Bahtiyarım ki Mektebi Mülkiye’yi şahane 155. Kuruluş Yıldönümünü idrak etmektedir. Tüm milletimize ve Mülkiyeliler kutlu olsun.
Büyükbabam hem Mekteb-i Mülkiye Şahanenin mezunu hem de Müderrisi (Prof.) idi. (Bkz. Mülkiye tarihi / Ali Çankaya cilt 3 sahife 58/59) Bizim ailemizde, benden başka diğer bir Mülkiyeli de halamın eşi, eniştem Sadettin Serim’dir. Sn. Sadettin Serim, Atatürk döneminde kendilerinin emirleri ile deniz yollarını kurmuş ve umum müdürlüğünü yapmıştır. Kurulan Deniz Ticaret Filosu nedeniyle Atatürk çok memnun olmuş ve Sadettin Enişte’yi Kayseri Mebusu olarak TBMM’ye sokmuştur. Sadettin Serim bir sürede Atatürk zamanında Ulaştırma Vekilliği yapmıştır. (Bkz. Mülkiye tarihi Ali Çankaya / cilt 3 sahife 1198/1908 mezunu)
Mülkiye bizim hayatımız olmuştur. Mülkiyeli olmak bambaşka bir duygudur. Mülkiyelilik devlete ve Millete hizmet etmenin adı ve andıdır. Mülkiyeli Vatan ve Millet hizmeti yaparken, hiçbir karşılık beklemez, ailesini, çoluğunu çocuğunu ihmal eder. O hiç bitmesini istemediğimiz Mülkiye’de geçen günler sona erip, mezun olunca, Mülkiyelilerin önlerinde belli seçenekler vardır. Gerçi bizim yıllarımızda oynadığımız “Kral Oidipus” temsilinde ifade edildiği gibi, Mülkiyeliler mezun olunca, işte makamı ali, işte seyyara (makam arabası) işte cinsilatif afet katibe emrinizde, denir. Gerçek böyle değildir. Mülkiye mezunu mezun olunca bir yere intisap etmek için imtihanlara girmek mecburiyetindedir. Kendilerini Kaymakam ve Vali olmaya hazırlayanlar, dahiliye vekaletine girerler ve meslek hayatlarına Valilerin yanında maiyet memuru olarak başlarlar. Kendilerini diplomat, Büyükelçi, Konsolos olmaya hazırlayanlar, Hariciye vekaletine intisap ederler ve imtihanla hariciyeci olurlar. Kendilerini iktisat ve mali alanda çalışmaya hazırlayanlar ise, önce Maliye Müfettişliği, Hesap Uzmanlığı imtihanlarına girerler. İlk tercihler bunlardır. Bundan sonra Banka Müfettişlikleri, yani Bankalar Teftiş Kurulları, Bankalar Yeminli Murakıplığı gibi imtihanlardan geçerler. Bankaların içinde de ilk tercihler Merkez Bankası’na, Halk Bankası’na, Emlak Bankası’na, İş Bankası’na olur. Ziraat Bankası da çok önemli bir ekoldür. Ancak, Ziraat Bankasının çok Şubesi olduğundan ve turneler uzun düzenlendiğinden, en son tercih edilir. Ama Mülkiyeli mutlaka Mali alanda bu görevlerden birinde kendine yer bulur.
Mülkiyeliler genellikle ilk önce tabiri caizse tedrisi devletten geçerler. Daha sonra arzu edenler özel sektörden gelen teklifleri değerlendirerek, özel sektöre geçerler. Özel sektöre geçenler arasında DPT Mensupları ve hesap uzmanları başı çeker. Son dönemlerde Mülkiyelilerin Devlet hizmeti yapmadan, doğrudan özel sektöre girdikleri de görülmekte ve Mülkiyeliler Özel Sektörde de çok başarılı olmaktadırlar. Bizim mezun olduğumuz dönemde, Mülkiyelilerin tercih gösterdiği yerlerden bir tanesi de Devlet Planlama Teşkilatıydı. İngiltere’de LSE ve ABD’de yaptığım master çalışmalarını takiben benim aklımda Hariciye ve Devlet Planlama Teşkilatına girmek vardı. Her ikisi de olabilirdi. Ben DPT’nin zor ve nitelik isteyen tabiri caizse 2 gün 2 gece süren imtihanı ile Devlet Planlama Teşkilatına girdim ve uzun yıllar orada çalıştım. Planlama benim için adeta ikinci bir Mülkiye olmuştur. Diğer kuruluşlarda olduğu gibi DPT imtihanını kazanarak girenler arasında yine biz Mülkiyeliler ön sıradaydık. İktisadi planlama, sosyal planlama koordinasyon dairelerinde hemen hemen her sektörde ve odada Mülkiyeli arkadaşlarımız çalışıyordu. Tabiatıyla bizlerin yanı sıra İTÜ, ODTÜ, İktisat Fakültesinden de çok değerli arkadaşlarımız DPT’de görev yapmıştır.
