Her şeyin sınırı olduğu gibi eleştirinin de bir sınırı vardır. Bu sınır aşıldığında, yapılan şey eleştiri değil, hakaret ve saldırı olur. Takip edebildiğim kadarı ile medyanın büyük bir bölümünde o eski üslup alışkanlığımız hala devam ediyor. Yazılanlar tam bir rezalet. Adamlar köşelerinden bağırıyorlar; “Ordu konuşamaz, ordu sesini çıkaramaz”, “Batum eleştiri hakkını kullanmıştır, her şey kitabına uygun…” Evet, amacını aşan söylemlerle ordunun üzerinden politika üretmeye kalkışan zavallıların zırvalamaları bunlar. Lafı uzatmaya gerek yok. Hedef TSK. Medya ikiye bölündü. Askerin yanında olanlar, karşısında yer alanlar. Yaşanan bu anlamsız ve yersiz tartışmalara, Sayın Kılıçdaroğlu da akıllara durgunluk veren şu cümlesi ile katıldı; “Ordu ancak CHP Genel başkan katında eleştirilebilir”. Bu nasıl bir anlayış böyle? Genel başkanın ifade özgürlüğü bireyinkinden farklı mı? Bireyin böyle bir hakkı yoksa toplumların olur mu? İnsan düşündükçe fenalaşıyor.. Sanırım biz hala o zifiri karanlıklarda dolaşıyoruz. Çağ değil, maalesef hendek bile atlayamadık. Türkiye’nin emin adımlarla yoluna devam edebilmesi muhalefetin güçlenmesine bağlıdır. Ama işin burasını anlamayanlar, nedense hala kendi ayaklarına kurşun sıkmaya devam ediyorlar. Eleştiri özgürlüğü, hiç kimseye onur, şeref ve saygınlığa karşı rencide etme hakkını vermez. Ve makul sınırlar içerisinde kaldığı sürece eleştiri olur.. Çünkü ister insan olsun, ister yapıt olsun doğru ve yanlış yönlerini bulup, medenice belirtmek sadece Genel başkanların değil, herkesin en tabii, en doğal hakkıdır. Ancak, demokratlaşma gibi değerlerin temelini oluşturan bu hak bize TSK gibi çok önemli bir kurumu ahlakdışı benzetmelerle, boşaltılmış, doldurulmuş gibi gayri ciddi söylemlerle yıpratma hakkını da vermez. Kurum ve kuruluşları eleştirilmez görmek doğru bir yaklaşım değildir ama düşünce özgürlüğü diye hiç kimse ilkeleri, değerleri, yasaları yok saymaya kalkmamalıdır. Elbetteki demokratik toplumda farklı düşüncelerin varlığı, çoğulculuğun oluşması bakımından zorunludur ama IHAS 10 ve 10/2 md. başkalarının haklarının korunması esasına göre bunlar sınırsız değildir. Varın TSK yeni dünya koşullarına göre yapısını, caydırıcı gücünü, eksi ve artısını tartışın. Eminim ki hiç kimse buna karşı değildir. Ama askere kurşun sıkanların, her türlü iç ve dış mihrakların oyunları ile onu tasfiye etmeye çalışanların ekmeğine yağ sürerek, ülkenin bütünlüğünden, barıştan, adaletten bahsetmek bana pek inandırıcı gelmiyor.