, ne Irak?ın yeniden yapılandırılmasına ne de Irak halkının yaşadığı sefalete ve çektiği acılara çözüm bulmuştur. Tam tersine, Geçici Konsey, Irak?ta bir etnik-mezhep çekişmesinin, kardeş kavgasının ve ülke yönetimindeki yolsuzlukların başlangıç noktasını teşkil etmiştir.

Bu süreçte ABD yönetimi, Irak?taki askeri ve siyasi başarısızlığı nedeniyle hem dünya hem de Amerikan kamuoyunun eleştiri ve tepkilerine maruz kalmıştır. ABD, bahse konu olan tepkiden kurtulmak maksadıyla, 28 Haziran 2004 tarihinde ?Iraklılara egemenliği devretme?ye karar vererek Geçici Konsey?in tam bir uzantısı olan Irak yönetimini oluşturmuştur. Fakat, ABD?nin öne sürdüğü ve yaklaşık 200 bin sivil insanın ölümüne yol açan Irak işgalinin gerekçeleri kanıtlanmayınca, ABD yönetimine karşı olan dünya kamuoyu ile Amerikan kamuoyu tepkisine, Birleşmiş Milletlerin (BM) tepkisi de eklenmiştir. Söz konusu tepkiler, ABD yönetimine sıkıntılı günler yaşatmıştır. Bu gelişmelere karşın Bush yönetimi, Irak savaşının önemli nedenlerinden biri olarak gösterdiği Orta Doğu?yu demokratikleştirme projesini gerçekleştirmeye girişerek, dünya kamuoyunu ikna etmeye çalışmıştır. Bu bağlamda ABD, 30 Ocak 2005 tarihinde, istikrarsızlık, güvensizlik ve savaş ortamının yaşandığı Irak?ta parlamento seçiminin yapılmasını sağlamıştır.

ABD bu seçimi, Sünnileri yönetimden uzaklaştırmak suretiyle, Irak?ı siyasal bakımından etnik ve mezhep gruplar arasında bölüştürerek, ülkeyi uzun süre kontrol altında tutma hedefine hizmet edecek şekilde tasarladı.

Bu durum, İran?ın Irak?taki nüfuz ve etkisinin artmasına neden olan Şii ağırlıklı bir hükümetin teşvik edilmesine yol açtı. Bir başka deyişle, İran destekli Irak Şiilerinin iktidara gelmesi, İran?ı Suriye?ye yaklaştırarak, Lübnan?daki ABD ve İsrail?in korkulu rüyası olan Hizbullah?a maddi, manevi ve hatta askeri desteğin sağlanmasını kolaylaştırdı. Bu durum, ABD?nin Irak?taki yaklaşık 150 bin askerinin, İran, Suriye ve bu ülkelerin desteklediği (özellikle bölgede ağırlığı olan) silahlı grupların rehini olmasına yol açtı.

Yeni seçimlere yeni planlar

ABD, kendisini kaygılandıran bu durumdan kurtulmak için yeni seçimlerde Şii ağırlıklı olmayan bir Irak parlamentosunun oluşturulmasını hedeflemektedir. Dolayısıyla ABD, bir taraftan ılımlı Şii gruplarını desteklerken, diğer taraftan da parlamentoda Sünnilere yer vererek İran yanlısı Şiilerin etkisini azaltmaya ve denge sağlamaya çalışıyor.

ABD?nin yeni planının, önümüzdeki seçimlerde daha dengeli bir parlamento oluşturmak olduğu anlaşılıyor. Ancak, bazı dış ülkelerin Irak?taki nüfuzunun azaltılması, Irak Şii veya Sünnilerinin hükümetteki varlığının dengeli hale getirilmesi ile değil, Irak?ın toprak bütünlüğüne sahip çıkan ve insan haklarına saygılı bir ulusal hükümetin oluşmasını sağlamak amacıyla ülkedeki işgalci gücün çekilmesi ile sağlanacaktır.