Türkiye, terörle mücadelede yeni bir döneme girmek üzereyken, birkaç fikir babası, uzman kişi konu ile ilgili değerlendirme yapıp, “Her şeyden önce Kürt sorununu çözmemiz lazım” diyor. Sürekli söylüyor, yazıyor ve çiziyoruz ama yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışanlara fazla bir şey anlatamıyoruz. Kürt sorunu ile PKK sorunu arasında hiç bir paralellik olmadığı gibi, terörün varlık sebebi de Kürt meselesi ile ilişkili değildir. Fazla değil, 12 yıl önce -ki terör gerekçeleri bakın ve bugünkü durumla karşılaştırın- vicdanı olan herkes biliyor ki, Kürtçe kelimesini dahi kullanamazken bu gün televizyonlar Kürtçe yayın yapıyorlarsa, üniversitelerde kürsüler kuruluyorsa, özerlikten tutun, bölücülüğe kadar bilinçli, bilinçsiz her şey uluorta tartışılıyorsa ve tüm bunlara rağmen terör hala tırmanıyorsa, teşhiste hata var demektir. Vekil sıfatı ile taş atma eyleminde ön saflarda yer alacaksın, devlete-millete tehditler yağdıracaksın, Cuma namazını bölüp ortalığa fitnelik tohumları atacaksın sonra dönüp Kürt sorunu çözülsün diyeceksin. Sorun Kürt sorunu mu? Yoksa zihinsel alt yapı sorunu mu?. Varın siz bunların her isteğini yerine getirin, varın her birinin hayalindekini gerçekleştirin. Peki, terör bitecek mi sanıyorsunuz? Kürt kardeşimiz huzura kavuşacak mı dersiniz? Elbette ki hayır... Çünkü PKK terör örgütünü, içerde ve dışarıda rant olarak kullananların her türlü çıkarları Kürt sorununun üstündedir. Lütfen bazı şeyleri doğru perspektiften okuyalım. Bizim anladığımız demokratik açılımla, bunların anladığı açılım arasında sıradağlar kadar fark vardır. Özerklik safsatası ile devlete karşı meydan okumaya yeltenenlerin sorunu “Kürt” sorunu değil, potansiyel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye’yi ray’dan çıkarma sorunudur. Fakir fukaradan binbir vaat ve entrika ile 2,5 milyon oy toplayanlar, temsil görevlerini mecliste yürütmek yerine, Diyarbakır çay bahçelerinde akıl hocaları Claudia’nın mesajlarını okuyarak yeni strateji geliştirmeye çalışıyorlar. Ne diyorlar?. Cenaze kaldırmaktan krizi hissetmeyeceksiniz… Şimdi aklı selim herkese buradan soruyorum. Dünyanın herhangi bir yerinde demokrasiden, kardeşlikten dem vurup kan ve gözyaşını şantaj aracı olarak kullanan ve bundan da nemalanan bir vekil tanıyor musunuz?. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu böyle?. Kimse kusura bakmasın ama, Türkiye terör konusunda ileriye yönelik ciddi önlemler almak zorundadır.. Çünkü Liberal politikaların boşalttığı alana iyice yerleşen terör örgütü, artık kandil merkezli değildir. Bu nedenle, demokratik ve hukuk zemininde düzenli ordularla kent teröristini etkisiz kılmak son derece zor ve hemen hemen olanaksızdır. Artık bu işi uzmanlarına bırakıp, birazda bunların anladığı dilden konuşalım…