Bize göre 29 Ekim mesajlarından en anlamlısı TC Lefkoşa Büyükelçisi Türkekul Kurttekin’den geldi… KKTC’nin varlığının yüceltilmesi ve yaşatılmasından ayrı olarak Sayın Büyükelçi’nin tam hedeften vuran sözleri, bizce dikkate alınması, üzerinde ciddiyetle durulması gereken açıklamalardı… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yetişmiş insan gücü, gelişen ekonomisi, üniversiteleri ve artan dış ilişkileriyle varlığını giderek daha güçlü şekilde tescil ettirmekte olduğunu ifade eden Kurttekin, bununla birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurumsallaşmasındaki eksiklerin günün gereklerine uygun biçimde giderilmesi ve ekonomik performansın yükseltilmesi için, toplumun her kesiminin ve tüm kurumların gerekli özveriyi göstererek, bir seferberlik ruhuyla, birlik ve beraberlik içinde daha fazla çaba göstermesi gerektiğini ifade etti… Bu aslında bir anlamda da demektir ki, KKTC’de şartlar tamamdır ama bir türlü ekonomik ivme kazanılmamış Kıbrıs Türk’ü layık olduğu ekonomik seviyeye yükseltilememiştir! Özellikle sınır kapıları açıldıktan sonra paranın Güney Kıbrıs’a akması ve Kıbrıs Türk’ünün bilinçsiz olarak Rum ekonomisine katkı koyması yenir yutulur bir şey değildir! Büyükelçi’nin sözlerinden de anlaşılacağı üzere Anavatan Türkiye bir kez daha ekonomik seferberlik için tüm gücüyle yanımızdadır ama Kıbrıs Türk’ü de artık kendi üzerine düşen görevi yapmak zorundadır… Bunun adına isterse ekonomik devrim deyin isterseniz reform ya da başka bir şey, ekonominin ayağa kaldırılması için artık toplumsal uzlaşmanın zamanı çoktan gelmiş ve geçmek üzeredir! Bu konuda başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, tüm bakanlara, hükümet üyelerine, muhalefete ve özellikle de kamuoyuna büyük görevler düşmektedir! Tabi ki biz, ekonomist olmadığımız için bu konuda çok fazla fikir yürütemeyiz ama bu ülkenin yetiştirdiği yüzlerce ekonomist mevcuttur ve bunların bir araya getirilmesi desteklenmesi için de basın mensubu olarak elbette ki bizim de üzerimize düşen bir şeyler olduğunun bilincindeyiz! Son dönemde bu konuda yeni oluşumların olduğunu görmekle beraber bunların Anavatan Türkiye’den de maddi ve manevi destek alması sağlanmalı ve ülke ekonomisine yeni bir rota belirlenerek, tertemiz bir sayfa açılıp emin adımlarla gidilmesi gerekmektedir! Eğer, bu ekonomik devrimde sokaktaki vatandaşa da bedel ödemek düşüyorsa zaten vatandaş olarak her zaman bu gibi özveriye alışık bir toplumuz! Bunun yanı sıra KKTC tüm organları olarak tam bir devlet statüsünde görülse de bunların sağlık olarak çalışmadığını görmemezlikten gelmek, deve kuşu gibi başımızı kuma sokmaktan öte giden bir davranış değildir! Birçok sektörde yapılması gereken yenilik ve değişimler her nedense yapılmamış, sistem tıkanır hale gelmiştir! Ekonominin yeniden ele alınmasıyla birlikte sistemi tıkanan sektör ve birimlerin de birlikte ele alınması, bundan Türkiye’nin tecrübelerinden de yararlanılması olmazsa olmazımızdır… Her sektörden insanın feryatlarının yükseldiği böyle bir dönemde, başta ekonomik olmak üzere eksiğimiz olan her alanda seferberlik başlatılmalı ve daha fazla gecikilmeden toplumsal uzlaşı anlayışı içinde gerekirse sıfırdan yeni bir dönem açılmalıdır! Bu seferberlikte Türkiye’nin her zamanki gibi yine yanımızda olmasını görmek ve hissetmek ise en büyük şansımızdır… Günün Fıkrası Telefon… Haftaya damgasını vuran üç yeni gelişme; Rus fizikçiler yerin 100 metre altında bakır tel bulduklarını, bunun ise atalarının bundan 1000 yıl öncesinde telefon şebekelerinin olduğunu kanıtladığını duyurdular. Bu olaydan 1 hafta sonra Amerikan gazetelerinde ilginç bir manşet. Amerikan bilim adamları yerin 200 metre altında 2000 yıl öncesine ait fiber optik hatlar bulduklarını, bunun ise, Amerikan toplumunun Ruslardan 1000 yıl öncesinde gelişmiş digital haberleşme sistemleri olduğunu söylediler. Bir hafta geçmeden Türk gazetelerinde yeni bir manşet. Türk bilim adamları yerin 500 metre altına kadar kazdıklarını ve hiçbir şey bulamadıklarını, bunun ise atalarının 5000 yıl öncesinde kablosuz iletişim sistemlerini kullandıklarını söylediler... [email protected]