Türkiye önemli kararların arifesinde… Pazar günü Şırnak’ta 13 Mehmetçiğin PKK’lı teröristlerce katledilmesinden sonra Türkiye’de tansiyon iyice arttı ve dün, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın katıldığı bir terör zirvesi yapıldı… Bu katliam gibi olaydan sonra artık Türk ordusunun Kuzey Irak’a girmemesi gibi bir lüksü olamaz… Özellikle Kuzey Irak konusunda sözde dost müttefik ABD’nin tavır ve düşüncesi belli ama artık Türkiye’nin bir bütün olarak bu önemli kararı alması hatta bunun hiç gecikilmeden yapacağından kuşkumuz yoktur… PKK terör örgütü, yıllardan beridir 40 bine yakın insanımızı katlederken, sözde çağdaş batılı ülkeler hiçbir zaman bu örgüte ‘terör’ örgütü yakıştırması yapmamaya özen göstermişler ve bu konuda bile çifte standart uygulayarak hiçbir zaman tam olarak Türkiye’nin yanında yer almamışlardır… Terör örgütünü besleyen bir başka unsur da komşumuz dediğimiz ve yıllardan beridir kendileriyle bir çözüm için dış etkenlerin de dayatmasıyla çeşitli planlar üzerinde uzlaşmaya çalıştığımız Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’dir… Güney’de PKK militanları her fırsatta Rum tarafında yapılan eylemlerde kendilerini göstermekte ve Türkiye’ye karşı kin ve nefretlerini sergilemektedirler… Ayrıca Güney Kıbrıslı yetkililer ile yapılan çeşitli görüşmelerde hiçbir zaman Güney’deki PKK varlığı ele alınmamış, bunların temizlenmesi için bir girişimde bulunulmamış ve bizi ileride bekleyen büyük tehlikeye parmak basılmamıştır… Unutmamak gerekir ki Anavatan Türkiye’nin sorunu bizim de sorunumuzdur ve burnumuzun dibinde PKK kamplarının olduğunu bilmek ve parmağımızı kıpırdatmamak dehşet vericidir… Hadi bunları bir yana koyun; Pazar günü Şırnak’ta şehit düşen 13 Mehmetçik için Kıbrıs Türk toplumu olarak bu kadar sessiz kalmamız da bizi derin düşüncelere itmiş ve üzmüştür… Bu yazı dün saat 17.00 sıralarında yazılmıştır; Bu saate kadar devletin tepesinden bir Allahın kulunun bile bu hain saldırıyı konu etmemesi ve Türkiye yetkililerine başsağlığı mesajı göndermemesi toplum olarak ne derece derin bir uykuda olduğumuzun göstergesidir… Dün Cumhuriyet Meclisi genel kurulu tam kadro toplanmıştır ve bu katliamla ilgili bir tek kelime bile edilmemiştir… Oysa Meclis’in dünkü oturumunun hemen başında şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulması gerekir ve ilk konuşmalar bu yönde olmalı idi… Yine dün bu satırların yazıldığı saatlere kadar KKTC Cumhurbaşkanlığı’ndan tek bir kelime bile açıklama yapılmamış, TC yetkililerine bir mesaj gönderilmemiştir… Bunun yanında, ne başbakanlıktan, ne bir bakandan ne de muhalefet partilerinden hiçbir açıklama yapılmayarak sanki de 13 askerimizin şehit olması rutin bir haber olarak algılanmış olmalıdır… Maalesef ki siyasilerimiz içerideki kısır politikalardan ve birbirlerini yemekten dolayı gözleri görmeyecek kadar kendilerini koltuk kavgasına kaptırmışlardır… Ve basınımız da bundan farklı davranmayıp, bu olaya yeteri kadar ilgi göstermemiş, olayı izleyenlere de bu olayı yeteri kadar detaylı bir şekilde aktarmamışlardır… Şunu asla unutmamak gerekiyor; Türkiye’nin başındaki her sorun bizim de sorunumuz demektir… Terör azmış ve artık katliam yapar duruma gelmişse ve şehitler vermeye başlamışsak, o şehitler bizim de şehitlerimizdir… Böyle bir felakete bu kadar sessiz kalmak ve Türkiye’nin yanında olduğumuzu hissettirmemek, acıları paylaşmamak vurdumduymazlığın ve ciddiyetsizliğin daniskasıdır… Ramazan Davulu Hoşafın suyu boldur, Bir kepçe daha doldur, Sahurda köfte varmış, Ne olur erken kaldır Günün Fıkrası Nasıl atladılar? Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. "Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş. Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş: -Eee, noldu? -Hepsi atladılar efendim. Kaptan çok şaşırmış: -Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara? -Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim. -Peki ya Türklere ne dedin? -Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim [email protected]