Asker niye mi burda?
Levent ÖZADAM
Güney Kıbrıs ile KKTC arasındaki sınır kapılarının açılmasından bu yana özellikle Rum polisinin Kıbrıslı Türklere karşı tutunduğu tavır ve aşağılama hareketleri ortada...
Gencecik çocukları anadan doğma soymalar, hamile kadınların donuna kadar aramalar ve daha buna benzer birçok olay yaşanmaktadır sınır kapılarında...
Basına yansımayanları ise ayrı bir yana koymak lazım...
Ancak ne hikmetse, bizim basınımız barış ve kardeşlik türkülerinden fazlasıyla etkilenmiş olacaklar ki, bunları kamuoyuna yansıtmamak için birbiriyle yarışırlar...
Çözüm süreci etkilenmesin diye, aradaki sözde dostluk bozulmasın, statükocular sevinç çığlıkları atmasın diye!
Ve sonuçta geldiğimiz nokta tüm ayrıntılarıyla önümüzde durmaktadır;
Mimar Osman Sarper?in tutuklanması ve ardından da bir kaç gün sonra Rum malı tuttukları için ard arda gelen tutuklamalar!
Bu tutuklamalar aslında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi?nin adanın tek hâkimi oldukları görüşünün de belgesidir...
İşte tüm bu nedenlerledir ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, adada kalıcı bir çözüm olmadan burdan gitmeyeceğini yeri geldikçe vurgulamakta ve bu bir anlamda da Türkiye?nin milli politikalarının içinde bulunmaktadır...
KKTC?de zaman zaman, askerin burdaki varlığı sorgulanmakta, asker olduğu müddetçe demokratik bir ülke olunmayacağı ifade edilmektedir...
Biraz da dışarıdan destekli bu tür etkinliklerle, askersizleştirmeden bahsedilmekte, halkın askere bakış açısı değiştirilmek istenmektedir...
Umarız sınırdaki son tutuklamalardan sonra askere ön yargı ile bakanlar da bu fikirlerinden arınırlar ve askerin niçin burda olduğu sorusunu kendi kendilerine ülke gerçeklerini de göz önünde bulundurarak bu kez de kendi kendilerine bir özeleştiri yaparlar...
Türk Silahlı Kuvvetlerinin niçin burda olduğu ve kalıcı bir çözüm olmadan da gitmeyeceği, sınır kapılarındaki Kıbrıslı Türklere uygulanan düşmanlıktaki ayrıntıda gizlidir...
Asker adadan gittiği günden itibaren Kıbrıslı Türklere uygulanan insanlık dışı uygulamalar ve aşağılamalar sınır kapılarıyla kalmayacak, bu rehavetle Rum polisi evlerimizin kapısını çalarak, 32 yıllık özlemlerini gerçekleştirecek ve özellikle de sözde Rum evinde oturanlar, arsa ve arazi tutanlar, bu işten ilk zararlı çıkacak olan kesim olacaktır!
Arabasında Rum arazisi üstünde yapılacak olan inşaatların projesi olduğu iddiasıyla tutuklamaların yapıldığı ve buna çanak tutan bir Rum zihniyeti olduğu müddetçe, Kıbrıs Türklerinin güvencesi Türk Silahlı Kuvvetlerinden sorulur ve Kıbrıs Türk?ünün güvencesi, sınırları ve gönderdeki bayrağı Türkiye Cumhuriyeti?nin namusudur, şerefidir, haysiyetidir...
Biz, Kıbrıs?ta ki gerçekleri yüzümüze bir kez daha çarptığı için Rum Yönetimi?ne teşekkür ediyoruz!
Umarız yaşanan son olaylardan sonra bir kez daha askerimizin burdaki varlığı ve gerekliliği tartışılmaz!
Umarız ki, askerimizin varlığının gerekliliği için daha kötü olayların yaşanması gerekmez!
Ve umarız ki, askerin gereksizliğini savunanlar, asker olmayınca başımıza gelecekleri şimdiden görürler ve ona göre politika yaparlar!
Yorumlar