Irak?ta sivillere yönelik gerçekleştirilen kanlı saldırıların arkasında duranların hedefinin, işgalden geriye kalan ülkeyi etnik çatışmaya sürüklemek ve bu sayede bölgeyi tehdit eden bir kaos ortamı yaratmak olduğu anlaşılıyor. Söz konusu kaos ortamının yaratılmasına gayret gösteren dış güçler, bir taraftan ülkede işgal gücünün varlığına gereksinim duyulduğunu kanıtlamaya çalışırken, diğer taraftan da ülkenin yeniden yapılandırılmasını bozguna uğratarak, Irak?ın uluslararası platformda kaybettiği statüye tekrar kavuşmasını engellemeye uğraşmaktadırlar. Bu bağlamda, Irak?ın işgal edilişinden bugüne dek olan sürede stratejilerini başarıyla uygulayamayan işgalci güçler, etnik çatışmanın gerçekleşmesiyle hedeflerine ulaşacaklarını düşünüyorlar. Ancak, Irak?ın tarihi irdelendiğinde, bahse konu olan işgalci gücün projelerinin kolayca uygulanamayacağı görülüyor. Çünkü, 1918 yılında Irak?ı işgal eden İngilizler, ?bölgeden çekilmemiz iç savaşa yol açar? propagandası yapmıştır. İşgalci İngiliz güçleri, bu propagandayı yaparken, Irak?ta yaşayan farklı etnik gruplar arasında gerginlik yaşatmaya çalışmıştı. Nitekim, 1920 yılının başlarında İngiliz işgalci güçleri, Irak asıllı Ermenileri Türkmenlere, Şiileri de Sünnilere karşı, iç kargaşaya yol açacak şekilde kışkırtmıştır. Ancak Iraklıların işgale karşı alacağı tutumu hesaba katmayan İngiliz siyasetçiler, Tel Afer?de başlayan ?1920 Ayaklanması?nın, kısa sürede Irak?ın tüm bölgelerine yayılmasını ve bunun ülkedeki işgal gücünün sonunu getirmesini önleyememişlerdi.

 

Amerikan Senaryoları

 

2003 yılının Nisan ayında Bağdat?a giren ABD?nin gerek sivil gerekse askeri yetkilileri, 1918 yılında İngilizlerin kullandığı ?Irak?tan çekilmemiz iç savaşa yol açar? söylemini tekrar ediyorlar. ABD güçleri buna paralel olarak Irak?taki etnik gerilimi körüklemeye çalışıyor. Nitekim, bölgede yapılan araştırmalara göre, Kerkük?ün varoşlarında bulunan ve Kürt ağırlıklı olan Şorca Mahallesi?ndeki Kürt bayraklarını, gecenin geç saatlerinde indirip yerine Türkmen bayraklarını asan ABD askerleri, bazı mahalle sakinleri tarafından tespit edilmiştir. Aynı yöntemi ABD?ye destek veren Irak Ulusal Muhafızları, Tel Afer?e yapılan son saldırılarda sözde ?Kürdistan? bayrağını Türkmen mahallelerinde asarak uygulamışlardır. Bu bağlamda ABD yetkilileri, bir taraftan ?Irak?tan çekilmemiz iç savaşa yol açar? iddiasını savunurken diğer taraftan ülkede etnik çatışma  için zemin hazırlamaktadır. ABD yetkilileri bu söylemi ve iç savaşa neden olacak stratejileri, ya Irak?ın toplumsal yapısını bilmedikleri için ya da ülkedeki varlıklarının devamı için kullanıyorlar. Çünkü, Irak toplumunu teşkil eden kabile ve aşiretlerin çoğu Şii ve Sünni mezhebinden oluşur. Ayrıca, Irak?taki aşiretlerin bazıları iki mezhebi buluşturan bir yapıya sahiptir ve çoğunda kan bağı mevcuttur. Öte yandan, işgalci güç ve işgalci güçle işbirliği yapanların ileri sürdüğü Saddam rejiminin bir Sünni rejimi olduğu tezi tamamen gerçek dışıdır. Bu, Saddam?ın geçmişte halkına yaptığı yaptırım ve zulümden anlaşılıyor. Çünkü Saddam rejiminin zulmünden, Irak toplumunu oluşturan tüm etnik gruplar ve mezhep grupları bir yana kendi damadı ve torunları bile nasiplerini almışlardı. Dolayısıyla, Irak?ı etnik çatışmaya sürüklemeye çalışanların planları, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Irak toplumunun yapısı ve zorluklarla baş etmesini bilen Iraklıların sabrı sebebiyle başarısızlığa uğratılacaktır.

 

1920?lerde başaramadığını tekrar deneyen İngilizler

 

2005 yılının Eylül ayında, Basra kentinde bulunan polis kontrolünü arabalarıyla geçmeye çalışan yerel kıyafetli ve silahlı iki İngiliz askerinin yakalanması, Irak?ta işgal süresince bilim adamlarına, Sünni-Şii din adamlarına ve politikacılara yönelik gerçekleşen faili meçhul suikast olayları üzerindeki sır perdelerinin aralanması şeklinde yorumlandı. Olay, işgalci ABD ve İngiliz güçlerinin kontrolü altında olan bölgelerde yaşayan Iraklılar arasındaki gerginliğin gerilime, gerilimin de iç savaşa dönüştürülmesinin amaçlandığını gösteriyor. Ancak olayı öğrenen Iraklıların öfkesi, bu öfkeyi dindirmeye çalışan İngiliz tanklarının yakılma sahnesini izleyen Amerikan ve İngiliz yetkilileri dehşete düşürmüştür. Ayrıca bu olay, İngilizlerin, Amerikan işgalci gücüne nazaran Iraklılar tarafından daha çok itibar gördüğü tezini de çürütmüş oluyor. Öte yandan yanan İngiliz tanklarının taşıdığı askerlerin korku ve dehşet içerisinde kaçmaları, askeri bakımından İngiliz işgalci gücünün büyük bir telaş içerisinde olduğunu ve Amerikan işgalcilerinden önce ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklarının habercisi olmuştur.