Her geçen gün yeni bir tasarruf önlem paketi ile tanışıyoruz.
İlk önlem enflasyonun üzerinde zam yapıldı, tasarruf kendiliğinden geldi. Fiyatlar yükseldi, alım gücü düştü.
O da yetmedi; ithalatta gümrük işlemleri artırıldı.
Kredi kartlarına limit ve taksit yasağı geldi.
Kamu harcamaları kısıldı.
Tarıma verilen destek yeniden ele alındı.
Bir kişinin bir kaç yerden yardım alması engellendi.
Bireysel emekliliklere devlet katkısı eklendi. Böylece insanlar ithalatı azdıran harcama yapmak yerine, daha fazla birikim yapmaya yönlendirildi.
Nedense pek rağbet görmedi. Ölçümlere göre; yatırım araçlarında bireysel emeklilik payı sadece %3.
Bugünlerde konut sahibi olmayanlara; belli bir miktar parayı 5 yıl boyunca bankada tuttuktan sonra, o parayla ev alınırsa %15’i kadar devlet katkıda bulunacak.
Daha kolay tasarruf, birikim yapmasına yardımcı olması için TEFAS sistemi kuruldu.
TEFAS; Türkiye elektronik fon dağıtım platformudur.
Bu yeni sistem ile; piyasalardaki tüm fonlara tek bir yerden ulaşılabiliyor.
Birikimi olup da finansal ürünlerde değerlendirmek isteyenler, tüm tahvil, fonlara aynı anda ulaşabilecek.
Tüm fonları getirileri ile birlikte görebilecek.
En kârlı yatırım aracını 24 saat boyunca seçme imkânı olacak.
Özellikle 24 saat alım satım yapabilmek büyük avantaj.
Borsa, fon, tahvil yatırımı yapma para biriktirme ve tasarruf imkânı bulamayan küçük yatırımcılar için imkân sağlanmış.
Küçük yatırımcılar bu platformda, yatırım uzmanlarınca hazırlanmış paketleri alabiliyor.
Her fon, tahvil finans paketi satın alana katılım belgesi veriliyor.
Bu sistemin içinde 400’den fazla yatırım fonu var.
Fonlar 168 yatırım şirketi tarafından ortak yönetiliyor.
Bu sistem ile; yatırım fonlarına ilgi gösteren mevcut 3,2 milyon kişinin daha da artması hedefleniyor.
Tabii ki borsa, tahvil ve fonların risk içerdiğini tekrar hatırlatalım!!!
Para kazanalım derken, kaybetme ihtimalininde olduğunu göz önünde bulundurmalısınız.
Risk sevmeyenler için anapara korumalı, getirisi sınırlı fonlara yatırım yapmak daha uygun olabilir.
Yapılan yatırımın kâr mı yoksa zarar mı ettirdiğini, enflasyondan arındırdıktan sonra “net” olarak görebiliriz.
Aracı kurumun yaklaşımında da bazen sorunlar olabiliyor.
Aracı kurum profesyonellerinin, şirketi adına kâr hedefi var.
Bu hedef doğrultusunda yersiz, zamansız, yanlış uygulamalarda bulunduklarını da yatırımcılardan duyuyoruz.
Yatırım uzmanının önceliği kendisi yada şirketi olabiliyor.
16’ncı yüzyıl Rusya’sında dindar, sosyal bir kişi olan Dirk Willems hapse atılır.
İyiniyetli oluşu, suçsuz yere hapis yatmasına yol açmıştır. Suçsuz oluşu içini her gün biraz daha kemirmektedir.
Çarşafları, bezleri birbirine düğümler ve kuleden aşağıya, hendeğe sarkar. Hendek buzdur ve kaçmak için buzda koşmaya başlar.
Durumu nöbetçi farkeder ve buzda kovalamaca başlar.
Willems buzları kazasız aşar, artık özgürlük çok yakındır. Ama nöbetçi buzların kırılması sonucu suya düşmüştür.
Dindar, sosyal Willems dayanamaz döner ve nöbetçiyi kurtarır. Ve tabii tekrar tutuklanır. Çok ciddi işkencelere maruz kalır ve kilise yakılarak idamına karar verir.
Acılar içinde ağır ağır can verir.
Biz ne yaptık! Avrupa ve Gümrük Birliği dayatmaları ile daha iyi olacak ümidiyle bir çok alanda, özellikle tarımda üretimimizi azalttık.
Üretim azaltma bizi avrupa birliği ülkelerinden ve diğer ülkelerden daha fazla ithalata yöneltti.
İthalat rakamları ihracatın önüne geçti, gider arttı, cari açık arttı.
Şimdi oluşan zararı daha az harcayarak toparlamaya çalışıyoruz.
Tasarruf her daim yapılmalı. İmkanın olsa da “Dünyayı tüketmemek” için yapılmalı.
Daha önce de birkaç kez bu köşede belirttiğim gibi; TÜİK verilerine göre 15 yaş üstü 57 milyon işgücü var.
Yine açıklamalara göre kayıt altında 26 milyon çalışan var. Demek ki 31 milyon kişi işsiz yada gayri meşru işler yapıyor.
Nüfusun yarısı işsiz, işsizlere tasarruf yaptıramazsın, zaten hiç yok. Çalışanların %40’ına zaruri ihtiyaçları için bile maaşları yetmiyor.
Geriye kalan küçük bir kesime tasarruf yaptırma imkânı var.
Tasarruf önemli halkı tasarrufa yönlendirelim. Ama öncelikle hükümet kendi içindeki şu an için gereksiz harcamalara artık bir dur desin...
TOKİ konutlarında %50 stok fazlası varken halen konut yapılmasın mesela... Yeni saray yapılmasın mesela... Devlet ihalelerin kontrolü artsın, devletin geliri kişilere dağılmasın...
İthalatı azaltmak ve ödenemeyecek duruma gelmiş dış borcu azaltmak için tek çaremiz daha fazla “üretim” yapmaktır.
Avrupa Birliğine girebilmek için iyiniyetlerle üretimimizi azaltmamız, hikâyedeki gibi “ağır ağır can vermemize” sebep oluyor.
-------------------------------------------------------
Türkiye Merkez Bankasına tekrar faiz indirimi için Cumhurbaşkanımızdan talep var.
Merkez Bankası’da faiz indirimi yapabileceği ima etti.
Bu sırada ABD Merkez Bankası; geçmişte kurtarmak zorunda kaldığı bankaların sıkıntılarını halen yaşıyor. Şimdi kendisi borç ödemekte zorlanıyor. Bu sebeple faiz arttırımına gitmesi an meselesi.
Bu iki durumun gerçekleşmesi dövize ve altına çarpan etkisi yapar.
Yarın USD 2,60 TL olursa, altının gramı 115 TL olursa şaşırmayın!!!