Şunu açıkça söyleyeyim ki, çalışma hayatımda öncelikle benim önümü açan ve beni başarılı kılan Mülkiye’de aldığım eğitim, iş adabı ve iş ciddiyeti, disiplini olmuştur. Şüphesiz İngiltere’de ve Amerika’da yaptığım Üniversite sonrası Akademik çalışmalarında mutlaka müspet etkisi vardır. Daha sonraki yıllarda da, Mülkiyeli ve DPT’li olmak bütün kapıları bana açtı. DPT özel sektör yolunu açmış ve bir dünya şirketi olan Pepsi Co’da Genel Müdür ve CEO olarak çalışmamı sağlamıştır. Tüm Mülkiyeli arkadaşlarımda, Kamu ve özel sektörde başarılı olmuşlarsa bunu Mülkiye’nin üstün çıktılarına borçludurlar.
Mülkiye ve Mülkiyelilik vatanı, milleti sevmenin, Atatürk’e  ve onun ilke ve inkılaplarına bağlılığın ifadesidir. Halk arasında “Önce Mülkiye, Sonra Türkiye” sloganının anlamı şudur: Bu aziz vatan, Türkiye Mülkiyeliler var olacak ki gelişsin ve devlet emin ellerde istikbale yürüsün. Zira, Mülkiyeli bu devletin kendisine emanet edildiğinin bilinç ve inancı ile yetişmektedir. Biz Mülkiyeye girdiğimizde, birinci sınıfta hemen hemen her gün, üst sınıflardaki ağabeylerimiz ve ablalarımız, derslerden önce sınıfa gelirler, bize Atatürk sevgisi, vatan ve millet aşkı, Mülkiyelilik ruhu konusunda konuşmalar yapardı. Vatana ve devlete hiçbir karşılık beklemeden hizmeti ve sadakati beyinlerimize ve vicdanlarımıza işlemişlerdir. Mülkiyeliler gerek Devlette, gerekse özel sektörde, dürüstlük ve fazilet içinde, canla, başla, hiçbir menfaat gözetmeden görev yapmışlardır. Mülkiye ve Mülkiyeliler için zaman zaman aykırı insanlar denilebilir. Mülkiyeli aziz vatan Türkiye için yapılanları Atatürk ilke ve inkılaplarına, laik, demokratik Cumhuriyete yeterince sahip çıkılmamamın endişesi içindedir. Cumhuriyete ve Atatürk’e yönelen tehlike ve tehditleri asla içine sindiremez. Ülke için yapılanları kafi görmez. Mülkiyeli için ideal vardır. Bu ideallere ulaşmak temel hedeftir. Bu hedefe giden yollarda bir yanlışlık varsa, Mülkiyeli buna karşı çıkar, hatta kim olursa olsun karşı çıkar. Hayatını ortaya koyarak mücadele eder ve bu yüzden aykırı olur.
Son yıllarda Mülkiye ve Mülkiyelilerden rahatsız olanlar işin doğrusu Mülkiyelileri kıskananlar şimdi bütün üniversitelerde siyasal bilgiler fakülteleri kurmaya başlamışlardır. Bunun sayısı 10’u geçmiştir. İşin enteresan tarafı, buradan mezun olanların toplumda kendilerini Mülkiyeliyiz diye takdim etmeye başlamalarıdır. Bu çakma Mülkiyeli söylemi, esef edici bir durumdur. Bunun üzerine biz Mülkiyeliler ve Mülkiyeliler Birliği okulumuzun adının Mülkiye olduğunu ifade ederek, (MM) rumuzlu rozetlerimizi takmaya başladık. Arkadaşlarımıza tekrar hatırlatmak istiyorum, Ankara siyasal mezunuyuz demek yerine, biz Mülkiyeliyiz, Mülkiye Mezunuyuz, demeleri daha doğrudur. Aslında, toplumda Mülkiyelilik anlayışı yerleşmiştir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olanlar, ki oranın adı Mülkiye’dir, Mülkiyelidir ve hep öyle kalacaklardır.
“Başka bir aşk istemez
Aşkınla çarpar kalbimiz
Ey Vatan gözyaşların dinsin
Yetiştik çünkü biz… Mülkiyeliler…”