GÜNAYDIN, SAYIN BAŞBAKAN!
Hasan MACİT
Sayın Başbakan'ın, AKP Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmayı TV'den izledim. Ne kadar da güzel ve doğru konuşuyor! Akaryakıt kaçakçılığının ne boyutlara geldiğini anlatıyor. 2,5 yılda 18,7 milyar dolarlık kayıtsız, kaçak petrol girdiğini söylüyor.
Oysa Sayın Başbakan'ın sözünü ettiği kayıtsız, kaçak akaryakıt, kendi döneminde girmiştir. Açıklanan rakamlar, Başbakanlık yaptığı sürenin ikinci yarısındaki 2,5 yıllık döneme aittir.
Ama Sayın Başbakan, kendi döneminde önlem alınamadığı için devletin uğradığı zarardan hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi konuyu dile getiriyor.
O nedenle bir an bir muhalefet partisi liderinin açıklamalarını dinliyormuşum gibi geldi. Veya Sayın Erdoğan daha Ocak 2007'de seçim kazanmış da yeni Başbakan olmuş da durum tespiti yapıyormuş gibi geldi.
AKP'nin iktidar süresi 52 ay oldu. Hükümetler için sorunların çözümünde 52 aylık süreler çok uzun ve yeterli sürelerdir.
Cumhuriyetimiz kurulduğundan bu yana 59 hükümet kurulmuştur. 84 yıllık Cumhuriyet tarihinde hükümetlerin görev süreleri ortalama 17 aydır. Erdoğan Hükümeti'nin süresi ise hükümetlere düşen ortalama sürenin üç katı kadardır. Yani, başka bir ifadeyle üç hükümet dönemi kadardır.
YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIR
Bu kadar uzun süreli bir hükümete başkanlık yapan Sayın Erdoğan'ın döneminin sonlarına doğru akaryakıt kaçakçılığından şikâyet etmesi akıl alacak bir şey değildir.
O nedenle aklıma, akla uygun olan ve yurdumuzda bin yıldır söylenen, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" sözü geldi, ister istemez.
Erdoğan diyor ki; "Akaryakıt kaçakçılığı, değişmez gündem maddelerinden biriydi. Ülkemizde 1990 yılından bugüne kadar araç sayısı 4 kat artmıştır. Ama 2006 yılı boyunca Türkiye'de satılan akaryakıt miktarı, zar zor 1990 yılındaki seviyeyi yakalamıştır. Araç sayısı tam 4 kat artıyor, akaryakıt tüketimi ise tam 17 yıl önceki seviyede duruyor, anlıyor musunuz?... Ama bunlarla oturup baş başa konuşsan, bunlar vatanseverdir ha... Yurtseverdir, 'Bu kadar vergi ödüyorum, şunu yapıyorum, bunu yapıyorum' diye de geçinirler."
Erdoğan, kaçak giren akaryakıtın ana parasına Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Katma Değer Vergisi (KDV), Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) payları da eklendiğinde miktarın 38 milyar dolara çıktığını da anlatıyor. Sonra da ekliyor:
"Peki nerede bu fark?... Bu fark kaçakçıların cebine haksız kaçak olarak giriyor. Bu milletimizden çalınıyor, ülkemizden çalınıyor. Maliyemizden, Hazinemizden çalınıyor."
BU NASIL BİR İŞTİR SAYIN BAŞBAKAN?
Günaydın derler adama... Biz de Günaydın Sayın Başbakan, diyoruz... Siz ve vücut dilinizden anlayan ekibiniz bu ülkeyi, birçok başbakana kısmet olamamış uzun sürede yöneteceksiniz, hem de Meclis'te istediğiniz yasaları istediğiniz gibi çıkarabilme olanağına sahip bir çoğunlukla temsil edileceksiniz, sonra da bir muhalefet partisinin lideri gibi kaçak akaryakıttan söz edeceksiniz; bu nasıl bir iştir Sayın Başbakan?
Ülkemizin milyar dolarlarının kaçakçıların cebine akması yoksa başka bir dönemde mi oldu? Akaryakıt kaçakçılığının üzerine giden bazı üst düzey bürokratların görevlerinden alınması da mı başka dönemde oldu? Bunlar, sizin döneminizde olmadı mı?
Hiç hatırlamıyor musunuz? "AKP döneminde sınırlar yol geçen hanına döndü" ve benzeri açıklamaları yapa yapa dilimizde tüy bitti! Sağır sultanlar bile duydu ama siz duymadınız veya duymak işinize gelmedi herhalde Sayın Başbakan!
Günaydın Sayın Başbakan, günaydın!
Yeri gelmişken sormak istiyoruz:
Akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili müfettiş raporlarının akıbetleri ne oldu? Müfettiş raporlarında kimlerin isimleri geçiyor? Kimler yargılanıyor? Yargılananların içinde herhangi bir siyasi partiden aday olmuş olanlar var mı? Bu partinin ismi nedir? Şimdiye kadar birileri korunmuş olabilir mi? Gebze akaryakıt kaçakçılığı davasında yargılananlardan kaçının hangi partiyle ne ilişkisi var?
Sayın Başbakan, istihbarat elinizde, belgeler elinizde, kamunun gücü elinizde; lütfen açıklayın; akaryakıt kaçakçılığından kimler milyar dolarları hortumladı? Açıklayın ki, halkımız da biz de öğrenelim. Merakla bekliyoruz.
Yoksa akaryakıt kaçakçılığından vurgun vuranları açıklamazsanız halkımız değişik düşüncelere kapılabilir! Tüm uyarılara karşın bu kadar uzun süre önlem almayanların da ilgileri, ilişkileri olduğu hissine kapılabilir!
Unutmayınız ki, gerçekleri, diyet borcu olmayanlar açıklayabilirler!
Yorumlar