UBP’nin seçim döneminde kullandığı sloganlardan bir tanesi de ‘Her şey çok güzel olacak” idi… Umarız sloganlarda kullanılanlar gerçeğe yansır ve her şey çok güzel olur ama, seçim gününden üç gün gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, en azından UBP için her şeyin çok güzel olmayacağını söylersek sanırız yanlış bir düşünce olmayacak. Hatırlarsanız, geçtiğimiz hafta içinde ‘UBP’ye tuzak mı hazırlanıyor?” başlıklı bir yazı kaleme almıştık! Her ne kadar bazı CTP’liler bu yazıdaki ince mesajı alamayıp bunu sadece bir komplo teorisi olarak nitelendirip bize tepki koyup bu görüşlerin UBP’ye zemin hazırlamak olarak algılamışsalar da, perde gerisinde bu yönde ya da buna yakın bir şeyler hazırlandığının altını bir kere daha çizmekte yarar görüyoruz. UBP’nin iktidara gelecek olması AKP iktidarını hiç de memnun etmemiştir… Buna rağmen AKP 19 Nisan seçimlerine direkt olarak müdahale etmeyip sonuçların alınmasını beklemiştir. TC Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan’ın dün yaptıkları açıklamalar da göstermektedir ki, Sayın Talat’a verilen güçlü destek bundan böyle de devam edecektir… Bu destek dünkü açıklamalarla da bir kez daha kesin bir şekilde teyit edilmiş hatta, Talat’ın önünde engel olabilecek bir UBP’ye de aba altından sopa gösterilerek, dikkati çekilmiştir. TV Başbakanı Tayyip Erdoğan, ne UBP kurultayı sonrası ne de seçimlerden sonra tek başına iktidara gelme başarısını gösteren Derviş Eroğlu’nun bir telefon edip de kutlamamıştır! Oysa teamüller gereği, ya da Anavatan-Yavruvatan ilişkileri icabında geçmişte olduğu gibi bu seçimlerde de Erdoğan, birinci gelen partinin başkanına en azından bir telefon açıp, ya da telgraf gönderip başarısından dolayı kutlamalıydı… Bir nezaket gereği bile kutlama gereği duymayan Erdoğan ve ardından da Gül, seçimlerin hemen akabinde Talat’a çok güçlü destek mesajları göndererek, UBP’nin önümüzdeki günlerde başına gelebilecek olaylara karşı düşüncemizi doğrular niteliktedir. KKTC Türkünü gelecekte gerçekten de çok kritik günler beklemektedir. Bir yandan UBP’nin her iki kişinin oyunu alarak iktidara gelecek olması, diğer yandan Talat-Hristofyas görüşmelerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliği ve ekonomik sıkıntıların karıştığı bir ortamda umarız bu günleri arar hale gelmeyiz! Günün Fıkrası Karpuz çekirdekleri… Dünya Genetik Projeler Yarışması yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik profesörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış. İlk Fransız profesörün çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu sormuş. Fransız profesör başlamış anlatmaya: - "Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim. Ortaya çıkan mahlukatın eti kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu", demiş. Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra gelmiş Türkiye'den bizim Laz profesöre. Jüri başkanı: - "Sizin çalışmanız nedir?", diye sormuş. Laz profesör anlatmış: - "Ben" demiş, "karpuz genleri ile hamam böceği genlerini birleştirdim!" Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan Laz profesöre: - "Bu çalışma ne işe yarar?", diye sormuş. Laz profesör: - "Acayip işe yarıyor, karpuzu kesiyorsunuz, çekirdekleri kaçışıyo!"