Dünya Mimarlık Kongresi kısaca UIA-2005 pek çoğumuzun bildiği üzere 4 Temmuz Pazartesi gününden itibaren kentimiz İstanbul'da gerçekleşiyor. Dünyanın dört bir yanından ünlü mimarlar davetli. Pritzker ödüllü ilk kadın mimar Zaha Hadid'den, Mario Botta'ya, Odile Decq, Robert Venturi, Charles Correa, Peter Eisenman, Remm Coolhaas, Clenn Mercutt, Colin Rowe ve diğerleri. Bu ünlü isimlerin İstanbul'da toplanmaları hem turizm aktivitesinin gerçeklemesi hem de akademik anlamda bilgi alışverişinin sağlanması açısından önemli bir fırsattır. Ancak gönül isterdi ki bu özel buluşmaya daha makul fiyatlarla giriş yapılabilsin ve hem halktan hem de yöneticilerden ve mimarlardan daha yüksek katılım sağlansın.

 

 

Bu konuyu biraz detaylandırmak istiyorum. Çünkü istenen ücret haftalık full katılım için 400 dolar, öğrencilerden 150 dolar. Bugün bu paraları vermek bu meslek grubunu çoğunlukla aşmaktadır. Maalesef mimarlık mesleği bol kazançlı bir meslek dalı değildir. Hele günümüzde epeyce ihtiyaç fazlası mimar olduğu için ne yazık ki  bunların bir kısmı ya meslek harici çalışmakta ya da asgari ücretin biraz üstündeki aylıklarla tecrübe edinmeye ve yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Akademik çalışma yapanların da durumu pek farklı değildir. Bu konumdaki kişilerin mesleki deneyim ve bilgilerini arttırmak için bu denli büyük bir fırsat ayaklarına kadar gelmişken maddi gerekçelerle katılamamaları üzüntü vericidir.

 

 

Üstelik belirtinen ücretler bildiri sunanlar için de geçerlidir. Bildiri birden çok isimi kapsasa bile herkesten ayrı ayrı aynı meblada ücret talep edilmektedir. Eğer bu ücretler UIA merkezin belirlediği ücretlerdir deniliyorsa o zaman organizasyonun Türkiye tarafını ayarlayanlar bunu merkeze ilettiler mi? Ya da ülkemiz ücret politikaları içinde başka çözümler üretmeye çalıştılar mı? (Belirtilen ücretler sadece katılım ücretidir)

 

 

Öte yandan bir haftalık bir organizasyona herkesin katılması işyerlerinden izin alması da kolay değildir. Oysa hele İstanbullu katılımcılara büyük rahatlık sağlayacak günlük girişler sağlansaydı sanırım katılımcı daha da artardı.

 

 

Bu aylar İstanbul'da toplantı, buluşma, kültür, sanat, organizasyon, müzik, festival gibi aktiviteler sıkça yaşanacak. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere bu görev, bu kimlik İstanbul'a çok uygun ve kent aslında bu faaliyetlerle öne çıkmalı. Kimliği tarif edilirken İstanbul'un kültürel faaliyetlerinden bahsedilmeli.

 

 

UIA-2005'in, meslekten kişileri (mimar, şehir plancı, iç mimar vb ), halkı ve yöneticileri yeterince etkinliklere katamamasına  rağmen, genelde kent adına, Türk mimarlığı adına başarılı geçmesini, kazançlar sağlamasını diliyorum.