Turizme ‘Anayasa’ lazım!
Levent ÖZADAM
KKTC ekonomisini ayakta tutacak gözle görülür dişle tutulur iki ayak var;
Birisi turizm, diğeri eğitim sektörü…
Turizm olmazsa olmazımız hale gelmiş, tam bir lokomotif görevi yapıyor…
Şimdiye kadar bu sektörden yeteri kadar verim aldığımız söylenebilir mi, kesinlikle hayır!
Gelmiş geçmiş tüm hükümetler ve bakanlara bakın, hiçbirinin de iyi niyetinden şüphelenmek imkansız gibi…
Her gelen kendince bir şeyler katıyor, çalışıyor, ve gidiyor…
Her seferinde de yoğurt yiyişin çok farklı olduğu gözlemleniyor…
Kimisi, İngiltere’ye, kimisi İskandinav ülkelerine, kimisi de Arap ülkelerine yöneliyor, ya da başka bir yerlere…
Sonuçta her bakan değişiminde turizm politikası da değişiyor ve neredeyse her şey sil baştan başlıyor!
Merit Oteller Gurubu Yönetim Başkanı Reha Arar’ın dediği gibi yıllardan beridir turizm politikalarında devamlılık gösterilmediği için, hep yeni umutlar başka baharlara kalıyor…
Çünkü, bizim turizm sektöründe diğer gelişmiş ülkeler gibi henüz daha Turizmin ne anayasası ne de baba yasası yazılmamış!
Oysa diğer turizm ülkelerinde öyle değil…
Her ülkenin bir turizm politikası var ve gelen gidenin aslında çok fazla bir etkisi yok…
Gelen de giden de çizilen belirlenen anayasadan dışarı çıkamıyor ve en azından ne istediklerini bilen bir icraatlar zinciri mevcut!
Yıllardan beridir bu ülkede ‘Turizm Örgütü’ kırılsın sözlerini işitir dururuz…
Ama daha kurulmasına şahit olmadık!
Çünkü bakanlık yapanlar inisiyatifin elinden gidecekleri korkusu ile ipleri hiçbir zaman işi bilenlere vermek istemezler!
Çünkü hala bizde bu bakanlıkta bile partiye nasıl çıkar sağlarım düşüncesi mevcut…
Turizm Örgütü ile en ciddi çalışmayı şimdi ki bakanın yaptığını görüyoruz, bu kez olacak gibi bir hava hakim sanki…
Eğer olursa ve turizm sadece bakanlığın yetkisinden çıkarılırsa ve geniş yelpazeli konusunda uzman bir örgüte devredilirse işte zaman turizm anayasasını gerçek anlamda yazmak mümkün olacak…
Umarız Erdoğan Şanlıdağ ve ekibi bu kez başarırlar ve turizm artık uzman ellerde şekillenmeye başlar kesin hatlı turizm politikalarımız belirlenir…
Örneğin Türkiye’de 2008 yılını ‘Kıbrıs yılı’ ilan ettiremedik bari en azından 2009 yılı için top yekun bir çalışma başlatılabilir!
Biz daha burnumuzun ucunda ki Anavatan’dan adaya yeteri kadar turist getiremezsek, dünyanın bir ucundan niye gelsinler ki?
Turizmde eski anlayış artık yavaş yavaş yerini yeni anlayışlara bırakıyor…
Eski kafayla giden yerinde sayıyor, yeniliklere açık olan, ufkunu geniş tutup kafayı çalıştıran işletmeci hep bir adım önde oluyor…
KKTC, alternatif turizm olanakları için eşsiz özellikler taşıyor, ama bunu uygulayan ya da uygulamaya koyan sadece birkaç tane işletme var, gerisi şikayet etmekten, battık bittik edebiyatı yapmaktan öte gidemiyor…
Oysa artık deniz, kum ve güneş turizm yapılabilmesi için yeterli özellikler değil…
Bunlardan daha öteye giden ve hizmet alanını genişleten kazanıyor yatırımlarına yatırım katıyor…
Acapulco ve Merit bunların canlı örneği…
Dedik ya, artık köhnemiş zihniyetlerle turizm yapmak olası değil…
Öncelikle bu işin anayasasını yazmak gerekiyor, bunun için de ilgili birimlerin isteğini görmek mümkün…
Artık kabuğu kırıp dışarı çıkmak şart olmuş….
Devlet-özel sektör- uzman üçlüsü mutlaka kafa kafaya verip bu işin anayasasını çıkardıktan sonra, turizmin önünün açılacağından kuşkumuz yoktur…
İş sadece düğmeye basmakta…
Bu düğmeye basan hem kazanır hem de ülkesine çok şey kazandırır…
Yorumlar