Gönül isterdi ki Almanya eski başbakanı Schröder başbakan olduğu dönemde de KKTC’ye Ercan’dan bir ziyaret gerçekleştirseydi ve Kıbrıs Türküne o dönemde de destek verseydi! Tabi böyle düşünüyoruz diye bu ziyareti küçümsediğimizi zannetmeyin… Eski de olsa Almanya gibi dev bir ülkenin başbakanının KKTC’yi ziyareti önemlidir ve hatta bu bir fırsat da olabilir ve KKTC ile Almanya arasında pek ala ki bir köprü vazifesinde bulunabilir! Hatırlanacağı üzere Başbakan Erdoğan’ın da yakın dostu olan Schröder, Annan Planı süresinde yaptığı tüm açıklamalarda da Kıbrıs Türküne destek veren bir görüntü çizmiş ve yıllardan beridir ambargo ve izolasyonlar altında ezilen Kıbrıslı Türklerin artık desteklenmesi gerekliliği üzerinde birçok ifadede bulunmuştu. O zaman tabi ki çok daha fazla siyasi gücü olan bir makamda ide ama, onun gayretleri bile Kıbrıs Türkünün haklı davasının zaferle sonuçlanmasına yetmedi, ya da yetirilmedi.. Rumların da ayağa kalktığına bakılırsa eski bir Alman başbakanının KKTC ziyareti, hem de Ercan’dan giriş yapacak olmasından dolayı önemlidir ve bunun dünyaya duyurması da layıkıyla yapılmalıdır. Bizim aldığımız duyumlara göre bu ziyaretin arkasında Başbakan Erdoğan vardır ve şimdi siyasi bir kimliği olmadığı için Schröder pek ala ki önemli bir işadamı olduğu için KKTC ile bir köprü görevi üstlenebilir, ülkeye Alman yatırımcı ve turist getirebilir.. Zaten anlaşıldığı üzere de bu ziyaretin perde gerisinde bunlar yatmaktadır ve kendisi sıradan bir turist olarak KKTC’ye gelmeyecektir. Umarız ki Erdoğan destekli bu ziyaret sonrası özellikle işadamlarımızın önü açılacak ve belki de Alman işadamları ile sıcak ilişkiler içine gireceklerdir. Bu arada Rum kesimi elbette ki doğal olarak bu ziyaretten tedirginlik duyacak ve gelişmeli yakından takibe alacaklardır. Zaten bu ziyaretin Kıbrıs Türk basınında yayınlanmasından sonra harekete geçen Rum yönetimi Almanya elçiliği nezdinde girişimlerde bulunmuş ve hatta ziyaretin engellenmesi için de her yolu denemiştir! Ama Schröder’in artık siyasi bir kimliğinin bulunmaması nedeniyle Alman elçiliğinden kendilerine ellerinden bir şey gelmediği söylenmiş ve bunun önüne geçmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir! Rumların tepkileri kendilerinedir. Bu ziyaret sonrası Kıbrıs Türkünün önünde yeni açılımlar olması bakımından, her ne kadar Schröder bir Rus firmasının temsilcisi olsa da bundan kendimize bir pay çıkarmak ekonomik olduğu kadar siyasi yönden de önem taşımaktadır. Bu yüzden hoş geldi sefalar getirdi.. Başımızın üzerinde yeri vardır ve umarız bu ziyaret Kıbrıs Türkünün geleceği açısından önemli gelişmeler yaşanmasını birlikte getirecektir. Biz yeter ki bu ziyarete iyimser olarak destek verelim ve sonuçlarını bekleyelim. Almanya Eski başbakanını artık Türk dostu olarak kabul edersek, bundan sonra ki temennimiz de bu dostların dünyanın her yerinde çoğalmasıdır… Kıssadan Hisse Su.. Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Gün oldu, sağnak sağnak döktü suyun tüm sırlarını. w Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut, suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu. Sonra nehire verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını, çekip gitti. Dereye verdi sırrı. Dere biraz daha yavaş olsada nehirden o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze. Çağlayanlar, şelaleler, akarsular.. Hepsi kayboluyordu bir anda. Sonra birgün su takip etti dereyi. Dere okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularda, çağlayanlarla, ırmaklarla okyanusa taşındığınıKarar verdi su. Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yazpı zaten. Tüm sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu.. Geçenlerde karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken “Dur ! ” dedi su. Durdum ! “Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma ! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar..” dedi