Bu ülkede tesadüfen yaşıyoruz. Sabah evden çıkınca, gece eve sağ salim döneceğimizin, hiçbir garantisi yok.
Efendim, dünyanın en gelişmiş 17. Ekonomisiymişiz! Peki Birleşmiş Milletler ve OECD’nin insan gibi yaşama kriterlerine göre kaçıncıyız. Maalesef 69’uncu. Soma’da madende 301 kişi öldü. Mecidiyeköy’de halkın yeşil alanı peşkeş çekilerek, yapılan iğrenç beton yığınlarında kopan asansörde 10 masum işçi öldü. Hiç merak etmeyin, bunlar yakında unutulacak ve müteahhitler kendi ceplerini dolduracaklardır. Yapılan bu binaların sade vatandaşa hiçbir yararı yoktur, çıkılan her kat rant olarak inşaatçının cebine milyonlarca dolar olarak girecektir. Şimdi deniliyor ki inşaatları durdurduk. İnşatları durdurmak yetmez, bunların ibreti alem için yıkılması gerekir.
Beykoz’da 3 kadın çay içerken, başlarına ağaç devrilmesi sonucu ölüyorlar. Seyrantepe metrosuna demir çubuk giriyor, ağır yaralılar var. Bu akıl almaz olaylar, tamamen ihmaller nedeniyle oluyor. Bu konuda suçlu olanları kimse cezalandırmıyor. Tam tersine, olayları protesto eden vatandaşları polis zor kullanarak dağıtıyor. Asansör kazasında hayatını kaybeden işçilerin ailelerine şikayet hakkı bile verilmiyor. Bütün bu inşaatların müteahhitleri, rantları ceplerine indirerek, boğazda, yalılarında, teknelerinde yaşarken, çalıştırdığı işçilerin hayat şartları bir ızdırap meselesi.
Antalya gibi turistik bir şehirde lüks otelin havuzunu temizleyeceğim, diye, havuza asit döküyorlar ve sonuçta 18 kişi yaralı. Böyle bir şey olabilir mi! Her gün cinayetler birbirini takip ediyor, özellikle kadınlar erkekler tarafından öldürülüyor. 12-13 yaşında çocuklar evlendiriliyorlar. Bir yaratık 5 yaşındaki bir kız çocuğuna sarkıntılık yapıyor. Kadınları, küçücük çocukları örtünmeye özendireceğine, onların insan gibi yaşamalarını sağla. Bakınız, 2002 yılında ceza evlerinde 55.000 kişi varken, 2014’de bu sayı 158.000’e çıkmış. 12 yılda öldürülen kadın sayısı ise 6000.
Bu Türkiye ilginç bir ülke! Bir kamyon damperi açık olarak gidebiliyor, üst geçite çarpıyor, ölü ve yaralılar var. Freni patlayan belediye otobüsü durakta bekleyen yaya vatandaşları eziyor. İki otomobilin karıştığı bir kaza var. Allah’tan arabaları kullananlar sağ olarak çıkıyorlar. Ancak, sen suçlusun, ben suçsuzum adı altında çıkan kavgada, bunlar birbirlerini öldürüyorlar.
Dünyada Türkiye kadar silah taşımanın, silah almanın kolay olduğu bir ülke yok. Bilgi, görgü ve yetişme şekli tartışmalı olan bu insanlara, silah verirseniz, çeker en ufak meselede karşısındakini öldürür. Rize’de karavanlarında uyuyan İtalyan turist çift öldürülüyor. Aynı şekilde, Alanya’da 2 Alman turist çift öldürülüyor. Sen turist cezbetmek için göbeğini yırt, acaba bu olaylardan sonra bu turistler Türkiye’ye bir daha gelirler mi?
Türkiye’de trafik bir rezalet! Şeker ve Kurban Bayramından önce yazdığım yazılarda, bu bayramda da 100 kişi ölecek, demiştim. Maalesef Şeker Bayramında 132 kişi, Kurban Bayramında da 100’e yakın insan trafik kazaları nedeniyle yaşamını yitirdi. 2000’e yakında yaralı var. Bu yaralıların büyük bir kısmı da, maalesef bundan böyle, yaşamlarını engelli olarak sürdürmek mecburiyetindedirler. Ne yazık ki, trafik kanunu ve cezaları göstermelik, caydırıcı değil, zaten trafik polisleri de “idare et ağabey” zihniyetine alışmış durumdalar.
Bütün bu olaylar, hep bizde oluyor, gelişmiş, medeni ülkelerde olmuyor.